Kurtla kuzu hikayesi gibi…
Filistin'de yaşananlar, 'kurtla kuzu' hikayesini ne kadar da andırıyor!.. Tek fark, kurt yerine 'kurtlar' söz konusu. Filistinlilere hayat hakkı tanımamak için suyun başında duran sadece İsrail değil çünkü… Filistinliler, İsrail'in kuruluşundan yani 1948'den beri dünyada benzeri çok az görülmüş bir zulümle karşı karşıya. Hiç durmadan bombalanan, yıkılan, çoluk çocuk demeden katledilen Filistinlilerin İsrail'i şikayet etmeye hakları bile yok adeta. Her ne yaparsa yapsın İsrail'in mutlaka haklı olduğuna inanmak zorunda olan Siyonist kölelerine göre Filistinlilerin tek alternatifi, topraklarını bir an evvel terk ederek bölgeyi İsrail'e teslim etmek… İsrail ve dostları, Gazze ve Batı Şeria'yı tamamen terk etmelerini bekledikleri Filistinlilerin bunu yapmamaları durumunda tamamen ölmeleri gerektiği inancında… İsrail ve bütün melanetlerine arka çıkan çağdaş köleleri açıkça söyleyemeseler de, tek hedefleri bu...
Filistinlileri yurtlarından kovup oraya Yahudileri yerleştirme fikrinin temeli, bu kavmin binlerce yıl önce oralarda yaşadığı efsanesine dayandırılır. Ancak batılı devletlerin, İsrail'e destek hususundaki ısrarları, Yahudilerin tekrar aralarına karışmaları ihtimalinden duydukları tedirginlikle de yakından alakalı… Günümüzde tartışmasız İsrail yanlısı kesilen ülkelerin özellikle 18. Ve 19. yüzyıllarda Yahudilere nasıl davrandıklarını araştırmak, her birimiz açısından öğretici olacaktır. Araştırmaya vakti olmayanların, William Shakespeare'in aynı isimli eserinden sinemaya aktarılan Al Pacino, Jeremy Irons ve Joseph Fiennes'in rol aldıkları Venedik Taciri filmini izlemeleri tavsiye edilebilir.
1900'lere kadar bölgede eser miktarda bulunan Yahudi olduğu biliniyor. Filistin'i 1917'de Osmanlı'dan devralan İngiltere'nin, diğer Avrupa ülkeleri ile birlikte Yahudi göçünü teşvik ederek bölgeyi İsrail'in kurulması için hazır hale getirdiği de… İsrail'in kuruluşu ve sonraki süreçle alakalı olarak Filistinlileri suçlamak niyetiyle kullanılan birçok argüman vardır. Sadece İngiltere'nin değil diğer devletlerin de baskıları ile karşı karşıya olan Filistinlilerin, maruz kaldıkları uygulamalara itirazları dikkate alınmamıştır oysa.
Filistinlilerin Birleşmiş Milletler'in taksim teklifini kabul etmedikleri için topraklarının tamamına yakınını kaybetmekle yüz yüze kaldıklarından başlayıp, arazilerini Yahudilere sattıkları iddialarına kadar binlerce yalan söz konusu.
Yalanlar havada uçuşsa da net olan, Filistinlileri kovup orada bir Yahudi devleti kurmaya çalışanların, başkalarının ne düşündükleri, ne dedikleri ve ne yaptıkları ile zerre kadar ilgilenmeyip, hedeflerine odaklandıkları… Kelimenin tam manasıyla çaresizlikten kıvrandığımız günler yaşıyoruz… Tek teselli noktası, Cenab-ı Hakk'ın küfre verse de zulme mühlet vermeyeceğini bilmek…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Aile en sağlam kalemiz!.. (26.05.2024)
- Olacak olan… (25.05.2024)
- Tehlikenin farkında mıyız?.. (22.05.2024)
- Kırmızı çizgilerden taviz yok!... (19.05.2024)
- Telaşa gerek yok!.. (18.05.2024)
- Yürüyüşünü görelim… (15.05.2024)
- İlk düğme yanlış iliklenince... (12.05.2024)
- Sıradasınız!.. (11.05.2024)
- İfade özgürlüğü de ne?.. (08.05.2024)
- Üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi?.. (05.05.2024)