Devlete güven sarsılmadı: Üç büyük manipülasyonun gerçek yüzü ortaya çıktı
Son günlerde kamuoyuna yansıyan üç büyük olay üzerinden toplumda devlete karşı güvensizlik oluşturulmaya çalışılıyor. Milli Emlak'a sızma girişimi, 400 akademisyen sahte diplomayla atandı iddiası ve ehliyet sahteciliği iddiaları sosyal medyayı sallarken konuya ilişkin gerçekler ortaya çıktı. Tüm vakaların üzerine devlet kendi denetim, güvenlik ve siber birimleriyle giderken sahtecilik girişimleri sonuç doğurmadan önlendi. Ancak kamuoyuna servis edilen haberler çarpıtılarak bir “güven erozyonu” yaratılmak isteniyor. İşte gerçekler...
Son günlerde kamuoyuna servis edilen üç büyük haber üzerinden sistematik bir algı operasyonu yürütülüyor. Adeta bir psikolojik harp stratejisi güdülürken amaç toplumun devlete karşı olan güvenini sarsmak.
Ancak detaylara bakıldığında, bu iddiaların çoğu ya abartılı ya da tamamen gerçek dışı. Üstelik bu girişimleri ortaya çıkaranlar gazeteciler değil; devletin kendi denetim mekanizmaları.
Milli Emlak'ta sahte e-imza ile sisteme sızma girişimi, kurum içi denetimle tespit edildi. (AA)
MİLLİ EMLAK'A SIZMAK İSTEDİLER
Milli Emlak Genel Müdürlüğü'ne yönelik sahte kimlik ve e-imza ile sızma girişimi, kurum içinde fark edilerek engellendi.
-
Genel Satış Daire Başkanı, kendi adına düzenlenen sahte e-imzayı fark etti.
-
Derhal Ankara Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu.
-
Sahte e-imza aynı gün iptal edildi.
-
Bakanlık ve Rehberlik-Teftiş Başkanlığı devreye girdi.
-
Sisteme herhangi bir zarar verilmeden güvenlik sağlandı ve 25 Haziran 2025'te resmi suç duyurusu yapıldı.
Siber Suçlarla Mücadele birimleri saldırılara karşı anında devreye girdi (AA)
BAKANLIK: HERHANGİ BİR İŞLEM YAPILMADIĞI TESPİT EDİLDİ
Konuya ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan da açıklama gelirken şu ifadeler kullanıldı:
"Kamuoyuna yansıyan Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nde sahte kimlikle sisteme giriş yapıldığı iddiaları üzerine açıklama ihtiyacı doğmuştur.
Milli Emlak Genel Müdürlüğü Genel Satış Daire Başkanı bilgisi dışında e-Devlet hesabına elektronik imza ile giriş yapıldığını öğrenmesi üzerine Ankara Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek şikayetçi olmuştur. Aynı gün adına düzenlenen e-imzayı iptal ettirmiş ve durumu Bakanlığımız Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı'na bildirmiştir. Bakanlık konu ile ilgili ivedi olarak araştırma başlatmıştır.
Yapılan araştırma sonucunda; Genel Satış Daire Başkanı'nın kısa sürede adına düzenlenen e-imzadan haberdar olup e-imzayı iptal ettirmesi sonucunda e-imza kullanılarak herhangi bir işlem gerçekleştirilmediği tespit edilmiştir. E-imzayı üretenler ve e-imza ile Bakanlığımız belgenet sistemine bağlanmaya çalışan kişiler IP adreslerinden tespit edilmiştir. Bu kişiler hakkında işlem yapılmak üzere 25/06/2025 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmuştur. Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan da konuya ilişkin net açıklama geldi (X)
"400 AKADEMİSYEN SAHTE DİPLOMAYLA ATANDI" YALANI
Geniş yankı uyandıran iddianın, tamamen soyut bir ifadeye dayandığı ortaya çıktı.
-
Sahtecilik girişimlerini ilk fark eden kurumlar YÖK, MEB ve BTK oldu. Olaya ilişkin soruşturma başlatılırken savcılığa başvuru yapıldı.
-
Tespit edilen belgeler arasında 57 sahte üniversite diploması, 4 sahte lise diploması ve 108 sahte sürücü belgesi yer aldı.
-
Belgelerin mesleki atamada kullanıldığına dair yalnızca 2 şüpheli vakaya dair inceleme yürütülüyor.
-
Ataması yapılan tek bir akademisyen ya da MEB'e bağlı öğretmen bulunmuyor.
-
"400 akademisyen" iddiası, sadece bir şüphelinin delilsiz beyanına dayanıyor.
400 akademisyen iddiası sosyal medyada gündem oldu (X)
EHLİYET SAHTECİLİĞİ ALGISI
Sosyal medyada geniş yer bulan ehliyet sahteciliği iddialarında da tablo manipülatif bir şekilde sunuldu. Gerçekte ise:
-
MEB'deki bir daire başkanı adına sahte kimlik ve e-imza üretildi.
-
Sistem durumu tespit etti, işlemler iptal edildi.
-
Savcılığa suç duyurusu yapıldı ve ilgili çete çökertildi.
Ehliyet sahteciliği iddiaları büyürken gerçekte sadece tekil vakalar tespit edildi. (AA)
DEVLET TETİKTE
Her üç olayda da dikkat çeken ortak nokta şu:
-
Olayları ortaya çıkaran gazeteciler değil, devletin denetim ve güvenlik mekanizmaları.
-
YÖK, MEB, BTK gibi kurumlar olası tehditleri zamanında fark ederek müdahale etti.
-
Sahtecilik girişimleri daha sonuç doğurmadan önlendi.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN
