Başka dünya yok, eğer şu anda dünyaya yayılmakta olan karbon miktarını azaltamazsak 2050'ye kadar yeni bir gezegen bulmamız şart. Mars'taki suyu bile sindiremediğimize göre bu ihtimal şu anda oldukça zayıf görünüyor. Bu gerçekle dünya son 15 yıldır, karbon salımını azaltmak üzere uluslararası direktifler, standartlar üzerinde hummalı bir şekilde çalışıyor. Şirketler de ortaya milyon dolarlar saçıp karbon ayak izlerini nasıl düşürdüklerini duyurmaktan geri kalmıyor. Peki durum böyleyken disiplini ve şaşmaz kuralcılığıyla tanınan Almanlar'ın prestijli markası Volkswagen nasıl oldu da bir çevre skandalına imza attı? Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Uluslararası Enerji Ekonomisi Birliği (IAEE) Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu'na göre bu bir 'gündem' meselesi. KRİMİNAL BİR SUÇ Azot dioksit salımının insan sağlığı üzerinde akciğer kanserine kadar varan etkileri olduğunu belirten Kumbaroğlu, çevreyle ilgili politika yapıcıların son 10-15 yıldır tüm ilgilerini karbon salımı üzerinde yoğunlaştırdığını söylüyor. 'Karbon iklim değişikliği, azot ise insan sağlığı üzerinde daha çok etkili' diyen Kumbaroğlu, Volkswagen'in işlediği suçu 'kriminal bir vaka' olarak değerlendiriyor. Otomobil şirketlerinin sadece fosil yakıtların verimliliğini ön plana çıkardıklarını söyleyen Kumbaroğlu, 'Yakıt verimliliğinde 10 yıl önceye göre yüzde 2 iyileşme var. Ancak özellikle dizel araçlarda azot oksit tehlikesi var' diyor. Gürkan Kumbaroğlu, bu konudaki ihmalle ilgili özeleştiri yapmaktan da geri durmuyor: 'Ben bile doktora konum azot olmasına rağmen yıllardır karbon odaklı çalışıyorum. Azot geri planda kaldı. Hepimizin gündemi kaydı. Şirketler de hep karbonla ilgili danışıyorlar bize. Azot onlar için de geri planda.' Sabah