HAŞMET BABAOĞLU

Aynada kendimize bakmaya sıra gelecek mi?

Seçimden, partilerden, siyasetten çok konuştuk ya iki haftadır, yine konuşuruz tabii...
Hayat pahalılığından konuştuk...
Daha çok konuşuruz, bitmeyecek çünkü ama bizi bitirecek.
Yaşadıklarımız sıradan gelişmeler değil, bir büyük dönüşümün başlangıç safhaları...
Ama insana da bakmak, konuşmak gerek...
Sana, bana, ona...
Bize bakmak ve konuşmak...

***

Sosyal dertler büyüdükçe bize ne oluyor?
Küçülüyoruz...
Ruhen de küçülüyoruz.
Sorsan, herkes "büyük adam" tabii...
Havalar bin beş yüz...
Atıp tutuyoruz...
Şu memleketi, hatta dünyayı bize verseler...
Ohooo neler yaparız, neler havası...
Ama neyle, nasıl?
Hangi donanımla?

***

Kimse kusura bakmasın!
Ben en çok çalışma hayatına bakarım...
İş yerlerindeki insan davranışlarına bakar, laboratuvar gibi yaklaşırım.
Yahu çalışma hayatı denen şey "mobbing" olup çıkmış; iş yeri zorbalığı, psikolojik şiddet, saçma sapan bir etiketi (makamı) üzerine yapıştıranların diğer çalışanlara hayata zehir etme davranışları almış yürümüş...
Yöneticiler iş yerlerinde fındık fıstık meseleleri büyütüp insani meseleleri görmezden gelmekle meşgul...
Herkes tuttuğunu hırpalıyor.
Emek verimsiz...
Çalışan mutsuz...
Düzgün insanlar bile bu yamukluklara bakıp hızla bozuluyor.
Bu çürük zeminden sağlam bina çıkar mı?
Memleket nasıl farklı olsun?

***

Başkalarının mutsuzluğu ile mutlu olan insanlar ne kadar çoğaldı mesela...
Daha doğrusu başkalarının başına gelen talihsizliğe bakıp kendisini talihli gören sersemler...
"Schadenfreude" deniyor buna literatürde, bir gün üzerine uzunca yazayım.
Bir tür iç kötücüllüğü...
Çoğu kişinin tek rahatlama yolu bu oldu çünkü, oradan biliyoruz; patronu çuvallayınca, rakipleri sakatlanınca, düzenbaz ünlünün foyası ortaya çıkınca sevinenler kalabalığı...

***

İçimiz koflaştıkça koflaşıyor.
Hayattan yoksunuz; sosyal gerçekler üzerimizden silindir gibi geçiyor.
Ama sokakta biri mikrofon tutarsa, en doğru tercihler konusunda atıp tutmada üzerimize yok!
Geçelim bunları...
Geçelim de biraz da aynada kendimize bakalım... mı?

***

NOT DEFTERİ
Değersiz zamanlarda yaşayan zavallı insanlardık belki de biz, öyle hissettim o an, bir düşüşün içinde bir yerlerde çırpınıyorduk işte. (KEREM EKSEN / Uyku Krallığı)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.