A Haber - Haberler, Son Dakika Haberleri, A Haber Canlı Yayın
22 Aralık 2025, Pazartesi
  • CANLI YAYIN
  • Ziraat Türkiye Kupasi
  • TÜM MANŞETLER
  • SON DAKİKA
  • ÖZEL HABER
  • VİDEO
      • Programlar
      • Gündem
      • Yaşam
      • Dünya
      • Spor
      • Ekonomi
      • Kültür Sanat
      • Teknoloji
      • Otomobil
      Özel Video Arşivden Çıkan Gerçek Haber Özel Melih Altınok ile Sebep Sonuç Satır Arası Memleket Meselesi Canan Barlas ile Gündem Toplumsal Hafıza 15 Temmuz Bir insan bir hikaye Belgesel Kuşağı Klipler Portre Erkan Tan İle Sabah Ajansı Unutma Hatırla Perde Arkası Arka Plan Banu El İle Ajans Haktan Uysal İle A Haber'de Bugün Aklın Yolu Dünya Atlası
  • GALERİ
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • YAŞAM
  • DÜNYA
  • SPOR
  • ÖZEL HABER
  • MAGAZİN
  • VİRAL
  • ANALİZ
  • YAZARLAR
  • CANLI TV
    • Tv Yayınları
      • A Haber
      • A Spor
      • A Para
      • Vav TV
      • A News
      • ATV
      • A2TV
      • Minika Go
      • Minika Çocuk
      Radyo Yayınları
      • A Haber Radyo
      • A Spor Radyo
      • A Para Radyo
      • A News Radio
      • Radyo Turkuvaz
      • Turkuvaz Romantik
      • Turkuvaz Efsane
      • Vav Radyo
      • Radyo Soft
      • Radyo Energy
      • Turkuvaz Anadolu
      • Turkuvaz Musiki
      • Turkuvaz Nostalji
  • CANLI TV
    • TV YAYINLARI
      • A Haber
      • A Spor
      • A Para
      • Vav TV
      • A News
      • ATV
      • A2TV
      • Minika Go
      • Minika Çocuk
    • RADYO YAYINLARI
      • A Haber Radyo
      • A Spor Radyo
      • A Para Radyo
      • A News Radio
      • Radyo Turkuvaz
      • Turkuvaz Romantik
      • Turkuvaz Efsane
      • Vav Radyo
      • Radyo Soft
      • Radyo Energy
      • Turkuvaz Anadolu
      • Turkuvaz Musiki
      • Turkuvaz Nostalji
  • RESMİ İLAN
  • KLİPLER
  • ÖZEL VİDEO
  • A HABER RADYO
  • NAMAZ VAKİTLERİ
  • DİZİLER
    • Eski Diziler
      • Gül Masalı
      • Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz
      • Adı Sevgi
      • Kalp Yarası
      • Hercai
      • Beni Bırakma
      • Canevim
      • Gel Dese Aşk
      • Gençliğim Eyvah
      • Sen Anlat Karadeniz
      • Kimse Bilmez
      • Akıncı
      • Baş Belası
      • Bozkır Arslanı Celaleddin
      • İkimizin Sırrı
      • Maraşlı
      • Hakim
      • Bir Zamanlar Çukurova
      Kuruluş Osman
      Bir Gece Masalı
      Can Borcu
      Zembilli
      Kardelenler
      Sustalı Ceylan
      Başka Bir Gün
  • atv PROGRAMLARI
    • Müge Anlı ile Tatlı Sert Esra Erol' da Kim Milyoner Olmak İster
  • DİĞER
    • Son Dakika Özel Haber Özel Video Memurlar Yaşam Eğitim Magazin Viral Sağlık Televizyon Teknoloji Otomobil Din Tarih Klipler Analiz Portre Yazarlar
      Galeri Epstein skandalında yeni görüntüler! Çocuklarla sansürlü kareler mide bulandırdı Sadece %1’i başarıyor: 78’lerin arasındaki 87’yi 7 saniyede bul Sıfır faizli kredi fırsatları arttı: Hangi banka ne kadar veriyor? Katil Netanyahu Washington yolcusu: Trump Tükiye’nin varlığını kabul ettirecek! MSB 1113 sürekli işçi alımı İŞKUR: Kimler başvurabilir? Meslekler ve iller listesi SSK, Bağ-Kur, 4C’liye TES avantajı: 3600 günle çifte emekli maaş fırsatı Gram altın rekora doymuyor! İslam Memiş 2026 Temmuz için rakam verdi Tren makinisti olmak isteyenlere fırsat: İŞKUR 169 kursiyer alıyor! İşte şartları
      RSS Künye Frekanslar Arşiv Yayın Akışı Gizlilik Bildirimi Ziraat Türkiye Kupası Bize Ulaşın
  • BİZE ULAŞIN

A Haber’i
Sosyal Medyada Takip Edin

  • Apple iTunes
  • Google Play
  • Huawei App Gallery
  • Bize Ulaşın
  • Künye/İletişim
  • Veri Politikası
  • Gizlilik Bildirimi
Copyright © 2024 Tüm hakları saklıdır.
Namaz Vakitleri şehir ara
    Anasayfa Yazarlar 26 Ağustos Gecesinde Saatler...

    HINCAL ULUÇ

    26 Ağustos Gecesinde Saatler...

    26 Ağustos Gecesinde Saatler...

    26.08.2021, Perşembe

    Bandırma'da kış.. Ben 7 yaşındayım. Öcal Ağbim 10. Serpil bebek.. Kemal henüz yok.. Gene bir cumartesi gecesi.. Annem gene harika bir çilingir sofrası hazırlamış. Masada içki olduğu için biz çocuklar ayrı yemişiz. Şimdi gürül gürül yanan odun sobasının yanında oturuyoruz. Ve kendimizden geçmiş dinliyoruz.. Bu kaçıncı cumartesi gecesi ve kaçıncı dinleyişimiz.. Bazı dizeleri dinleye dinleye ezberlemişiz.. Arada masadakilerle beraber mırıldanıyoruz..
    Ne mi dinlediğimiz.. Nâzım Hikmet.. Kuvayı Milliye.. Sonra kitabın tamamını defalarca okudum.. Okuduklarım 8. Bab!. Yani son bölüm..
    Okuyanlar mı?. Babam.. Babamın yakın arkadaşı, öğretmen Ahmet Amca.. Ahmet Ellezoğlu.. Bana, evimize gelip özel ders vererek İngilizce öğreten, "Dil bu yaşta öğrenilir" diyen adam.. Aslan Amca.. Alparslan Türkeş.. Babamın çok yakın arkadaşı o da.. Subay o da..
    Ve bunların üçü de, hem de nasıl Türk milliyetçisi..
    İşte o 8. Bab, yani Nâzım'ın koyduğu uzun isimle..
    "26 AĞUSTOS GECESİNDE SAATLAR
    İKİ OTUZDAN BEŞ OTUZA KADAR
    VE
    İZMİR RIHTIMINDAN AKDENİZ'E
    BAKAN NEFER"

    Bu 26 Ağustos gününde, bizi bugünlere getiren zaferi, "İlk hedefi Akdeniz" olan Büyük Taarruz'u en güzel anlatan destanı, özellikle bugünün gençleri ve çocukları da okusunlar istedim ve tümüyle, aynen köşeme aldım..
    Bin teşekkür, bin minnet duygularımla, Nâzım Usta!.

    ***

    Saat 2.30.

    Kocatepe yanık ve ihtiyar bir bayırdır,

    ne ağaç, ne kuş sesi,

    ne toprak kokusu vardır.

    Gündüz güneşin,

    gece yıldızların altında kayalardır.

    Ve şimdi gece olduğu için

    ve dünya karanlıkta daha bizim,

    daha yakın,

    daha küçük kaldığı için

    ve bu vakitlerde topraktan ve yürekten

    evimize, aşkımıza ve kendimize dair

    sesler geldiği için

    kayalıklarda şayak kalpaklı nöbetçi

    okşayarak gülümseyen bıyığını

    seyrediyordu Kocatepe'den

    dünyanın en yıldızlı karanlığını.

    Düşman üç saatlık yerdedir

    ve Hıdırlık-tepesi olmasa

    Afyonkarahisar şehrinin ışıkları gözükecek.

    Kuzeydoğuda Güzelim-dağları

    ve dağlarda tek

    tek

    ateşler yanıyor.

    Ovada Akarçay bir pırıltı halinde

    ve şayak kalpaklı nöbetçinin hayalinde

    şimdi yalnız suların yaptığı bir yolculuk var:

    Akarçay belki bir akar su,

    belki bir ırmak,

    belki küçücük bir nehirdir.

    Akarçay Dereboğazı'nda değirmenleri çevirip

    ve kılçıksız yılan balıklarıyla

    Yedişehitler kayasının gölgesine girip

    çıkar.

    Ve kocaman çiçekleri eflatun

    kırmızı

    beyaz

    ve sapları bir, bir buçuk adam boyundaki

    haşhaşların arasından akar.

    Ve Afyon önünde

    Altıgözler Köprüsü'nün altından

    gündoğuya dönerek

    ve Konya tren hattına rastlayıp yolda

    Büyükçobanlar Köyü'nü solda

    ve Kızılkilise'yi sağda bırakıp

    gider.


    Düşündü birdenbire kayalardaki adam

    kaynakları ve yolları düşman elinde kalan bütün

    nehirleri.

    Kim bilir onlar ne kadar büyük,

    ne kadar uzundular?

    Birçoğunun adını bilmiyordu,

    yalnız, Yunan'dan önce ve Seferberlik'ten evvel

    Selimşahlar Çiftliği'nde ırgatlık ederken Manisa'da

    geçerdi Gediz'in sularını başı dönerek.


    Dağlarda tek

    tek

    ateşler yanıyordu.

    Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki

    şayak kalpaklı adam

    nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden

    güzel, rahat günlere inanıyordu

    ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,

    birdenbire beş adım

    sağında onu gördü.

    Paşalar onun arkasındaydılar.

    O, saatı sordu.

    Paşalar: 'Üç' dediler.

    Sarışın bir kurda benziyordu.

    Ve mavi gözleri çakmak

    çakmaktı.

    Yürüdü uçurumun başına

    kadar,

    eğildi, durdu.

    Bıraksalar

    ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak

    ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak

    Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlıyacaktı.


    Saat 3.30.


    Halimur - Ayvalı hattı üzerinde

    manga mevziindedir.


    İzmirli Ali Onbaşı

    (kendisi tornacıdır)

    karanlıkta gözyordamıyla

    sanki onları bir daha görmiyecekmiş gibi

    baktı manga efradına birer birer

    Sağda birinci nefer

    sarışındı.

    İkinci esmer.

    Üçüncü kekemeydi

    fakat bölükte

    yoktu onun üstüne şarkı söyliyen.

    Dördüncünün yine mutlak bulamaç istiyordu canı.

    Beşinci, vuracaktı amcasını vuranı

    tezkere alıp Urfa'ya girdiği akşam.

    Altıncı,

    inanılmıyacak kadar büyük ayaklı bir adam,

    memlekette toprağını ve tek öküzünü

    ihtiyar bir muhacir karısına bıraktığı için

    kardeşleri onu mahkemeye verdiler

    ve bölükte arkadaşlarının yerine nöbete kalktığı için

    ona 'Deli Erzurumlu' derdiler.

    Yedinci, Mehmet oğlu Osman'dı.

    Çanakkale'de, İnönü'nde, Sakarya'da yaralandı

    ve gözünü kırpmadan

    daha bir hayli yara alabilir,

    yine de dimdik ayakta kalabilir.

    Sekizinci,

    İbrahim,

    korkmıyacaktı bu kadar

    bembeyaz dişleri böyle tıkırdayıp

    birbirine böyle vurmasalar.

    Ve İzmirli Ali Onbaşı biliyordu ki:

    tavşan korktuğu için kaçmaz

    kaçtığı için korkar.


    Saat 4.


    Ağzıkara - Söğütlüdere mıntıkası.

    On ikinci Piyade Fırkası.

    Gözler karanlıkta, uzakta.

    Eller yakında, makanizmalar üzerinde.

    Herkes yerli yerinde.

    Tabur imamı

    mevzideki biricik silahsız adam:

    ölülerin adamı,

    kırık bir söğüt dalı dikerek kıbleye doğru,

    durdu boyun büküp

    el kavuşturup

    sabah namazına.

    İçi rahattır.

    Cennet, ebedi bir istirahattır.

    Ve yenilseler de, yenseler de adayı,

    meydanı gazadan o kendi elleriyle verecektir

    Cenabı rabbülâlemine şühedayı.


    Saat 4.45.


    Sandıklı civarı.

    Köyler.

    Sarkık, siyah bıyıklı süvari,

    çınar dibinde, beygirinin yanında duruyordu.

    Çukurova beygiri

    kuyruğunu karanlığa vuruyordu:

    dizkapaklarında kan,

    kantarmasında köpük...

    İkinci Süvari Fırkası'ndan Dördüncü Bölük,

    atları, kılıçları ve insanlarıyla havayı kokluyor.

    Geride, köylerde bir horoz öttü.

    Ve sarkık, siyah bıyıklı süvari

    ellerinin tersiyle yüzünü örttü.

    Karşı dağlar ardında, düşman elinde kalan

    bir başka horoz vardır:

    baltaibik, sütbeyaz bir Denizli horozu.

    Düşmanlar herhal onu çoktan kesip

    çorbasını yapmışlardır...


    Saat beşe on var.


    Kırk dakka sonra şafak

    sökecek.

    'Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak'.

    Tınaztepe'ye karşı Kömürtepe güneyinde,

    On beşinci Piyade Fırkası'ndan iki ihtiyat zabiti

    ve onların genci, uzunu,

    Darülmuallimin mezunu

    Nurettin Eşfak,

    mavzer tabancasının emniyetiyle oynıyarak

    konuşuyor:

    - Bizim İstiklal Marşı'nda aksıyan bir taraf var,

    bilmem ki, nasıl anlatsam?

    Akif, inanmış adam,

    fakat onun, ben,

    inandıklarının hepsine inanmıyorum.

    Mesela, bakın:

    'Gelecektir sana vaadettiği günler Hakkın.'

    Hayır,

    gelecek günler için

    gökten ayet inmedi bize.

    Onu biz, kendimiz

    vaadettik kendimize.

    Bir şarkı istiyorum

    zaferden sonrasına dair.


    'Kim bilir belki yarın...'


    Saat beşe beş var.


    Dağlar aydınlanıyor.

    Bir yerlerde bir şeyler yanıyor.

    Gün ağardı ağaracak.

    Kokusu tütmeğe başladı:

    Anadolu toprağı uyanıyor.

    Ve bu anda, kalbi bir şahan gibi göklere salıp

    ve pırıltılar görüp

    ve çok uzak

    çok uzak bir yerlere çağıran sesler duyarak

    bir müthiş ve mukaddes macerada,

    ön safta, en ön sırada,

    şahlanıp ölesi geliyordu insanın.

    Topçu evvel mülazımı Hasan'ın

    yaşı yirmi birdi.

    Kumral başını gökyüzüne çevirdi,

    kalktı ayağa.

    Baktı, yıldızları ağaran muazzam karanlığa.

    Şimdi bir hamlede o kadar büyük,

    öyle şöhretli işler yapmak istiyordu ki

    bütün ömrünü ve hatırasını

    ve yedi buçukluk bataryasını

    ağlanacak kadar küçük buluyordu.


    Yüzbaşı sordu:

    - Saat kaç?

    - Beş.

    - Yarım saat sonra demek...


    98956 tüfek

    ve şoför Ahmet'in üç numrolu kamyonetinden

    yedi buçukluk şnayderlere, on beşlik obüslere kadar,

    bütün aletleriyle

    ve vatan uğrunda,

    yani, toprak ve hürriyet için ölebilmek kabiliyetleriyle


    Birinci ve İkinci ordular

    baskına hazırdılar.


    Alaca karanlıkta, bir çınar dibinde,

    beygirinin yanında duran

    sarkık, siyah bıyıklı süvari

    kısa çizmeleriyle atladı atına.

    Nurettin Eşfak

    baktı saatına:

    - Beş otuz...

    Ve başladı topçu ateşiyle

    ve fecirle birlikte büyük taarruz...


    Sonra.

    Sonra, düşmanın müstahkem cepheleri düştü.

    Bunlar:

    Karahisar güneyinde 50

    ve doğusunda 20-30 kilometredeydiler.


    Sonra.

    Sonra, düşman ordusu kuvayı külliyesini ihata ettik

    Aslıhanlar civarında


    30 Ağustos'a kadar.


    Sonra.

    Sonra, 30 Ağustos'ta düşman kuvayı külliyesi imha ve esir olundu.

    Esirler arasında General Trikopis:

    Alaturka sopa yemiş bir temiz

    ve sırmaları kopuk frenk uşağı...


    Yaralı bir düşman ölüsüne takıldı Nurettin Eşfak'ın ayağı.

    Nurettin dedi ki: 'Teselyalı Çoban Mihail,'

    Nurettin dedi ki: 'Seni biz değil,

    buraya gönderenler öldürdü seni...'


    Sonra.

    Sonra, 31 Ağustos günü

    ordularımız İzmir'e doğru yürürken

    serseri bir kurşunla vurulan

    Deli Erzurumluydu.

    Devrildi.

    Kürek kemikleri altında toprağı duydu.

    Baktı yukarı,

    baktı karşıya.

    Gözler hayretle yandılar:

    önünde, sırtüstü, yan yana yatan postalları

    her seferkinden kocamandılar.

    Ve bu postallar daha bir hayli zaman

    üzerlerinden atlayıp geçen arkadaşların arkasından

    seyredip güneşli gökyüzünü

    ihtiyar bir muhacir karısını düşündüler.

    Sonra...

    Sonra, sarsılıp ayrıldılar birbirlerinden

    ve Deli Erzurumlu ölürken kederinden

    yüzlerini toprağa döndüler...

    Solda, ilerdeydi Ali Onbaşı.

    Kan içindeydi yüzü gözü.

    Bir süvari takımı geçti yanından dörtnala.

    Kaçanı kovalamıyordu yalnız

    ulaşmak da istiyordu bir yerlere

    ve sadece kahretmiyor

    yaratıyordu da.

    Ve kılıçların,

    nalların,

    ellerin

    ve gözlerin pırıltısı

    ardarda çakan aydınlık bir bütündü.

    Ali Onbaşı bir şimşek hızıyla düşündü

    ve şu türküyü duydu:

    'Dörtnala gelip Uzak Asya'dan

    Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan

    bu memleket bizim.


    Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak

    ve ipek bir halıya benziyen toprak,

    bu cehennem, bu cennet bizim.


    Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,

    yok edin insanın insana kulluğunu,

    bu davet bizim...


    Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

    ve bir orman gibi kardeşçesine,

    bu hasret bizim...'


    Sonra.

    Sonra, 9 Eylül'de İzmir'e girdik

    ve Kayserili bir nefer

    yanan şehrin kızıltısı içinden gelip

    öfkeden, sevinçten, ümitten ağlıya ağlıya,

    Güneyden Kuzeye,

    Doğudan Batıya,

    Türk halkıyla beraber

    seyretti İzmir rıhtımından Akdeniz'i.


    Ve biz de burda bitirdik destanımızı.

    Biliyoruz ki layığınca olmadı bu kitap,

    Türk halkı bağışlasın bizi,

    onlar ki toprakta karınca,

    suda balık,

    havada kuş kadar

    çokturlar;

    korkak,

    cesur,

    cahil,

    hakim

    ve çocukturlar

    ve kahreden

    yaratan ki onlardır,

    kitabımızda yalnız onların maceraları vardır...

    ***

    YAVUZ!..
    Aslında bugün "8. Bab" dışında bir şey yazmamaya niyetliydim.. Ama günlerdir beni ağlatan Yavuz kardeşim, Sevgili Yavuz Donat'ı gene gözyaşları içinde okuyunca, dün sabah, ona da mutlak teşekkür etmem gerektiğini düşündüm..
    Nerdeyse tüm köşe yazarları, pandemiden beri evde çalışırken, 80 yaşındaki Yavuz adım adım ülkeyi dolaşmaya devam etti. Hem yurdun her köşesini bizzat görerek, yaşayarak anlattı, hem de halkın nabzını tutarak, milletin gündemi ne, insanlarımız neyi konuşuyor, neyi istiyor onu anlatıp, iktidar, muhalif tüm siyasilere ve siyasetle ilgisi olanlara çok önemli fikirler, dersler verdi..
    Hele son günlerde yaptığı muhteşem..
    Adım adım.. Anıt anıt.. Mezarlık mezarlık.. Mezar mezar dolaşıyor, Büyük Taarruz boyunca yolları.. Mezar taşlarında ve anıtlar üzerinde yazanlarla anlatıyor adeta o 8. Bab'ı.. Şehitlerin dilinden anlatıyor, bugünleri kimlere borçlu olduğumuzu..
    Okumayanlar.. O mezar ve anıt taşlarının resimlerini görmeyenler.. Çok şey kaybettiniz.
    Hemen Google'a girin. "Yavuz Donat Yazıları" yazın.. Hepsini bulursunuz..
    Bulun ve okuyun!.
    Sana da teşekkür Yavuz.. Sana da minnet!.

    ***


    TEBESSÜM
    Bizim Bandırma yıllarımızda Hava Pilot Teğmen olarak, Bandırma Hava Üssü'nde Bombardıman Pilotu olarak görev yapan Albay Burhan Göksel'den derlediğim bu anıyı, Tebessüm etmeniz değil, gurur duymanız için buraya aldım..
    Çanakkale'de sıhhiye çavuşu, karşısında 2 yaralı asker görür. Biri Fransız biri de Türk.. Mehmetçik ölmek üzeredir. Sıhhiye çavuşu çantasına bakar ki bir tek iğnesi kalmış. Kime yapacak?.
    Fazla düşünmez. Ölmek üzere olan Türk askerine değil, kurtarılması mümkün Fransız'a kullanır, son iğnesini.."
    9 Eylül günü İzmir'de indirilen Yunan bayraklarından biri çiğnemesi için önüne serildiğinde, "Bayrak bir milletin şerefidir, ne olursa olsun yerlere serilmez ve çiğnenmez. Kaldırınız" diyen Mustafa Kemal'in askerinden ne beklenirdi ki?.

    ***


    SEVDİĞİM LAFLAR
    Zafer, 'Zafer benimdir' diyebilenindir. Mustafa Kemal Atatürk

    Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
    Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
    • paylaş
    • tweetle
    • Flipboardpaylaş
    Sonraki Haber
    YAZARIN DİĞER YAZILARI
    En güzel manzara... İnsan!.. 23.11.2022 Çarşamba
    Türk ve Norveç Halk Müziği’nde ortak noktalar!.. 24.04.2022 Pazar
    Bugün için yazmak içimden gelmedi, inanın!.. 23.04.2022 Cumartesi
    Domenec Torrent, hoca moca değil!.. 22.04.2022 Cuma
    Pitbull dehşeti ve verilen komik ceza!.. 21.04.2022 Perşembe
    Bravo Yıldız!.. Bravo Mevlüt!.. Önce ‘İnsan’, önce ‘Çocuklar’ çünkü... 20.04.2022 Çarşamba
    Ne mutlu bana Erol, sana değil, bana! 19.04.2022 Salı
    Muhteşem Çeşme Projesi ve istemezükçüler!.. 17.04.2022 Pazar
    Bir muhteşem okul... Bir muhteşem sergi... 16.04.2022 Cumartesi
    “Türkiye’nin ne güzel yolları var” turu!.. 15.04.2022 Cuma
    ahaber.com.tr
    • VİDEO
    • CANLI YAYIN
    • PROGRAMLAR
      • Düşünce Atlası
      • Yaz Boz
      • Kadraj
      • Toplumsal Hafıza
      • Canan Barlas ile Gündem
      • Arka Plan
      • Memleket Meselesi
      • Seyahatname
      • Belgesel Kuşağı
      • Diplomasi
      • Söz Teması
      • Medya Dünyası
      • İş'in sırrı
      • Dijital Çağ
      • Z Raporu
      • 1.Sayfa
    • Üye Girişi
    • Üye Ol
    • A HABER ÖZEL
    • GÜNDEM
    • EKONOMİ
    • SON DAKİKA
    • YAŞAM
    • DÜNYA
    • SPOR
    • MAGAZİN
    • VİRAL
    • TEKNOLOJİ
    • OTOMOBİL
    • DİN
    • TARİH
    • SAĞLIK
    • YAZARLAR
    • VİDEO
      • Programlar
      • Gündem
      • Yaşam
      • Dünya
      • Spor
      • Ekonomi
      • Kültür Sanat
      • Teknoloji
      • Otomobil
    • GALERİ
      • En Yeniler
      • Gündem
      • Yaşam
      • Dünya
      • Ekonomi
      • Magazin
      • Viral
      • Spor
      • Otomobil
      • Teknoloji
    • İNTERNET REKLAM
    • RSS
    • BİZE ULAŞIN
    • KÜNYE/İLETİŞİM
    • VERİ POLİTİKASI
    • KARİYER
    • FREKANSLAR
    • ARŞİV
    • YAYIN AKIŞI
    • GİZLİLİK BİLDİRİMİ
    Daha Fazla Gör
    • Son dakika video izle
    • Son dakika haberleri
    • A Haber analiz
    • Gündem haberleri
    • Ekonomi haberleri
    • Otomobil haberleri
    • Namaz vakitleri
    • Hava durumu
    • İstanbul Yol durumu
    • Atv canlı yayın izle
    • Spor haberleri
    • Foto galeri
    • Son dakika emekli haberleri
    • Teknoloji haberleri
    • A Haber programlar
    • Sabah – Takvim yazarları oku
    • Kuruluş Osman izle
    • Gazete manşetleri
    • Instagram dondurma
    • Sadece %1’i başarıyor: 78’lerin arasındaki 87’yi 7 saniyede bul
    • Sıfır faizli kredi fırsatları arttı: Hangi banka ne kadar veriyor?
    • MSB 1113 sürekli işçi alımı İŞKUR: Kimler başvurabilir? Meslekler ve iller listesi
    • SSK, Bağ-Kur, 4C’liye TES avantajı: 3600 günle çifte emekli maaş fırsatı
    • Tren makinisti olmak isteyenlere fırsat: İŞKUR 169 kursiyer alıyor! İşte şartları
    • Depresyon tedavisinde yeni dönem: Bu mantar beyindeki döngüleri kırıyor
    • Gümüş zirvede, altın rekor kırdı: 6 bin TL sonrası beklentiler
    • Bilim insanları şaşırdı: Bu gezegenin havası var
    • 2025 Adalet Bakanlığı sınav sonuç tarihi belli oldu mu? ÖSYM duyurusu
    • Yağmur, sis ve kar etkili: Meteoroloji İstanbul ve 39 ili uyardı! Soğuklar artacak
    • ÖTV’siz ilk araç düzenlemesi geliyor: Geniş ailelere büyük fırsat
    • KPSS 2025/2 tercih sonuçları ne zaman açıklanacak? Merkezi atama takvimi
    • A Haber
    • iPhone iPhone
    • Android Android
    • Facebook
    • X
    • Instagram
    • Flipboard Flipboard
    • Youtube
    • RSS