Ayasofya'da provokasyon: Neden 11 Temmuz? Uzman isimler A Haber'de değerlendirdi: Silahların yakıldığı değil, Ayasofya’nın yakıldığı bir gün konuşulsun istediler
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ne gelen kişinin kundaklama girişimi, Türkiye'nin gündemine oturdu. Cemaatin dikkati sayesinde faciadan dönülürken şapkalı kundakçı da kaçtıktan kısa süre sonra yakalanarak tutuklandı. Ayasofya Camii'ndeki kundaklama girişiminin perde arkası A Haber'deki Memleket Meselesi programında masaya yatırıldı. 11 Temmuz'da PKK'nın silah yaktığını yaşanan kundaklama girişiminin de manidar bir zamanlama olduğuna dikkat çeken A Haber muhabiri Mehmet Karataş, "Yani silahların yakıldığı değil, Ayasofya’nın yakıldığı bir gün konuşulsun istediler." dedi. Hasta görünümlü provokatör olduğunun altını çizen Gazeteci Bülent Erendaç ise "Burada da çok dikkatli bakmak lazım PKK silah bırakmak üzere ve bu kundakçı da bu hareketi gerçekleştiriyor. Bu belli ki çok planlı yapılmış, Ayasofya üzerinden dünyayı ayağa kaldıracak bir hareket." ifadelerini kullandı.
Türkiye, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde yaşanan kundaklama girişimini konuşuyor. Olay, 11 Temmuz'da saat 23.50 sıralarında Ayasofya-i Kebir Camii'nde yaşandı.
(Foto: ahaber.com.tr ekran görüntüsü)
ALEVLER HALIYA SIÇRADI
Camiye giren ve şapkalı olan Mesut Güçlü, rahlenin arkasında bulunan bazı kağıtları ateşe verdi. Alevlerin halıya sıçraması sonucu yangın çıktı. Durumu fark eden bir kadın, olayı hemen imama bildirdi. Cemaatten bir kişi ise yanan halıyı kaldırarak alevlere müdahale etti. Yangın kısa sürede söndürüldü. Olayın ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri cami içerisine girerek inceleme başlattı.
(Foto: ahaber.com.tr ekran görüntüsü)
TUTUKLANARAK CEZAEVİNE GÖNDERİLDİ
Kimliği tespit edilen Mesut Güçlü, kısa sürede evinde yakalanarak gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından 13 Temmuz'da adliyeye sevk edilen M.G., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
(Foto: ahaber.com.tr ekran görüntüsü)
KUNDAKLAMA GİRİŞİMİNİN PERDE ARKASI A HABER'DE
Ayasofya Camii'ndeki kundaklama girişiminin perde arkası A Haber Memleket Meselesi programında masaya yatırıldı.
(Foto: ahaber.com.tr ekran görüntüsü)
AYASOFYA'DA PROVOKASYON: NEDEN 11 TEMMUZ?
Yaşanan kundaklama girişimine değinen A Haber muhabiri Mehmet Karataş, tarih olarak dikkat çeken bir süreç olduğuna vurgu yaparak, "Olay ayın 11'inde oldu. Zaten ayın 10'u 2020 yılında sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan imzalamasıyla 86 yıllık hasret son buldu ve Ayasofya Camii, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi olarak bir kez daha aslına dönmüş oldu. Yaşanan bu olayda, 5 yılın ardından bir gün sonrasında akşam saatlerinde yaşandı. İşte orada şu ekranlarda gördüğünüz bu şahıs, elinde bir çanta var, bir de kitap var. İçeri giriyor ve cebinde çakmak olması böyle yapacağı anlamına gelmiyor çünkü bir üst arama gerçekleşiyor. Ardından Ayasofya Kebir Camii'nin içerisine giriyor tam o köşede sağ tarafa geliyor ve halının olduğu yere kendi elindeki İncil'de ve diğer bir kitaptan bazı sayfaları yakarak bir anda orayı ateşe vererek halıların tam da uç noktasını yakıyor. Tam da oradan uzaklaşır uzaklaşmaz zaten yangın çok büyük bir hale gelmeden oradaki görevli imam ve görevli kişiler tarafından fark ediliyor." dedi.
(FOTO: ahaber.com.tr ekran görüntüsü)
HASTA GÖRÜNÜMLÜ PROVOKATÖR
Yaşanan olayın fark edildikten 1 saat sonra İstanbul Emniyeti'ne bilgi verildiğini aktaran Karataş, kundakçının Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde beş farklı tarihte girişi olduğunu 3 de sabıkası olduğunu vurguladı. Karataş, " İstanbul polisi, anında güvenlik kamera görüntüleriyle şahsı adım adım izlemeye başlıyor. Ekipler, saatler içerisinde şahısın Kağıthane'deki evine operasyon düzenliyor ve olayın tüm detaylarını gün yüzüne çıkarıyor. Çıkan detaylarda bu kişinin buradan çıktıktan sonra güvenlik kameraları tarafından caddeden yürüdüğü ve Mercan yokuşuna doğru gittiği ve kendi bıraktığı bir aracın olduğu, yolda da yine çantasından çıkarttığı eşyalarıyla üstünü değiştirdiği tespit ediliyor. Daha sonra aracıyla ilerliyor ama İstanbul polisi bunu adım adım izliyor. Yüzünün tespit edilmesiyle adresi belirleniyor. Özel Harekat ekipleri ile birlikte İstanbul polisi oraya operasyon düzenliyor. Bu olaydan birkaç saat sonra bu provokasyonu yapmaya çalışan şahıs Mesut M. isimli kişi yakalanıyor. Daha öncesinde de bu kişinin Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde beş farklı tarihte girişi var. Üç suç kaydı olduğu bilgisi var; kasten yaralama, tehdit hakaret ve oto hırsızlığı da burada söz konusu. Savunmasında şahıs 'akıl sağlığım yerinde değil hastanede tedavi olmak istiyorum' dediği belirleniyor. Yani bu kişinin Ruh ve Sinir Hastalıklarında tedavi gördüğü bir gerçek ama 'bunun tedavisini görmek istiyorum' diyerek de cevap verebilecek kadar da bir bilince sahip, bir nevi de kendine bu hastaneyi bir kalkan olarak kullanmış." şeklinde konuştu.
"KOLONYA GİBİ BİR MADDE DÖKÜYOR"
Karataş, devamında şöyle konuştu: "Ben bu olayı duyduğumda Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin o tarihi açılışı ve imzanın atılması dönemine denk gelmesi sebebiyle perde arkasında ne var? Bu olayı gerçekleştirenden ziyade arkasında kim var? diye bunu Emniyet kaynaklarımızdan yaptığımız görüşmelerde de bu kişinin herhangi bir bağlantı durumu şu ana kadar söz konusu değil. Herhangi bir örgütle bağlantısı yok. Belli ki bu kişi yanmama ve yakamama ihtimalini de düşünmüş ve orada ya parfüm olacak ya da dediğim gibi bir yanıcı kolonya gibi bir madde döküyor."
"SİLAHLARIN YAKILDIĞI DEĞİL, AYASOFYA'NIN YAKILDIĞI BİR GÜN KONUŞULSUN İSTEDİLER"
11 Temmuz'da PKK'nın silah yaktığına dikkat çeken Karataş, "Gözaltına alındıktan sonra kan muayenesinde herhangi bir uyuşturucu veya madde çıktı mı? Sorusuna cevap olarak da bununla ilgili Emniyet güçlerinden bir bilgi söz konusu değil. Ama bununla ilgili rapor yeni bir süreçle ilgili Adli Tıptan gelir mi? Bunu bilmiyorum. 11 Temmuz'da PKK silah yakmıştı. Yani silahların yakıldığı değil, Ayasofya'nın yakıldığı bir gün konuşulsun istediler. " ifadelerini kullandı.
"TEDAVİ OLMAK İSTEYEN BİR İNSAN YAKALANIR"
Gazeteci Ekrem Kızıltaş ise konuya ilişkin "Bursa'daki kundakçı 'ömür boyu hapse girmek için yaktım' demişti. Peki neden kundaklayıp kaçtın? Bu arkadaşta bir 11 Temmuz'da geliyor Ayasofya'nın açılışının imzalandığı tarih, ikincisi de 'tedavi olmak istiyorum diyor' Geliyorsun halıyı tutuşturuyorsun peki niye kaçıyorsun? Üstünü değiştiriyorsun tedavi olmak isteyen bir insan yakalanır. Ayrıca 11 Temmuz'da terör örgütünün silah bıraktığı bir gün." dedi.
(Foto: ahaber.com.tr)
O ZANLININ İSTİHBARAT BAĞLANTISI VAR MI?
Yaşanan girişimin Ayasofya üzerinden dünyayı ayağa kaldıracak bir hareket olduğunun altını çizen Gazeteci Bülent Erendaç, "Bence benim değerlendirmem şöyle, istihbarat örgütlerinin çeşitli şekillerde organize ettiği isimleri önemli günlerde bunu yaparlar. Burada da çok dikkatli bakmak lazım PKK silah bırakmak üzere ve bu hareketi gerçekleşiyor bu belli ki çok planlı yapılmış. Ayasofya üzerinden dünyayı ayağa kaldıracak bir hareket bu. Ayasofya'nın seçilmesi doğrudan doğruya bir organize, bunun arkasındaki akıl önemli? Şimdi bu tip olaylarda adres verilir. Tarihi bir olaydan Türkiye kurtarıldı. Çünkü bununla ilgili çeşitli istihbarat örgütlerinde de bunun üzerinde yapılacak algı operasyonları, bunun üzerinden Türkiye'ye yönelik propaganda teknikleri hemen devreye girecekti. Şimdi burada bu hareketi yaparken bu adam geliş şekli ve gidiş şekli ve halı üzerinden yaptığı değerlendirme açık planlı. Şahsın yönlendirildiği 'deli' tipini alıyorlar arkasında hiçbir iz bırakmamak için de değişik imkanlar bırakmışlardır. 'Beni alın, akıl hastasıyım' diyerek seçilmiş bir isim. Bir başka özelliği de var beyin yıkama operasyonları vardır. Bunu dünyada bunu en iyi yapan iki tane istihbarat örgütü bir tanesi Mossad yapar beyin yıkama operasyonu uzun zaman alır. Hapishaneden çıkarır hapishanenin içinde değerlendirir. Kullanılacağı gün vardır bir kere kullanır. Ondan sonra belki bu olay çok büyüseydi öldüreceklerdi, iz bırakmamak üzere burada da aynı tekniği görüyoruz. " şeklinde konuştu.
(FOTO: ahaber.com.tr ekran görüntüsü)
"AYASOFYA VE İNCİL'İN ÜZERİNDE DURULMASI GEREKİYOR"
Askeri Stratejist Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe ise, "Bu olay benim önüme gelse benim bakmam gereken ve sormam gereken kendi kendime bazı soru işaretleri var. Bir tanesi neden İncil? Neden üzerini değiştiriyorsun, akli dengen yerinde değilse neden şapka takıp kendini gizliyorsun? Madem tedavi olmak istiyorsun neden üzerini değişiyorsun? Neden arabanı uzak bir yere park ediyorsun? Madem yakalanmak istiyorsun kal orada. Yakalan gitsin seni orada hastaneye yatırsınlar. Neden üzerini değişiyorsun? Bakın bu çok önemli neden incil? Ayasofya ve İncil bu çok önemli üzerinde durulması gerekiyor." dedi.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN
