Öyle ya da böyle...
Yerel seçimleri de kazasız belasız atlattı Türkiye...
Büyük bir sınav verdik milletçe...
O kazandı, bu kaybetti...
Nedenler, sonuçlar...
Artık bir kenarda...
Herkes şapkasını önüne koyup...
Kendi içinde tartışıyor, fikir alıyor, fikir veriyor.
Demokrasinin gereği yerine geldi...
Şimdi önümüze bakma zamanı...
Yatırımlara hız vermeye, ekonomiye güç katma zamanı...
Bu milletin öz kaynakları heba edilmeden...
Hangi parti olursa olsun...
31 Mart'ta millet kararını verdi ama bu kararının da takipçisi olmalı...
Oy vazifedir...
Oy namustur...
Oy evlattır...
Oy emanettir...
Oy gelecektir...
Oy güvendir, güven duymaktır...
Neye, neden verdiğini bilmiyorsan...
Basmakalıp alışkanlıklarına teslim olmuşsan...
Bari verdiğin oyun ne işe yaradığına bak...
Ne mi yapmalı?
Uyanık olmalı...
Bir belediye başkanı nasıl olmalı, nasıl çalışmalı?
Seçtiğin kişi devletin öz kaynaklarını kimler için harcıyor?
Bütçeleri, ihaleleri kimlere nasıl veriyor?
Projeleri vaat edilen zamanda yapabiliyor mu?
Ülkesini seviyor mu?
Ülkesinin geleceğini düşünüyor mu?
Dürüst mü?
Çalışkan mı?
Halkın içinde mi?
Yoksa sadece seçim haftası vatandaşın arasına karışıyor?
Teslim...
Takdir...
Takip...
Bu üçlü mekanizma işlerse...
Başkan çalışır, vatandaş hizmet alır...
Yoksa....
Gerisi lafügüzaf...
***
Bu arada...
Bizler seçim derdine düşmüşken...
Sonuçları tartışmayı sürdürürken...
Farkında mısınız bilmem ama...
Gazze'de katliam sürüyor.
Dünya tarihinde görülmemiş bir vahşet yaşanıyor.
Evler, sokaklar, mülteci kampları...
Kısaca insanın olduğu her yer...
Bombaların hedefinde...
Evet dua edelim onlar için...
Gıda ve zorunlu ihtiyaç malzemesi konusunda desteğimizi esirgemeyelim...
Ama katil İsrail durdurulmalı...
İster sokak protestolarıyla...
İsterse askeri müdahale ile...
Ölen onca insanın vebali hepimizin üzerinde...
Cahit Zarifoğlu'nun da dediği gibi...
"Ben bu çağdan nefret ettim, etimle kemiğimle nefret ettim."
Allah affetsin hepimizi...
Amin.