Kirli sicilini unuttular! Skandal sözleri savundular... TÜSİAD'dan demokrasi kılıfı ile mesaj

Türkiye’de her darbe sürecinde aktif rol oynayan TÜSİAD, 12 Eylül’de kapatılmayan tek dernek olmuş, 28 Şubat’ta ise darbecilere açık destek vermişti. TÜSİAD, Olağan Genel Kurul'daki skandal açıklamalardan geri adım atmadı. Kirli geçmişini unutup demokrasi maskesi ile topluma mesaj vermeye çalışan TÜSİAD, yaptığı açıklama ile ülkenin refahına katkı sağlayacak konuları gündemlerine aldıklarını savundu. . Gazete ilanlarıyla hükümetleri tehdit eden TÜSİAD, Gezi kalkışması ve 17-25 Aralık’ta da karşı cephedeydi. “5’li Çete”nin finansörü olan TÜSİAD, Cumhuriyet mitingleriyle darbe çağrısına destek vermişti.
Türkiye'nin siyasi krizler yaşadığı dönemlerde yaptığı çıkışlarla krizleri derinleştiren TÜSİAD, Olağan Genel Kurulu'nda siyasete soyunması kirli geçmişlerini bir kez daha gözler önüne serdi.
(Fotoğraf: ahaber.com.tr)
SKANDAL SAVUNMA
Geçtiğimiz günlerdeki TÜSİAD Olağan Genel Kurulu'nda siyasete soyunup skandal ifadeler kullanmıştı. O sözlerin arkasında duran TÜSİAD, yeni bir açıklama yaparak sözlerin arkasında durduklarını savundu.
Demokrasiden dem vuran TÜSİAD yaptığı açıklamaların, "tartışma ve demokrasi kültürünün zenginliği" olarak görülmesi gerektiğini savundu.
15 TEMMUZ'DA SESİNİ ÇIKARMAMIŞTI
Ancak aynı TÜSİAD, Türkiye'deki her darbe girişiminde aktif rol almış, 15 Temmuz'daki hain darbe girişiminde de sesini çıkarmamıştı.
(Fotoğraf: ahaber.com.tr)
İŞTE TÜSİAD'IN KİRLİ GEÇMİŞİ
TUSİAD, 12 Eylül'de ve 28 Şubat'ta sahnedeydi. Adı hep darbelerle anılan TÜSİAD Gezi kalkışmasında da 17-25 Aralık darbe girişiminde de hep karşı cephede yer aldı.
Milli Görüş fikrinin siyaset sahnesinde ivme kazandığı 1970'lerde, 12 Mart Muhtırası yayınlandı. Muhtıradan kısa süre sonra, Profesör Erbakan liderliğindeki Milli Nizam Partisi "Laikliğe aykırı çalışmalar yürüttüğü" iddiasıyla kapatıldı. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel istifa etmek zorunda kaldı. Türkiye temel hak ve özgürlüklere kısıtlamalar getirecek 'ara rejim' dönemine girdi. Muhtıra sonrası başlayan operasyonlarda çok sayıda kişi gözaltına alınıp hapse atıldı. Bir o kadarı da işkence gördü.
(Fotoğraf: ahaber.com.tr)
Türkiye zor günler geçirirken 1971 yılında Türkiye'nin en zengin 12 iş adamı bir araya gelip tek bir çatı altında birleşti. 2 Mart 1971 askeri müdahalesinden sadece 1 ay sonra bir protokol imzalandı. TÜSİAD, Türkiye'nin çok sancılı bir döneminde, hem de özel sektör karşıtı ideolojilerin öne çıktığı bir ortamda ortaya çıktı. Kuruluş amacını, "Türkiye'nin demokratik ve planlı yollarla kalkınmasına Batı uygarlık seviyesine çıkarılmasına yardımcı olmak" şeklinde ifade edildi.
GAZETE İLANIYLA TEHDİT
Takvimler 13 Mayıs 1979'u gösterdiğinde ise Türkiye gazetelerdeki bir ilanı konuşmaya başladı. Bir sivil toplum kuruşu olan TÜSİAD Bülent Ecevit Hükümeti'ni düşürmek içini gazetelere tam sayfa ilan verdi. "Ekonomide gerçekçi çıkış yolu" başlıklı ilanda "Şiddetle ihtiyaç duyduğumuz dış kredilerle, uyguladığımız ekonomik sistem birbirine çok yakından bağlıdır.
Pazar ekonomisinden gitgide uzaklaşan bir anlayışla, ne batı dünyasında hak ettiğimiz yeri, ne yeterli kredileri ne de yatırımlara gerekli dış sermayeyi bulabiliriz. Ekonomimizin bir yasakçı mevzuat ağı içinde boğan, kişinin teşebbüs şevkini kıran, kişiyi yanlış yönlere sevk eden aşırı müdahaleci ve güven sarsıcı zihniyet bunalımının asıl sebebidir" denildi. Ecevit ise 15 Mayıs 1979 tarihinde TÜSİAD için "Büyük sermaye çevrelerinin paralı, tehditli ve uyarı muhtıralı duyuruları ile Türkiye'de hükümet öldürülemez. Öldürülebilse bile, böyle bir hükümetin cenazesini kimse taşıyamaz" dedi. Ancak kasım ayında TÜSİAD'ın dediği oldu. Ecevit'in deyimiyle hükümet öldürüldü.
12 EYLÜL DARBESİNDE TEK KAPATILMAYAN DERNEK
Türkiye 12 Eylül darbesine sürüklenirken açıktan askeri yönetim çağrıları yapanlar vardı. Darbenin belki de tek kazananıydı patronlar. Darbeyle birlikte grevler yasaklandı, ücretler donduruldu, işçi hakları ve sendikal haklar bir çırpıda ortadan kaldırıldı. İşçi sendikaları, mallarına el konularak kapatıldı, yöneticileri tutuklandı, işkence tezgahlarına yatırıldı. 23 bin 677 dernek darbeciler tarafından kapatılmıştı ama TÜSİAD açık kaldı. Dahası, TÜSİAD, 12 Eylül döneminde, 16 Haziran 1981 tarihli bakanlar kurulu kararı uyarınca "Kamu yararına çalışan dernek" statüsü kazandı. Yani 12 Eylül ile birlikte patronlar ne istiyorsa o olmuştu. TÜSİAD'ın yıllık raporlarında ve özellikle de 1979-80 raporlarında iş çevrelerinin dile getirdiği düşünceler, hiçbir değişiklik yapılmadan, 12 Eylül'ün ekonomik politikaları haline geldi. Türkiye'nin en büyük 500 şirketinin 1980 yılında toplam bilanço karları 124 milyar iken 1984 yılında 655 milyara çıktı. İşçi ücretleri ise 1970'lerdeki seviyesine ancak 1989-1991 arasındaki grev hareketinin kazanımları ile gelebildi.
