HİLÂL KAPLAN

“Nasip olur mu be?”

2020'de biliyorum ki çok eve tıkıldık kaldık, bunaldık, sıkıldık. Depremden çığ felaketine pek çok acılar yaşadık. Koronavirüs kaynaklı sıkıntılar bir süre daha devam edecek gibi görünüyor. Ancak bu kadar trajik bir sene içine bunca güzel müjdeyi de aynı anda sığdıran başka bir ülke var mı, bilmiyorum.
Doğalgaz bulduk mesela. Evet başlangıç, evet birkaç senelik ama dünya standartlarına göre sıkı bir başlangıç. Yabancı medya organlarının "breaking news" vereceği kadar esaslı bir müjdeyi yaşadık.
Ayasofya aslına rücu etti mesela. Kendimi bildim bileli konuşulan mesele, uzak diyarların hülyası gerçek oldu. Ne güzel bir kavuşmaydı, on yılların yükü bir günde kalktı üzerimizden.
"Mavi Vatan'dan dönüş yok" dedik mesela. Az şey değil. Yunanı karşı, Fransası karşı, Amerikası karşı. Ancak Libya ile başlayan süreç Oruç Reis'in rotasından şaşmamasıyla masada son buldu. Masada kendimize o sandalyeyi çekip oturmak, küçümsenecek bir başarı değildi, oldu.
Ve şimdi Azerbaycan... "Yine mi Hilâl taktiği" dedirten o güzelim harita her gün biraz daha yeşilleniyor, güzelleşiyor. Azerbaycan sokaklarında
"Türkiye" sloganları atılıyor mesela. 1992'de iki helikopter veremeyen Türkiye, bugün "ne istersen senindir gardaş" demekle yetinmiyor, bunu dünyaya da ilan ediyor. SİHA'lardan Kasırga'lara estikçe gürlüyor, gürledikçe inletiyoruz mesela.
Dost meclislerinde "bir gün nasip olur mu be?" diye hüzünlendiğimiz meseleler, tarafımızca vuzuha erdiriliyor.
İşin hüzünlü tek kısmı var; o da dost meclislerinde birlikte dertlendiklerimizin bugün mensubu olduğu parti yüzünden burun kıvırması, "Ayasofya açıldı ama" diye başlayan cümleleri, "Ama diplomasi şart" nakaratları ve daha nicesi...
Bu sürecin başka bir getirisi ise Türkiye ile müttefik olan ama operasyon yiyen ülkelerin Türkiye'nin kilit açıcı rol oynaması ile ayakta kalması oldu. Abluka eliyle devrilmek istenen Katar yönetimi, Hafter'e boyun eğmesine ramak kalan Libya hükümeti ve yaklaşık 30 yıllık işgali nihayet geri püskürten Azerbaycan en açık örnekler... "Düşmana korku, dosta güven" veren dış politika ataklarının devamı da gelecek diye düşünüyorum.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.