Türkiye’nin diplomasi hamlesi! İsrail ve Suudi Arabistan ziyaretleri ne anlama geliyor?
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman, bugün Ankara'ya geliyor. Resmi ziyarette ikili ve bölgesel meseleler masada olacak. Yarında İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid Türkiye’de olacak. Bölgeyi doğrudan ilgilendiren kritik ziyaretler ne anlama geliyor? Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Furkan Kaya değerlendirdi.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bugün Türkiye'ye resmi bir ziyaret gerçekleştirecek. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Prens Selman'ı Beştepe'de kabul edecek. Suudi prens kalabalık bir heyetle Ankara'ya gelecek. Başkan Erdoğan ve Selman, önce Beştepe'de baş başa bir görüşme yapacak. Daha sonra ilgili bakan ve yetkililerin katılımıyla heyetler arası toplantıya geçilecek.
Kritik görüşmelerde bölgeyi yakından ilgilendiren konular masaya yatırılacak. Bu zirvenin ardından İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid yarın Türkiye'de olacak. Peki bu görüşmeler ne anlama geliyor? Dr. Furkan Kaya şöyle değerlendirdi:
"Türkiye'nin son dönemde Ukrayna meselesi ile beraber artık Batı'nın bir sınır ülkesi değil dünya jeopolitiğinin ağırlık merkezi olduğunun ciddi manada sahada yansımasını görüyoruz. Türkiye'nin son dönemdeki açılımlarını da bir kompartıman diplomasisi olarak değerlendirmek gerekir.
Ülkelerle kuracağınız ilişkilerde, işbirliği ve çatışma alanlarına mesafe koyabilmek çok önemlidir. Bizim Türkiye olarak İsrail, Mısır, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri ile bunu çok başarılı şekilde uyguladığımızı görüyoruz. Çünkü diplomasi bunu gerektirir.
Devletler arasında dostluklar ve düşmanlıklar yoktur, daimi çıkarlar vardır. Bu bağlamda Suudi Arabistan ziyareti çok önemli. ABD Başkanı Joe Biden, Suudi Arabistan üzerinde bir baskı kurmaya çalıştı. Ukrayna meselesi üzerinden Rusya'nın enerji bağlamında köşeye sıkıştırılması ve Rus enerjisine alternatif oluşturma bağlamında 'Suudi Arabistan'a üretim artır' baskısı yaptı.
Riyad yönetimi, ABD'ye bağımlılıktan kurtulmak, enerji diplomasisi üzerinden enerji kartını kullanarak bölgesel bir güç olmak istiyor. Bu bağlamda Çin ile olan ilişkileri, Rusya ile olan ilişkileri var. Artık eskisi gibi ABD'nin sözünden çıkmayan bir Riyad görmüyoruz.
Bizim enerji transit yolları olmaktan ziyade hub olma özelliğimiz var. Yani gelen enerjisinin Türkiye'de depolanıp yeniden fiyatlanarak satılması anlamına geliyor. Burada Türkiye için büyük fırsatlar var. Bölge sorunlarına ancak bölge ülkeleri çare bulabilir. Bizim bu konuda attığımız adımların meyvesini yakında toplayacağız."