Foley sanatçısı Ali Ören’in inanılmaz hikayesi Dizi ve filmlerin tüm doğal seslerini üretiyor
Her bir insan ayrı bir hikaye barındırıyor. Kiminin hikayesi sessiz sedasız içinde taşıdıklarından oluşurken, kimi de bizlere başarı dolu öyküsüyle örnek oluyor. A Haber ekibi, bu hafta da farklı yerlere gitti ve farklı insan yaşamlarına konuk oldu. Foley sanatçısı Ali Ören çalışma yöntemlerini ve hayat hikayesini A Haber mikrofonlarına anlattı.
Bu atölyede bazen bir kuş sesi bazen de bir atın koşma sesini duyabilirsiniz. Foley artisti Ali Ören tam 16 senedir dizi ve filmlere efekt sesleri üretiyor.
44 Yaşındaki Ali Ören, "Foley efekt yapmaktır. Bir efekt sanatıdır. Dizilerde filmlerde televizyonda gördüğünüz görüntülerdeki bardak koyma yürüme işte saç tarama alkışlama gibi efektif seslerin tamamının bir stüdyo içerisindeki ortamda kaydedilip daha sonra o ekrandaki görüntüleri yüklenmesidir benim bu işe başlama hikayem babam sayesinde oldu kendisi de bu mesleği icra ediyordu ben de ondan öğrendim." dedi.
Şemsiyeden kuş, kibrit kutusundan at koşma sesi. İşini büyük bir aşkla yapan Ali Ören, dizi ve filmlerde duyduğumuz tüm doğal sesleri yüzlerce malzemeyle bu atölyede yapıyor.
Ören, "Elma yiyorsa ben de elma yiyorum. Askerler var, botlarla dolaşıyorlarsa ben de botlarla dolaşıyorum. Bazı şeylerin sesleri beklediğiniz ürünlerden çıkmayabilir veya beklemediğiniz bir şeyden istemediğiniz değişik bir ses çıkabilir. Onu kullanabilirsiniz ben de şemsiyeden kuşun kanat sesini çıkartıyorum onu yapıyorum. İşte bazen kibrit kutusunun üstüne vurduğunuz zaman at sesi çıkabiliyor. Bir kılıç sahnesinde kılıç çekiyorsa ben onu başka metal bir ürünle yapıyorum ona uygun sesi çıkartmaya çalışıyorum izlediğinizde ondan o ses gelmeli ve siz ona şaşırmamalısınız." ifadelerini kullandı.
Foley sanatçısı Ali Ören, "O bardak sesi orada olmasa veya o tokat sesi orada olmasa veya o kapı çalma sesi orada olmasa o filmden kopmaya başlıyorsunuz. Beyniniz şunu algılıyor: burada kapı çaldı ama ses yok niye neden? İki hamlede tokat attı, ses yok 'Allah Allah bir yanlışlık var' demeye başlıyor. Ondan sonrasında ki adım sesleri yoksa yavaş yavaş sizi filmin koparmaya başlıyor. Her şeyin tam olması lazım müziğin sesini görüntünün" şeklinde konuştu.
Meslek farklı olunca elbette anılar da farklı oluyor.
Ören, "İlginç bir meslek az insanın yaptığı bir meslek. Türkiye'de şu anda bunu şu beş kişi yapıyor. Dünyada da 300 400 kişi yapıyor maksimum bu işi. Halihazırda neredeyse 100 yıl olacak bu iş. Önümüzdeki yüzyılda devam etmesini isterim Türk sinemasının bu branşında da çok daha iyi yerlere gelmesini isterim. Yurt dışına dizilerimiz, satıyoruz benim yaptığım sesler de onlarla beraber satılıyor. Hani burada ülke ile temsil ediyoruz. Bir yerde o yüzden daha iyisini yapıp ileri ki yıllarda da bunun devam etmesini arzu ederim." dedi.