HİLÂL KAPLAN

Meltem Şişli’nin sıradanlığı

Holokost'un önde gelen suçlularından Adolf Eichmann, ilk yakalanıp yargılanmak üzere İsrail'e götürüldüğünde, Batılı gazeteler "Canavar" manşetleri atmıştı. İnsan varlığının olabilecek en rezil, en zelil halinin tecessüm ettiği bu katilin ne yapacağı ve diyeceği herkes için merak konusuydu.
Ünlü siyaset bilimci Hannah Arendt de davayı izleyenler arasındaydı. Onun Eichmann'ı nitelemesi, günümüzde canavar diye görülen suçluları anlamak için referans tanımlardan olacaktı: "Kötülüğün sıradanlığı"
Eichmann, sıradan biriydi. Emirleri uygulayan, insanları ölüme yollayan sonra da eve gelince çocuklarına babalık yapan herhangi bir memurdu. Canavar denilebilecek bir olağanüstülüğü olmaması, bizi insan doğasıyla yüz yüze getiren en korkunç hakikatti aslında. Çünkü Eichmann olma potansiyeli hepimizin içinde var demekti bu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Yeşim Meltem Şişli'nin, İSMEK'in 20 kadın bölge sorumlusuna yaptıklarını okuyunca Eichmann'ı hatırladım. Şişli'nin 19 Ağustos 2019'da, kadın çalışanlarına bir tanışma toplantısında sarf ettiği sözleri şöyleydi:
"Bunların diksiyonları ne kadar kötü, siz hiç eğitim almadınız mı?.. Ellerinizi kaldırın bakalım, kaç bekârınız var? Ne kadar çok bekârınız varmış. Biz bu arkadaşları, itfaiyecilerle buluşturup bir gece düzenleyelim. Onları kaynaştıralım... Siz başörtülerinizle otobüse binince terlemiyor musunuz? Zor olmuyor mu? Kokuyorsunuzdur."
Şişli, özel hayatında nazik bir insan, müşfik bir anne veya vefalı bir evlat olabilir. Ancak dile getirdikleri, insanoğluna az bir güç verilmeyegörsün, neleri yapabilecek aşağılıkta bir kifayetsiz muhteris olabileceğinin göstergesidir.
Şişli hakkında, kadın çalışanları, "hakaret, görevi kötüye kullanma, dini değerleri aşağılama, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçlarından dava açtılar. Bu iddialar doğruysa, Şişli'nin, altında çalışan kadınları taciz ettiği, aşağıladığı ve küçük düşürdüğü barizdir. 14 kadının birden dava açması ve Şişli'nin şimdiye dek suskunluğunu koruması bize bir şeyler anlatıyor olsa gerek.
Başörtülüler, sadece son altı senedir kamuda rahatça çalışabiliyor, mecliste temsil ediliyor ve eğitim hakkından faydalanabiliyorlar. Ancak on yıllarca başörtülüleri en temel vatandaşlık hakkında mahrum bırakan zihniyet, hâlâ diri ve görünen o ki İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde yaşıyor. Bu davadan sonuç alınması, özgeçmişindeki başörtülü fotoğrafı sebebiyle işe alınmayan binlerce başörtülü için de emsal oluşturabilir.
Bu vahim olay, aynı zamanda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da samimiyet imtihanıdır. Göreve "Herkesi kucaklayacağız, ayrım yapmayacağız" diye gelip, kendi sekreter yardımcısı başörtülü kadınlara bu muameleyi lâyık görüyorsa ve hâlen tepki vermiyorsa, kendisi de bu çirkinliğe göz yumarak onay veriyor demektir.
Şişli, sıradan kötülerden birisidir. Allah bu milleti onların şerlerinden korusun.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.