1962-2025: İkinci Küba krizi mi? Uzman isimden A Haber'de çarpıcı yorum: Trump ile Putin nükleer savaşa girmez
ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusları caydırmak için iki nükleer denizaltı konuşlandıracağı yönündeki açıklaması dünyayı tedirgin etti. Yaşanan gelişme akıllara 1962 Küba Füze krizini getirdi. Küba Füze krizi, Soğuk Savaş’ın en tehlikeli dönemini temsil ediyor. Dünyada nükleer silahlarla donatılmış iki süper güç; Amerika ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler ilk kez doğrudan karşı karşıya geldiği an olarak tarihe geçti. Uzman isimler, 1962 Küba Füze krizini günümüzde ABD ve Rusya nükleer krizi üzerinden değerlendirdi. Trump'ın hafızayı tazelediğini söyleyen Güvenlik Politikaları Uzmanı Özgöker, "Trump da Putin de ikisi nükleer savaşa girmez, endişe etmeyin. Amerika’nın derin devleti Trump’ı da istemiyor. Yani Biden olsaydı biraz daha tehlikeliydi çünkü Biden derin devletin kuklasıydı ama Trump öyle değil derin devletle savaşıyor." ifadelerini kullandı. İşte detaylar...
ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya'ya nükleer resti dünyada geniş yankı uyandırdı. Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz günlerde Trump'ın, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşını 8 Ağustos'a kadar sona erdirmek istediği ABD tarafından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne bildirildi.
(FOTO: ahaber.com.tr ekran görüntüsü)
Dünyanın gözünü çevirdiği Trump, Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı olan Dmitry Medvedev'in kışkırtıcı açıklamaları doğrultusunda 2 nükleer denizaltının uygun bölgelere konuşlandırılması talimatı verdiğini duyurdu.
(Foto: ahaber.com.tr ekran görüntüsü)
Trump'ın nükleer denizaltı çıkışı akıllara 1962 Küba Füze Krizini getirdi. Bu kriz, dünyada nükleer silahlarla donatılmış iki süper güç Amerika ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler ilk kez doğrudan karşı karşıya geldiği an olarak tarihe geçti. Türkiye'ye konuşlu ABD'ye ait Jüpiter füzelerine karşı Sovyetler ise Küba'ya bir çok füze yerleştirdi ve yığınak yaptı.
(Foto: ahaber.com.tr ekran görüntüsü)
Hatta Küba füze krizi bir yerde iyi sonuçlarla geçer, neden çünkü iki başkanın da konuşmaları ile dünya barışın kurtarıldığı söylenir. Nükleer silahlar çıktığından beri insanlık ilk kez nükleer savaşın eşiğine gelmişti.
(Foto: AA)
1962 yılının sonbaharıydı. ABD, Türkiye ile İtalya'ya; SSCB ise Küba'ya nükleer başlıklı füzeler yerleştirmişti. Biri açıktan diğeri gizliden yapılmıştı. İki süper gücün restleşmesinin ardında yatan asıl neden ise Küba'da devrimle iktidara gelen Fidel Castro ve hükümetini ortadan kaldırmaktı. Moskova ile Washington sadece güçlerini test etmiyor aynı zamanda dünyanın sinir uçlarıyla oynuyordu. Küba bir İspanyol sömürgesiydi. Hemen yanı başında Avrupa devletleri vardı ve ABD'nin Florida kıyılarına sadece 90 mil uzaklıktaydı. Üçüncü olarak, Amerika Birleşik Devletleri hükümeti, Nisan 1961'de Domuzlar Körfezi'nde başarısız olan Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın (CIA) Küba işgalini destekledi.
(Foto: ahaber.com.tr ekran görüntüsü)
Castro rejimini güçlendirmenin yanı sıra, Kruşçev Ağustos 1962'de Küba'da orta menzilli ve orta menzilli balistik füze üsleri kurarak stratejik dengeyi eşitlemeye çalıştı. Florida'dan sadece 90 mil uzaklıkta bulunan bu ülke, füze üsleri faaliyete geçtiğinde Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'daki hemen hemen her büyük şehri vurabilirdi. Dünya yaklaşık iki hafta boyunca nükleer savaşın eşiğindeyken, Kruşçev, Amerika Birleşik Devletleri ablukayı kaldırır ve Küba'yı işgal etmeyeceğine söz verirse füzeleri kaldıracağına söz verdi. Ardından, Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye'deki nükleer silahlı PGM-19 Jüpiter füzelerini kaldırmasını talep ederek riski artırdı. Uzun tartışmaların ardından Başsavcı Robert F. Kennedy, Sovyet Büyükelçisi Anatoly Dobrynin ile bir araya gelerek füzeleri Türkiye'den kaldırma sözü verdi. Sovyetler teklifi kabul etti ve kısa süre sonra füzeleri Sovyetler Birliği'ne geri göndermeye başlayarak krizi sona erdirdi.
(Foto: ahaber.com.tr ekran görüntüsü)
Uzman isimler, 1962 Küba Füze krizini günümüzde ABD ve Rusya nükleer krizi üzerinden değerlendirdi.
1962-2025: İKİNCİ KÜBA KRİZİ Mİ?
Güvenlik Politikaları Uzmanı Prof. Dr. Uğur Özgöker, Küba'nın konumundaki önemine değinerek yaşanan krizi hatırlattı. Özgöker, "Küba'nın bulunduğu yer Amerika'nın Miami sahillerinde 72 mil olan bir yer. Oraya füzeleri koyduğunuz an Amerika'nın Washington, New York dahil hepsini vurabiliyosunuz. Amerika Küba'yı orayı gemi gelmesini, malzeme gelmesine engel olmak için ambargoya aldı. Küba'nın tütünü,şekerini satmasına engel olma ve çökmesine sebep oldu. Amerika CIA'ya gitti Küba'dan kaçmış olan muhalifleri eğitti. Fidel Castro'nun sevgilisini buldular ona zehir verdiler. Fidel Castro'yu Allah korudu. Orada 150 suikast yapıldı ama gerçekten Allah onu korudu. Ve büyük de bir Atatürk sevdalısıydı. Dünyada ilk bağımsızlık savaşını Atatürk verdi diyor biz de bağımsısız diyordu. Bunun üzerine Rusya uçaklarla nükleer füze getirdi oraya dikti. Dikince iki tarafta anında düğmelere basacak durumda. Yani düğmelere basınca nükleer savaş çıkacaktı. Ama Amerika'da Kennedy soğukkanlı bir adam, öbür tarafta Ukraynalı Kruşçev vardı. Stalin'den den sonra gelmişti. İkisi telefondan doğrudan konuştular. Aralarında Kızıl Ordu'yu öbür tarafta Pentagon'u çıkarttılar ve anlaştılar. Yani bir 8 saatte dünyayı kurtardılar. Küba'da Rusya nükleer füzelerini çekti. Amerika'da İzmir'den nükleer füzelerini çekti böylece savaş bitti. Ama ne bitti? Bir sene sonra Kennedy'i CIA karısının kucağında öldürüp temizledi. Sonra kardeşi senatör dört sene sonra başkan olacaktı onu da öldürdüler. CIA çok temiz çalışıyor. İki lider de kendi hayatlarını feda ettiler ama dünya barışını kurtardılar. Sovyet Rusya ile ABD arasında sıcak savaştaki en ciddi kriziydi." dedi.
"TRUMP VE PUTIN İKİSİ DE NÜKLEER SAVAŞA GİRMEZ"
Trump'ın hafızayı tazelediğini söyleyen Özgöker, "Şimdi de Trump da Putin'de ikisi de takıldı. İkisi de nükleer savaşa girmez endişe etmeyin. Amerika'nın derin devleti Trump'ı da istemiyor. Yani Biden olsaydı biraz daha tehlikeliydi çünkü Biden derin devletin kuklasıydı ama Trump öyle değil derin devlette savaşıyor." ifadelerini kullandı.
(FOTO: ahaber.com.tr)
"ABD UKRAYNA ORDUSUNA SİLAH VE PARA VERİP VEKALETEN SAVAŞTIRIYOR"
Ukrayna savaşının durması ve durdurulması gerektiğini vurgulayan Gazeteci Güngör Yavuzaslan ise, "İlk defa ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra bir cephe savaşı yaşanıyor. Bu çok önemli Ukrayna bir cephe savaşı. Bunun tarafı da bir süper güç. O açıdan bu Ukrayna savaşının durması ve durdurulması gerekir. Ukrayna savaşının nereye evrileceği belli değil. Bir tarafta kıta Avrupası ve ABD Ukrayna ordusuna silah ve para verip vekaleten savaştırıyorlar. Yani şu anda savaşan Ukrayna ordusu değil aynı zamanda Avrupalılar da savaşıyor.. Birinci Dünya Savaşı Macaristan Veliahtına suikastta öldürüldüğünde Dünya Savaşı demediler Balkan Krizi derler. "şeklinde konuştu.
"DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR MOTTOSU NE KADAR DEĞERLİ"
Başkan Erdoğan'ın barış diplomasisine de değinen Yavuzaslan, "Her zaman hatırlatıyorum dünya beşten büyüktür mottosu ne kadar değerli. Barış'ın adına dünyada çocuk ölümlerinin savaşın durdurulması adına ne kadar önemli. Trump 'nükleer denizaltı gönderdim 'diyor Putin, 'gel bakalım görelim' diyor. Dünyada barışı söyleyen lider var mı, Macron mu diyor? İngiltere mi diyor? Hayır, sürekli Tayyip Erdoğan diyoruz. Dünya kıyametin eşiğinde savaşlar böyle başladı." ifadelerini kullandı.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN
