EKREM KIZILTAŞ

Geri tepen silah…

Sürekli 7 Ekim'de maruz kaldığı harekat sebebiyle sahip olduğunu iddia ettiği 'kendini savunma hakkı'ndan bahseden İsrail, haftalardır acımasız bombardımanlarını sürdürüyor. Dün itibariyle can kaybı 19.667, yaralı sayısı 52.586 idi. Hayatını kaybedenlerin 200'ü hekim ve 97'si de gazeteci…

Güvenlik Konseyi'ndeki ABD şemsiyesi, İsrail'in vahşetine verilen açık bir onay. Ancak, 'saldırı dursun' diyen ülkelerin BM'deki ikinci oylamada 150'yi bulması, İsrail'in 'kendini savunma hakkı' bahanesinin artık alıcı bulmadığına delalet ediyor. Saldırgana destek vermek zorunda olanların, teşvik edici hatta onaylayıcı tavırlarındaki gevşeme, bunun artık böyle gidemeyeceğini gösteriyor.

İsrail açısından asıl sıkıntı, bir şekilde olup bitenlerden haberdar olan kitlelerin, 7 Ekim'den sonrasını ve alçakça bombardımanları sorgulama aşamasından, 'ya 6 Ekim, ya 5 Ekim, ya daha öncesi?..' şeklinde yeni bir evreye gelmiş olması.

Aksa Tufanı Harekatı'nı acımasız saldırılara bahane olarak kullanmakta ısrar, o gün Hamas tarafından uluslararası hukuk ihlal edilmiş olsa bile, İsrail'in 1948'den beri neredeyse her gün uluslararası hukuku ihlal ettiği gerçeğini gözlerden gizleyemiyor.

Gazze'de ve tabii Batı Şeria'daki alçaklıkların bir an evvel bitmesi gerektiğini düşünenlerin sayısı gittikçe artıyor ve neler olup bittiğini merak edenler de öğrenmeye ve bilinçlenmeye başlıyorlar. İsrail ve kuklalarının hiç ama hiç arzu etmedikleri 'farkındalık' gerçekleşiyor yani.

İnsanlara en çarpıcı gelen husus, öğrenmenin başlangıç aşaması olan, İsrail'in Filistin topraklarını uluslararası hukuka aykırı olarak işgal ettiği gerçeği. Filistinlilerin 'Nekbe' dedikleri günden itibaren Filistinlileri yurtlarından yuvalarından ederek sürekli genişleyen İsrail'in uluslararası hukuka aykırı davranmayı alışkanlık haline getirmesi, sonraki aşama.

İsrail ile ilgili en ciddi problem, Holokost konusunu mağduriyet gerekçesi olarak kullanan ve bunda başarılı da olanların, güç sahibi olduktan sonra kendilerine yapıldığını iddia ettikleri zulümlerin çok daha fazlasını Filistinlilere reva görmeleri…

Uluslararası hukuk açısından sahip olduğu alanların çoğu işgal sebebiyle tartışmalı olan İsrail'in, 67'de işgal ettiği Gazze'yi 2006 sonrası ablukaya alması da da uluslararası hukuka aykırı. 'İkna ederek' her yıl çeşitli ülkelerden getirdiği 50 binden fazla 'Hırsızı' Filistinlilere ait yerlere yerleştirmesi ve buraları sürekli genişletmesi de keza...

Filistinlilerin uluslararası hukukun tanıdığı bütün haklarını reddeden ve sistematik saldırılarla Gazze'deki sivilleri katleden İsrail'in nereye kadar gideceği, meçhul. İnsanlığın nefret dolu bakışlarına ne kadar dayanabileceklerini bilmiyoruz, çünkü…

İsrail'in 7 Ekim'den beri bir tür silah olarak kullandığı 'kendini savunma hakkı' bahanesi, artık geri tepmeye başladı…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.