MELİH ALTINOK

Diplomayla olmaz olmaz “hekim” olanlar...

Twitter'da insanlara "sakın hastalanıp elimizi düşmeyin" diye tehditler savuran sonra da silen Prof. Dr. Bengi Başer'i pandemide meşhur olan korku figürlerinden.
Geçen gece de yine işi gücü bırakmış, sabah sınava girecek milyonlarca gencin moralini bozmak için Twitter'daki yalan ateşine benzin döküyordu.
Evet evet, şu Katarlı gençlerin Türkiye'deki tıp fakültelerinden sınavsız diploma alacağı asparagası işte.
Ardından da haberini yapan T24 gibi CHP yandaşı sitelerin bile özür dileyerek paylaşımlarını silince o da yaydığı "ırkçı yalanı" sayfasından kaldırdı.
Merak ediyorum...


Hemşireler, sağlık görevlileri yoğun aşı mesaisinden başlarını kaldıramazken pandemi meşhuru bu tipler trollüğe nasıl vakit buluyorlar?
Maaşlarını ödeyen hastaneler, kendilerinin hekimlikle bağdaşmayan kişisel reklam faaliyetlerine nasıl göz yumuyor?
Sormak hakkımız...
Ekranlarda insanları korkutan, tehdit eden, parti trolü seviyesinde siyaset yapan bu isimlerin, tedavi sırasında sinirlerine hakim olabileceklerinin garantisini verebiliyorlar mı?
Zira görüşlerini paylaşmadığı bir kısım vatandaşın hastalanıp eline düşmesi halinde, hipokrat yeminini askıya alacağını itiraf eden önümüzdeki profil, bildiğimiz, tanıdığımız hekimlerimize hiç benzemiyor.
Siz söyleyin, nefretlerin sırıtarak saklamaya çalışan Korona ünlülerinin, görüş belirten hastasını "tıp okumamış cahiller" diye küçümsemeyen, parmak sallamayan, tehdit etmeyen, umut veren, nazik hekimlerimizle uzaktan yakından alakaları var mı?
Mahsuni Şerif "Diplomayla olmaz olmaz, hâkim olanlar..." diye yakınıyordu ya...
Pandemide gördük ki, yalnızca diplomayla hekim de olunmuyormuş...

***

CEMİYETİMİZİN TEFLON GAZETECİLERİ
Gazeteciler Cemiyeti, Sedat Peker ve Sezgin Baran Korkmaz'ın iddiaları üzerine Veyis Ateş ve Hadi Özışık'ı "derhal" üyelikten çıkardığını ilan etti.
Yerinde bir karar. Zaten derneğe kendi istekleriyle üye olan adı geçen gazetecilerin de bildiğimiz kadarıyla bir itirazları olmadı.
Ne var ki üye gazetecilerinin kişisel ilişkilerine karşı çok hassas olduğunu göstermek için "savunmasız" ihraç kararları alan Cemiyet, söz konusu skandalda adı geçen "bağzı" gazeteciler için kılını kıpırdatmıyor.

CHP medyasıyla ilgili itiraf niteliğindeki suçlamalarına rağmen Yılmaz Özdil'e, Uğur Dündar'a ve cemiyetlerinin teflon gazetecilerine en azından "Siz de bir gelin anlatın bakalım" bile demiyor.
Cemiyet hayatı işte...
Herkes eşit ama bazıları daha eşit.

***

DR. GÖBBELS ŞEHRİMİZE KADAR GELMİŞ!
Son dönemde siyasi gündemin sistematik ve büyük yalanlarla manipüle edilmesine dair ortaya çıkan skandalda, bu yönetim mucidi olan Hitler'in propaganda bakanı Göbbels'e gönderme yapılıyor...

Geçen internette Türkiye gündeminde yeniden canlanan bu tarihi şahsiyetle ilgili bir gazete kupürü düştü önüme...
Yıl 1939.
Bence Göbbels'in çağdaş takipçileri kim tartışmasını hararetlendirecek cinsten.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.