Bugün Arife... Yarın da Kurban Bayramı. Iyd-ı Ekber'i yaniBüyük Bayram'ı kutlamaya hazırlanan İslam Alemi, acıyan yerlerinin de yasını tutuyor.
Acıyan yerimiz o kadar çok ki... Sıkıntılardan uzak ya da uzakmış gibi gözüken yerler olsa da, yaşadıkları hemenbütün coğrafyalarda ciddiproblemlerle karşı karşıyaMüslümanlar.
Filistinlilerin karşı karşıya kaldıkları, Müslümanların yaşadıkları bütün sıkıntıların özeti gibi adeta. Zalimlerin insafsızlığına terk edilmiş milyonlar akıl almaz baskılarla karşı karşıya o coğrafyada.
İsrail yönetimi altında, Batı Şeria'da, Gazze'de ve mülteci kamplarında yaklaşık 12 milyon Filistinli, enağır baskılar altında yaşamayaçalışıyor. Bütün dünyanın gözleri önünde hem de...
Sıradan insanların bir kısa bir süre bile mahrum kalmak istemeyeceği elektrik, su, ulaşım, sağlık, güvenlik gibi imkanlardan mahrum olarak yaşıyor bu insanlar. Yarım saat elektriği yada suyu kesilse feryadı basanlarFilistinlilerin yaşadıklarına kör vesağır...
Birkaç günlük, birkaç haftalık ya da birkaç aylık bir mahrumiyet değil bu... 1967'den, 1970'den, hatta 1948'den beri hayatlarını bu şekilde sürdürmek zorunda kalan milyonlarca insandan bahsediyoruz. Hür dünyabu insanlara bırakın sempatiduymayı, empati yapma zahmetinebile katlanmıyor...
Müslümanların yaşadığı diğer bazı coğrafyalarda da, olup bitenleri görmezden geliyor sistemin hakimleri.
İyice sıkıştıkları zaman herhangi bir anlamı olmayan kınama ya da taziye nutukları atıyor, sonra da olayları akışına bırakıyorlar.
ZİLLETTEN İZZETE!..
Olmaması, ama hele 21. Yüzyıl'dahiç olmaması gereken şeylerMüslümanların yaşadıkları. Atılannutuklara bakılırsa demokrasi, insan hakve hürriyetleri açısından mükemmel birzaman diliminde yaşıyor olmamız gerek.
Ama uygulamalara bakıldığında küreselçapta alçakça bir yalan deryasındayaşıyoruz...
Güya dünya barışını temin etmek ve koruyarak sürdürmekle görevli uluslararası kuruluşlar var. Ancak parlak isimli bu kuruluşlar, olup bitenlerin hesabını tutmaktan bile aciz.
Acıyan yerlerimize, Arakan da eklendi. Dönem dönem büyük sıkıntılar yaşanan bölgede Myanmar silahlı kuvvetlerinin 25 Ağustos'ta başlattığı alçakça saldırılarda, çoğu çocukve kadın olmak üzere 3 binMüslümanın öldürüldüğü haberleri geliyor.
Silahsız Müslümanların kadın-çocuk demeden katledildiği Myanmar, vaktiyle yaşadıkları sebebiyle 1991'de NobelBarış Ödülü'ne layık görülmüş birkadın tarafından yönetiliyor. Baskılarla karşı karşıya bulunduğu dönemlerde Müslümanların kendisine verdikleri desteğe rağmen, şimdi katledilmelerini emreden Aung San Suu Kyi isimlibu kadın, olup bitenler sebebiylede silahsız Müslümanları suçluyor üstelik...
Arakanlı Müslümanların karşı karşıya bulunduğu sıkıntı bununla da bitmiyor. Canlarını kurtarabilmekiçin kaçabilecekleri tek yerBangladeş ve oradaki yönetimin de Myanmar'dakinden farkı yok.
İngiltere'nin talebiyle olağanüstü toplanan BM Güvenlik Konseyi'nden nasıl bir karar çıkacağı belirsiz.
Ancak tecrübeler sadra şifa bir şeyçıkmayacağını gösteriyor.
Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve Dışişleri Bakanımız başta olmak üzere yöneticilerimizin şiddetli kınamalarına ülkemiz insanının gösterdiği tepkilerin eşlik etmesi, kardeşlerimizin derdiyle dertleniyor olduğumuzun göstergesi.
İslam Aleminden gelen tepkiler de keza... Müslümanların zilletten kurtulupizzete kavuşmalarına yönelikdualarımızı bugünlerde biraz dahayoğunlaştırmamızda fayda var. ArifeGünü ve Kurban Bayramı'nda yapılanduaların kabul edilme ihtimali dahayüksektir, malum...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.