Mustafa Kocabey: Hakan Şükür'le ahirette hesaplaşacağız
Bir dönem attığı gollerle Metin Oktay’ın varisi olarak gösterilen Mustafa Kocabey, 17 yaşında geldiği Galatasaray’dan koparılışının bilinmeyenlerini Bahadır Çetinkaya’ya anlattı. Kocabey, sarı-kırmızılı takımdan gönderilmesinde payı olduğuna inandığı Hakan Şükür ve Arif Erdem için “Ahirette hesaplaşacağız. Hakkımı helal etmiyorum” ifadelerini kullandı.
Bildiğim kadarıyla Metin Oktay senin için "Benden sonra Mustafa'yı izleyeceksiniz. Benim veliahtımdır. Yeter ki arkasında durulsun. Kollansın" diyor. Bu veliaht Galatasaray'da fazla kalamadı. Erken ayrıldı. Ne oldu bu veliahta? Nazar mı değdi?!
Öncelikle Metin Oktay ile tanışma fırsatını bulduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Kendisi rahmetli olduktan sonra Salih Bulgurlu hocam vardı, devamlı bana söylerdi, 'Biz rahmetli Metin Oktay'la birlikte devamlı seni idmanlarda izlemeye gelirdik. Senin bundan haberin olmazdı. Çalıların arkasında gizlice izlerdik seni. Bana hep senden bahsediyor ve bu çocuğun arkasında duralım diyordu' diye anlatmıştı. Böyle bir efsanenin övgüsünü alabilmek benim için gurur verici. Gelelim 'Veliahta ne oldu?' sorusuna... 17 yaşımdaydım. Galatasaray'da top koşturmaya başlamıştım. 20 yaşıma basmıştım ve o dönemlerde Galatasaray Saffet Sancaklı'yı takıma kazandırmayı çok istiyordu. Benimle Saffet'i takas olarak kullandı kulüp. Ben kiralık olarak gideceğimi düşünürken meğer tamamen bonservisimi vermişlerdi.
Sen gitmek istedin mi peki? Çünkü G.Saray'da top oynuyorsun ve goller atıyorsun gitmek istemiş olamazsın.
Tabii ki gitmek istemedim ama ben Galatasaray kulübünün verdiği bir karara saygısızlık yapmak istemedim sadece. Hatta dönemin Futbol Şube Sorumlusu Adnan Polat beni otobüste hüngür hüngür ağladığımı görmüştür. Ve o zamanlarda Adnan Polat'ın bana bir sözü vardır.
Sanırım o sözü ben de biliyorum. Adnan Polat Futbol Şube Sorumlusu iken sana 'Bekle Mustafa seni takıma tekrar geri alacağım' demiş ve sen de bir röportajında 'Hala bekliyorum' demişsin galiba...
Ben sadece futbol hayatımda değil günlük yaşantımda da hep sözlere göre hareket ettim. Adnan Polat'ın bir sözü vardı. Bu söz dediğiniz gibi, 'Bekle Mustafa seni takıma tekrar geri alacağım' olmuştur. Ben de bu söze göre hareket ettim. Gitmeme konusunda ısrar etmedim. Gidişte Galatasaray'a 1 yıl sonra geri döneceğimi düşünüyordum. İstesem gitmezdim ama G.Saray kulübüne yöneticilere saygısılzlık yapmak istemedim.
Daha sonradan Adnan Polat'la bir araya gelip bu sözü kendisine hatırlattınız mı? Herhalde unutmamıştır verdiği sözü.
Evet. Kendisiyle bir gün bir yerde yollarımız kesişti. Kendisi bana, 'Sana böyle bir söz verdim mi Mustafa' diye sordu. Ben de, 'Evet abi. Böyle bir söz unutulmaz' dedim.
Düşünsenize bir futbolcunun kaderini tamamen etkilecek bir söz veriyorsunuz ve bu sözü unutuyorsunuz. Bu profesyonel bir futbolcu için çok açı bir şey. Futbol yaşantımı etkilemiştir.
Öncelikle Metin Oktay ile tanışma fırsatını bulduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Kendisi rahmetli olduktan sonra Salih Bulgurlu hocam vardı, devamlı bana söylerdi, 'Biz rahmetli Metin Oktay'la birlikte devamlı seni idmanlarda izlemeye gelirdik. Senin bundan haberin olmazdı. Çalıların arkasında gizlice izlerdik seni. Bana hep senden bahsediyor ve bu çocuğun arkasında duralım diyordu' diye anlatmıştı. Böyle bir efsanenin övgüsünü alabilmek benim için gurur verici. Gelelim 'Veliahta ne oldu?' sorusuna... 17 yaşımdaydım. Galatasaray'da top koşturmaya başlamıştım. 20 yaşıma basmıştım ve o dönemlerde Galatasaray Saffet Sancaklı'yı takıma kazandırmayı çok istiyordu. Benimle Saffet'i takas olarak kullandı kulüp. Ben kiralık olarak gideceğimi düşünürken meğer tamamen bonservisimi vermişlerdi.
Sen gitmek istedin mi peki? Çünkü G.Saray'da top oynuyorsun ve goller atıyorsun gitmek istemiş olamazsın.
Tabii ki gitmek istemedim ama ben Galatasaray kulübünün verdiği bir karara saygısızlık yapmak istemedim sadece. Hatta dönemin Futbol Şube Sorumlusu Adnan Polat beni otobüste hüngür hüngür ağladığımı görmüştür. Ve o zamanlarda Adnan Polat'ın bana bir sözü vardır.
Sanırım o sözü ben de biliyorum. Adnan Polat Futbol Şube Sorumlusu iken sana 'Bekle Mustafa seni takıma tekrar geri alacağım' demiş ve sen de bir röportajında 'Hala bekliyorum' demişsin galiba...
Ben sadece futbol hayatımda değil günlük yaşantımda da hep sözlere göre hareket ettim. Adnan Polat'ın bir sözü vardı. Bu söz dediğiniz gibi, 'Bekle Mustafa seni takıma tekrar geri alacağım' olmuştur. Ben de bu söze göre hareket ettim. Gitmeme konusunda ısrar etmedim. Gidişte Galatasaray'a 1 yıl sonra geri döneceğimi düşünüyordum. İstesem gitmezdim ama G.Saray kulübüne yöneticilere saygısılzlık yapmak istemedim.
Daha sonradan Adnan Polat'la bir araya gelip bu sözü kendisine hatırlattınız mı? Herhalde unutmamıştır verdiği sözü.
Evet. Kendisiyle bir gün bir yerde yollarımız kesişti. Kendisi bana, 'Sana böyle bir söz verdim mi Mustafa' diye sordu. Ben de, 'Evet abi. Böyle bir söz unutulmaz' dedim.
Düşünsenize bir futbolcunun kaderini tamamen etkilecek bir söz veriyorsunuz ve bu sözü unutuyorsunuz. Bu profesyonel bir futbolcu için çok açı bir şey. Futbol yaşantımı etkilemiştir.
Nasıl etkiledi mesela? Futbolda bir düşüş mü yaşadın?
Hayır! Bir düşüş söz konusu değil. Ben Türkiye liglerinde en çok gol atan futbolcuyum. Hakan Şükür veya Tanju Çolak değil. Benim profesyonel olarak attığım toplam gol sayısı 309 dur. Ben futboldan emekli olacağım güne kadar toplam 300 gol sayısına ulaşmak istedim ve şu anda 309 golüm var. 21 yılda 8-9 şampiyonluk ve gol krallıkları gördüm. Hiç bir zaman düşüş yaşamadım. 2000 yılında Yozgatspor'da iken 31 golle Süper Lig'in en çok gol atan futbolcusu oldum. Hatta bu kadar gol attıktan sonra Beşiktaş'ın da dikkatini çekmişim. Beşiktaş ile anlaştım. Beşiktaş forması giyip fotoğraflar çekildik. İş sadece imzaya kaldı.
Eee! İmza?
O dönem Yozgatspor yönetimi beni bırakmak istemedi. O yüzden imza atamadım Beşiktaş kulübüne... Terkak büyük bir takım forması giyememek benim içimde büyük bir uktedir. Ben kariyerim boyunca kendimi 3 büyüklerin hep golcüsü olarak gördüm. Açık yürekle söylüyorum şu anda 40 yaşımdayım sadece kalecilerden dönen topları tamamlasam gol kralı olurum orta ve ara paslarını hesaba katmıyorum.
Şu anda!
Evet. Şu anda. İstek ve arzumla, oyun mantelitemle Süper Lig'de gol kralı olurum.
Burak Yılmaz hakkında ne düşünüyorsun?
Burak yılmaz benim gözümde golcü sıfatı değil ama tam bir forvet. Yıpratıcı santrafor özelliği olan bir oyuncu. Baha göre Süper Lig'de şu anda golcü olarak sadece Gekas var. Demba Ba veya Sow da benim gözümde golcü değiller.
Genç Milli Takımlar'da 51 kez forma giyip ama hiç A Milli olamamışsın. Bunu neye bağlıyorsun?
Bir tek o kısmet olmadı işte... O zamanlar çok iyi futbolcular vardı. Hakan Şükür'ler, Hami'ler vardı. Beni düşünmediler ama ben hakkettiğimi düşünüyordum. O zamanlar ben ve Okan Buruk aynı yaştaydık. Okan'ın A milli takımda San Marino karşısında denediler. 'Beni niye denemediniz' Ben de gittim Ümit Milli maçında oynadım San Marino'ya karşı.
Hakan Şükür'ün ismi geçmişken sormak istiyorum... Arif Erdem ve Hakan Şükür'ün seni takımdan gönderilmende bir rolü oldu mu?
Çok genç yaşta, henüz 20 yaşında iken neler yapabileceğimi kanıtladığım bir dönemde Galatasaray'dan koparıldım. En çok zoruma giden altyapıda 6 sene mücadele ettikten ve forma verildiği gün takıma galibiyeti getiren golü atma cesareti ve başarısı gösterdikten sonra bu durumun yaşanmasıydı. Hangi futbolcu olursa olsun, 17-18 yaşında sahaya çıktığında eli, ayağı titrer ben asla böyle bir durum yaşamadım. Çünkü ben 14-15 yaşlarından itibaren Genç Milli Takım kategorilerinde oynadım, Avrupa şampiyonluğu yaşadım. Ben Galatasaray'da görev almaya başladığımda 45-50 kez Milli Takım forması giymiştim zaten. Dediğim gibi çok iyiydim. Düşünsenize 20 yaşındasınız ve attığınız gollerle Galatasaray taraftarını ayağa kaldırıyorsunuz ama takımdan gönderiliyorsunuz. Her maçta belki 3, bilemedin 2 gol atıyorsunuz. Avrupa kupası maçında Roma'ya 2 gol atıyorsunuz fakat gönderiliyorsunuz. Bunun anlamını bir kişiye bağlamak istemiyorum. Zaten bunun tartısı yapılacak yer ahiret. Orada oturucaz, hep beraber kim kimin kul hakkını yedi, kim kimin ekmeğine engel oldu göreceğiz ve hesaplaşacağız elbette"
Galatasaray'la A takımda çıktığın ilk maçta gol atmışsın... 12 Eylül 1992 yılında Aydınspor ile maç yapıyorsunuz ve karşılaşmadaki tek gol senden geliyor... O günü, maç öncesini özellikle golden sonra hissetkilerini benimle paylaşır mısın?
Öncelikle buradan Feldkamp'a bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Feldkamp denilen hoca Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi hocası hiç kuşkusuz. Bana ve Türk futboluna çok şey kazandırdı. Bana çok güveniyordu. Biz genç takımda şampiyon olduğumuz zaman Okan ve beni çok yakın takip ediyordu. A takım ile kampa katıldığımız zaman sürekli, 'Okan ile Mustafa nerde' diye bizi sorardı. Biliyorsunuz Almanların genç futbolculara karşı çok ilgisi vardır. Kendisi de bizi hep kazanmak isterdi. Feldkamp'ta öyle bir hocaydı. Beni ilk maçımda A takımda oynattığında 3. haftaydı çok iyi hatırlıyorum. Aydınspor ile sahamızda karşı karşıya geliyoruz ve o maçta ilk ve tek golü ben attım. Bütün tribünler 'Gool' diye bağırıyordu. İnanılmaz bir duyguydu benim için. Hatta o maçta inanılmaz goller de kaçırdım. Türkiye'de de böyle bir düşünce var, çok kaçırdığın zaman transfer olursun gönderilirsin diye... Ama Feldkamp'ın ise düşüncesi tam tersiydi. 'Bizim için önemli olan futbolcunun gole girmek isteyeni golü arayan futbolcudur' derdi. 'Mustafa'da öyle bir futbolcu.' Beni de o yüzden oynattı zaten. Ben kendisinin gözünde hep Gerth Müller olarak kaldım. Bana sürekli olarak benim için Türkiye'nin Gert Mülleri sensin diyordu.
Feldkamp 3 yıl daha kalsaydı Galatasaray'da sence ne olurdu?
Feldkamp bildiğiniz üzere sağlık problemlerinden dolayı takımdan ayrılmak zorunda kaldı. Ancak Feldkamp 3 yıl daha Galatasaray'ın başında kalsaydı kendi şahsım üzerine söylüyorum, ben sadece Galatasaray'da değil Avrupa'nın da en iyi kulüplerinden birinde top koştururdum. Hatta kendimden çok eminim gittiğim takımda bile gol krallığı görürdüm.
O halde Feldkamp'ın gidişi senin kaderini de ciddi etkiledi.
Kesinlikle etkiledi.
Galatasaray'da oynarken ya da başka takımdaysen Avrupa'dan teklif aldın mı?
Galatasaray'la Avrupa'ya kampa gittiğimizde takımda en yeni oyuncular benimle birlikte Okan'dı. Kampta bizi Twente kulübü çok beğenmişti, çok istemişti. Ancak biz zaten Avrupa'nın en iyi takımlarından biri olan Galatasaray'da top oynuyorduk. G.Saray, Twente'den daha iyi bir takımdı, biz de gitmeyi hiç düşünmedik zaten. Söz konusu bile olmaz.
Kariyerine baktım. Bir takımda en çok 3 sezon üst üste kalabilmişsin. Sanırım biraz geçimsiz bir oyuncusun. Ya da istikrarsız.
Hayır hayır... Düşündüğünüz gibi değil. Bir futbolcu çok transfer yaparsa çok sorunludur o yüzden transfer olur sizin de dediğiniz gibi ama ben hep istenilen futbolcu oldum bu yüzdendir benim sürekli kulüp değiştirmem.
Şu anki Türk futbolu ve Milli Takım hakkında ne düşünüyorsun?
Dikkat ederseniz Türk futbolunun gelişimi Milli Takım'la eş değerdir. Galatasaray'ın UEFA kadrosunun bir yere taşıdığı milli takım var ve ondan sonra şimdiki milli takım! Şu anki milli takımın durumu da türk futbolunun göstergesidir. Türk futbolu hakkında ne yazıkki iyi şeyler söyeleyemeyeceğim. Şu an Türk futbolu iyi değil Avrupa'da da silinmeye başladık. En yakın zamanda turnuvalara katılmamız gerekiyor. Altyapılardan zaten futbolcunuz yetişmiyor. Bence en büyük problem bu.
Son olarak ise son dönemlerde tartışma konusu olan yabancı kuralı hakkında ki düşüncelerini de öğrenmek istiyorum.
Herkes Avrupa'dan futbolcu getirmeye çalışacağı için bu Türk futboluna ve Milli Takıma da yansıyacaktır. Aslında herkes kendi kendini kandırıyor. TFF Başkanı Yıldırım Demirören çıkmış açıklama yapıyor. 'Türk futbolunun daha çok önünü açmaya çalışıyoruz. Altyapıya önem veriyoruz' diyor. Ben inanmıyorum artık o iş bitti. Fatih Terim başarısını ve kalitesini kanıtlamış bir hoca. Galatasaray'da çok başarılar elde etti. Diliyorumki Milli Takımları iyi yerlere getirecek ve kurtarıcı olacak kişi. Ama her şeyden önce milli takımın bir yerlere gelmesi için altyapıya önem verilmeli. Altyapının bir yerlere gelmesi gerekiyor.
Sabah