EKREM KIZILTAŞ

İsrail’in yalanları çöküyor!..

İhsan günün ilk çaylarını verirken, Selim'in güldüğünü görerek sordu:
- Hayırdır, Selim. Muzır muzır gülümsüyorsun, ne oldu yine?..
- Hayırdır tabii ki İhsan ağabey. Batılıların İsrail konusunda ne kadar cahil olduklarının farkına vardıkları ile ilgili kısa videolar izliyorum, o yüzden böyle keyifliyim. İsrail hepimizin içini yakacak şekilde saldırılarını sürdürürken, Batılı ülkelerdeki farkındalığın geliştiğini görmek, hakikaten sevindirici… Tam bu sırada yanında birisiyle beraber gelen Melih Bey, selam verdikten sonra misafirini tanıttı:
- Kadim dostlarımdan Faik Türker. Kendisi meslek olarak avukat olmakla beraber, bir vakitler beraber gazetecilik de yapmıştık. Sizleri merak edip duruyordu ben de alıp getirdim… İhsan:
- Hoş geldiniz. Biz de Selim'in izlediği bazı kısa videolarla İsrail gerçeğini yeni yeni öğrenen Batılıların hallerini konuşuyorduk tam. Anlaşılan, İsrail'in konforu iyice bozulacak gibi… Melih Bey:


- Amerika başta olmak üzere birçok ülkenin parlamentolarında sıklıkla gündeme getirilmeye başlanan İsrail vahşetini, ana akım medya gizlemeye çalışsa da sosyal medya vasıtasıyla sıradan insanlar da öğrenmeye başladı. Saldırılarının sebebi olarak 7 Ekim'i bahane gösteren İsrail, istemeden de olsa insanların 7 Ekim'den öncesini sorgulamalarına sebep oldu. Bu da kaçınılmaz olarak bölgede 1948'ten önce olmayan bir devletin, o günden beri Filistinlilere yaptığı zulümlerin öğrenilmesini sağladı… Mehmet:
- Bir Amerikalının: '7 Ekim'den önce İsrail'in iyi taraf olduğunu, Arapların tüm Yahudileri öldürmek istediklerini düşünüyordum. Araştırınca Gazze'nin statüsünü, Nekbe'yi, Tantura'yı, ve İsraillilerin dünyayı kandırmak için kullandıkları yalanları öğrendim. Şimdi Amerika'nın İsrail'in Gazze'ye attığı bombalar için milyarlarca dolar para verdiğini ve bölgedeki problemi bizim gibi insanların tepkilerinin halledebileceğini biliyorum' demesi, boşuna değil yani… Mustafa:
- Dün seyrettiğim kısa videoda Filistin için yürüyüşe katılan birisi, kendisine soru soran İsrail yanlısı muhabire, 'Sürekli '7 Ekim'i soruyorsunuz. Peki ya 8 Ekim? Peki ya 9 Ekim? Peki ya 10 Ekim? Peki ya 11 Ekim... Peki ya yarın? Peki ya ertesi gün?' deyince, muhabirin apar topar uzaklaşması, çok hoştu… Melih Bey:


- Aksa Tufanı Harekatı bahanesiyle iki aydan fazladır Gazze'yi bombalayan İsrail, 7 Ekim ya da sonraki birkaç gün kullanabileceği 'kendini savunma hakkı' bahanesini artık kullanmaması gerektiğini biliyor tabii ki. Ancak saldırılarına başka kılıf da bulamıyor. Hedef gözetmeden yaptığı vahşi saldırılarını durmadan sürdürünce de 7 Ekim'deki harekata nelerin sebep olduğunu, yani o bölgede daha önce neler yaşandığını merak edenler, akıl durduran gerçeklerle karşılaşıyor ve şok oluyorlar… İhsan:
- İsrail'in uydurup Siyonist medyanın yaydığı ve Batılı ülkelerin yöneten kukla liderlerin tekrarlamayı çok sevdiği 'çevresini Müslümanların sardığı gariban İsrail' yalanı, çökmeye başladı. Son gelişmeleri merak edenler, Gazze'nin 2006'dan beri abluka ve 1967-2006 arasında da işgal altında bulunduğunu öğreniyorlar. Ardından daha önce yaşananları araştıranların karşısına, 1948'den önce Filistin'de İsrail diye bir devletin bulunmadığı gerçeği çıkıyor. BM kararıyla kurulan İsrail'in 75 yıldır Filistinlileri vurduğu, kırdığı, sürdüğü, topraklarına en koyduğu ve hiçbir kurala uymadığı şeklindeki acı gerçek öğreniliyor. Bunun yıllardır yalanlarla kandırılan Batılılarda nasıl bir travma oluşturduğunu anlamak için örnek videoları seyretmek kafi…

Tek çözüm Filistin devleti…

- O zaman, mevcut durum ne kadar sıkıntılı olursa olsun, İsrail açısından geleceğin pek parlak olmadığını söyleyebiliriz, herhalde. Batılıların desteğini sağlamaktaki başarısı yalanlara dayalı olduğu için, İsrail'in özellikle de Hıristiyanları kandırmak için uydurduğu yalanların çöküşü de yakın… İhsan, bu sözlerden sonra Faik Bey'e dönerek:
- Bu hususlarda siz ne düşünüyorsunuz?.. Faik Bey:


- Aklımda, İtalya Parlamentosu'nun İsrail saldırılarını kınaması teklifine olumlu cevap alamayan bağımsız milletvekili Dino Giarruso'nun, 'Ayrım gözetmeyen saldırılarda ölen çocuklar, erkek, kadın, siviller, sırf Filistinli oldukları için öldürülüyor. Buna yenidoğanlar da dahil. Hastanelerin elektriğini kestikleri için kuvözlerdeki yenidoğan bebekler ölüyor. İşte Filistin'de olanlar bunlar. Bunların tamamı Netanyahu'nun sorumluluğunda' şeklindeki sözleri var… Faik Bey, sözlerini sürdürdü:
- Yine Avrupa Parlamentosu milletvekillerinden bazılarının, İsrail'in Gazze'deki eylemlerini 'uluslararası hukukun ihlali', 'soykırım', 'etnik temizlik' olarak niteleyip, Avrupa Birliği'ni (AB) sessiz kalıp, çifte standart uygulamakla suçladıkları da bir vakıa. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in, 'Filistinlilerin bir devlete sahip olma hakkını savunmak mümkün olmalı ve bu Yahudi düşmanlığı olarak tanımlanmamalı' şeklindeki sözlerini de unutmamak gerek. İsrail'in vahşetini durmadan sürdürdüğü vakıa. Ama gerek varlığı ve gerekse hukuk dışı hatta insanlık dışı olarak yaptıkları ile ilgili farkındalık artıp, insanlar Filistin gerçeklerini öğrendikçe de İsrail'in uluslararası alandaki konforunu kaybettiği, bir vakıa… Selim, araya girerek:


- Bir Fransız milletvekilinin, 'Çocuklarını kaybeden binlerce ebeveyne, İsrail'in savaş suçlarına karşı hiçbir şey yapılmadığını nasıl açıklayabiliriz? Sadece Gazze'de değil, yerleşimlerin hiçbir sınırı yokmuş gibi görünen Batı Şeria'da da Filistinliler saldırıya uğruyor, kötü muamele görüyor, dövülüyor ve topraklarından sürülüyor. Bu bir tür etnik temizliktir' şeklindeki konuşmasını izlemiştim… Faik Bey:
- Doğru, daha fazlası da var. Benzer sesler İspanya parlamentosundan ve başka parlamentolardan da yükseliyor. Bu tür konuşmaların hemen hepsinin ardından, artık kalıcı bir ateşkes talep edilmesi, özellikle İsrail'deki yerleşimlerle yapılan ticaretin durdurulması, Filistin devletinin tanınması başta AB ülkeleri olmak üzere Batılı ülkelerin suç ortağı olmaktan vazgeçmeleri çağrısı yapılıyor. Bunlar mevcut durumda tabii ki teselli değil. Ancak, zaman geçip, İsrail'in Gazze'yi boşaltma hedefine ulaşamayacağı iyice anlaşıldıkça, sanırım uluslararası alanda beklenmedik gelişmeler yaşanabilir… Selim:
- Cumhurbaşkanımızın, Netenyahu'ya yönelik sözleri boşuna değil, o zaman. Bu arada İstanbul 2 Nolu Baro olmak üzere birçok kuruluşun yaptıkları suç duyuruları da var. Ne kadar pervasız davransalar da, bu tür girişimlerin İsrail'i yönetenlerin canlarını sıktığını söyleyebiliriz herhalde?.. Faik Bey:
- Tabii ki. Dünyanın neresinde olursa olsun, savaş suçu, soykırım ya da benzeri suçlarla ilgili alınacak herhangi bir mahkeme kararı, İsrailli yöneticiler ve komutanlar açısından ciddi bir risk oluşturur… Melih Bey, sözü alarak:
- Bu belki uzun bir süreç. Ama hiçbir şey yapılmamasından iyi. Bu arada, dünya kamuoyundaki uyanışın Müslüman ülkeleri de ciddi şekilde etkileyeceği ve insanların sessiz kalan yöneticilerini sıkıştıracakları, umulabilir. Bunun kısa vadede bir faydası olmasa da, özellikle zenginliklerini güya silah alıyoruz diye pahalı oyuncaklara aktaran ülkeler, akıllarını başlarına toplayıp, Türkiye'nin izlediği yolu takibe başlarlar, kim bilir… İhsan:
- Yolumuz uzun ve yapılacak şey çok. Bize düşen duaya, Fetih ile Yasin surelerini okumaya ve elden geldiğince Filistin için yardım kuruluşlarına imkan aktarmaya devam etmek, anlaşılan… Cenab-ı Hakk yardımcımız olsun!..
- Amin…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.