HİLÂL KAPLAN

Maske işini abarttık mı?..

Koronavirüsün ocak ayında varlığı tanımlandı ve bir buçuk ay sonra küresel salgın olduğu kabul edildi. Şu anda dünyada yaklaşık 9 milyon vakaya teşhis kondu ve yarım milyon kişi öldü. Öte yandan beş milyon kişi de iyileşti. Küresel çapta aktif vaka sayısı ise 3.7 milyon. (wordometers)
Türkiye, 5.138 vaka ile en yüksek vaka sayısını 11 Nisan günü görmüştü. 2 Haziran'da ise 786 ile zirveden sonraki en düşük vaka sayısını gördük. Haziran ayında başlayan kontrollü normalleşme ile beraber öngörülen yükselişte en son tanımlanmış vaka sayımız 1.248. Ancak iyileşen hasta sayımızın hâlen teşhis konmuş vaka sayısının üzerinde oluşu ve diğer ülkelere oranla en düşük ölüm oranlarında seyrediyor olmamız olumlu işaretler.
Ne var ki koronavirüs hiçbir yere gitmiyor. Aşı veya kesin tedavi bulunmadan koronavirüs gündemimizden düşmeyecek. Onunla beraber yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. 'Yeni normal'in olmazsa olmazı ise sosyal mesafe, hijyene özen ve zorunlu maske kullanımı.
Şu anda yeni vaka artışlarının görüldüğü beş ilimizin de eklenmesiyle birlikte 42 ilde maske kullanımı zorunlu hale getirildi. Kimisi bu uygulamayı orantısız buluyor ve sağlığa daha zararlı etkileri olabileceğini dillendiriyor. Tıp camiasının büyük kısmı ise bu görüşte değil. Bilakis yaşam normal akışında devam edecekse, bu hastalığın yayılmasını durdurmak değil ama azaltmak için elzem olduğu görüşünde. Bu bağlamda Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara'ya maske kullanımı hakkındaki görüşlerini sordum.
Son kertede, yoğun bakım odalarında üç yakınını kaybetmiş birisi olarak şahsi kanaatim, bırakın kendinizi, bir kişinin bile hem hayatını kaybetmesine hem de sevdiklerinin cenazesine bile katılamayacağı bir şekilde ölmesine vesile olmayı engelleyecekse, maskenin bir süreliğine zahmet çekmeye değer olduğudur. Velhasıl kul hakkına girmiş olma ihtimalinin azabıyla uğraşmaktansa, maske takmak yeğdir.

***


Maske, mesafe, hijyen...
Görüşüne başvurduğum Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, mesafe, maske ve el hijyeninin Kovid'den korunmanın üç temel yolu olduğunu söyleyerek, maske kullanırken dikkat edilmesi gerekenleri şöyle özetledi:
"Burada önemli olan sıcak yaz günlerinde maskenin nefesimizle birlikte ıslanması. Maske ıslandıkça koruyuculuğu azalacağından bir süre sonra değiştirilmesinde fayda olacaktır.
Diğer taraftan maske kullanımıyla vücut sıcaklığı bir miktar daha artabilir. Ağzımızdan çıkan hava, burnumuza geldiğinde bir hava bir miktar soğur. Maske taktığımızda tam soğuma gerçekleşmez. Bu da sıcak çarpmasına benzeyen şikâyetlere sebebiyet verebilir. Arada yüzün ve boyunun su ile yıkanması ve nemli tutulması vücut sıcaklığımızın dış ortam çok sıcak da olsa, normal kalmasına destek olur.
Maske ile spor yapmak bu rahatsızlıkların daha belirgin görülmesine neden olabilir. Bol sıvı aldığımız sürece yaz aylarında maske takmanın ek bir sakıncası yoktur"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.