Çıkarın şu at gözlüklerini!..

AK Parti'nin 2024 Yerel Seçimleri Seçim Beyannamesi, yaptıkları yapacaklarının teminatı olan AK Parti'nin, önümüzdeki seçimlere de kılı kırk yaran bir ciddiyetle hazırlandığını gösteriyor.

"Halka hizmet Hakka hizmettir düsturuyla önce şehirlerimizdeki başarılarımızla milletimizin gönlüne girdik. İktidara geldikten sonra da aynı hissiyatla vatan topraklarının her karışını yatırımla, eserle, hizmetle buluşturduk" diyen Cumhurbaşkanımız ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Ülkenin sadece altyapı eksiklerini gidermekle, asırlık ihmallerini telafi etmekle kalmadık. Önce 2023 hedeflerimizle, ardından Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla ülkenin geleceğini inşa ettik" ifadelerini kullanarak, 31 Mart sloganının "Türkiye Yüzyılı Şehirleri İçin Gerçek Belediyecilik" olduğunu vurgulaması, konunun özeti.

Söz verdiklerini yaptığı ve yapmayacakları konusunda söz vermediği bilinen AK Parti'nin beyannamesi, zaten bilenler yanında, yerel yönetimlerden beklentileri hizmet olduğu halde bunu alamayanlara da yönelik. Israrla at gözlüğü takan 'okumuş çocukların', hizmeti önceleyip tercihlerini gözden geçirmeleri, bir ihtimal.

Beyanname dün açıklansa da, mevcut belediyeleri tekrar ve 2019'da kaybedilenler başta olmak üzere olabildiğince yeni belediye başkanlıkları kazanma azmindeki AK Parti, çalışmalarına çoktan başladı.

Ana muhalefet CHP'de ise parti içi dengeleri oturtma çabaları dikkat çekiyor. Özellikle kazanılacağına kesin gözüyle bakılan 'kupon' belediyelerin adayları konusunda CHP'nin eski genel başkanı, yeni genel başkanı ve eş genel başkanı arasında yaşananlar, adaylarda liyakat yerine taraftarlık arandığına işaret. Bu da gösteriyor ki, liyakati veya herhangi bir başarı hikayesi olmayan CHP adayları, kampanyalarında olgulardan ziyade mecburen yine algılara ağırlık verecekler. Olan, kendilerini 'tıpış tıpış' sandığa gidip CHP'ye oy vermek zorunda hissedenlerin nüfusun yoğunluğunu teşkil ettiği kentlerimize olacak.

CHP'li olmaya mecbur olduklarını düşünen ve 'kanalizasyon karışmış su içer yine de CHP'ye oy veririm' parantezine sıkışıp kalanların sosyolojik açıdan araştırılmaları, belki de gecikmiş bir husus. Taraftarlığın bu kadarının normal siyasi reflekslerle açıklanması mümkün değil çünkü.

Kendilerini çağdaş, modern ve hür fikirli kabul edenlerin, AK Parti'nin yerel yönetimlerde yaptıklarına ve vaat ettiklerine bakarak, CHP adaylarını akıllarını başlarına toplamaya çağırmaları gerekirdi en azından. Bunu yapamayanların, bir de tutup AK Parti seçmenini biat etmekle suçlaması, konunun ironik tarafı…

Kendilerini CHP'ye mecbur hissedenleri, bu defa olsun at gözlüklerini çıkarıp AK Parti adaylarına oy vermeye çağırmanın faydası olur mu bilinmez. Ama böyle yaparlarsa hizmet görmeleri yanında, belki CHP'nin akıllanmasına bile vesile olabilirler…