Diyanet İşleri Başkanı dün kafamı çok karıştırdı!
Aklımda Başkan'a yönelteceğim tek bir soru vardı. Tahmin edersiniz işte. Medyanın ve siyasetin, "Diyanet" denilince otomatikman söz açtığı, kurumun bütçesinin oranına ve personel sayısına dair eleştiriler...
Kendilerinin benden beklentileri de bu kadar olmalıydı. Sorumu alıp cevap vereceklerdi herhalde.
Öyle ya, dindar kimliğiyle öne çıkan, gündemi de bu çerçevedeki argümanlarla değerlendiren gazeteciler dururken benden öneri ya da fikir alacak değillerdi ya...
Gelin görün ki, netliğimin bozulması çok sürmedi.
İlk darbeyi, kahvaltıya mekân olarak seçilen tarihi Ertuğrul Tekkesi'nin büyük salonundaki katılımcılar arasında Oral Çalışlar'ı görünce yaşadım.
Diyanet İşleri'ne benden daha çok vakıf olan Ahmet Kekeç ve Mustafa Kartoğlu gibi gazetecilerin yanında solcu geçmişiyle bilinen Oral Çalışlar oturuyordu.
Yalnız değildim!
Bir anda kendimi, sadece maliyeti üzerinden değerlendirdiğim kurumun işlevi üzerine kafa yorarken yakaladım.
Umarım gevezelik etmemişimdir.
Ama çok şey öğrendim.
Merak etmeyin, Diyanet'in bütçesi ve personeli hakkındaki sorumu da atlamadım.
Peki, aldığım cevaptan ikna oldum mu?
Kesinlikle. Hatta bahsedilen bütçe ve personelin, kökü Osmanlı'ya dayanan, Atatürk döneminde revize edilen bu kurumun görevleri ve işlevi açısından az bile olduğunu düşünüyorum.
Siz söyleyin, 15 Temmuz'da ve terör saldırılarında yaşadığımız yıkım, onca acı ortadayken... İçeride ve dışarıda FETÖ gibi sapkın cemaatlerin ve tarikatların önünün erkenden alınmasının, Selefilik gibi vahşi akımların engellenmesinin maliyeti konu mudur?
Diyanetin, sivil toplumun gelişimine yaptığı katkıdan; ev kadınlarına, gençlere, öğrencilere, ceza evinde yatanlara, "dardakilere" verdiği destekten... Kısacası sosyolojik dokumuzu daha sağlıklı hale getirmedeki rolünden bahsetmiyorum bile...
Dolayısıyla toplantı boyunca önerilerimizi büyük bir nezaketle ve olgunlukla dinleyen, sorularımıza entelektüel bir perspektifle doyurucu cevaplar veren Sayın Erbaş'a kafamı karıştırdığı için minnettarım.
Bundan sonra Diyanet'i daha yakından takip edeceğim.
Benim gibi, net olduğunu düşünen arkadaşlara da aynı şeyi tavsiye ederim. Bütçesini vergiyle besledikleri bu kurumu daha işlevsel çalışması ve etkili olması için sıkı "denetlesinler."
Merak etmesinler öğrenmekten, "ötekiyle" diyaloğa geçmekten, anlamaya çalışmaktan laikliklerine halel gelmez.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Yanına Namık Tan’ı da verin! (03.05.2024)
- Mangal (01.05.2024)
- Jet yakıtı meselesi (29.04.2024)
- Bilmem ‘Bizim üniversitelilerde tık yok’ diyenler utanırlar mı? (28.04.2024)
- Geçti o günler cancağızım (27.04.2024)
- Bu konuyu da gündeme getirir misiniz Özgür Bey? (26.04.2024)
- Dön baba dönelim... (24.04.2024)
- Irak petrolü Türkiye’yi çok rahatlatır (22.04.2024)
- Bu da oldu, gazeteci Dündar basına yayın yasağı getirdi (21.04.2024)
- Korkma belki fiyatlar düşmez! (20.04.2024)