İstikrarsızlığı kim ister ki!..

Muhalefet partilerinin bazılarındaki Parlamenter Sistem merakı, bu konuda ihale açıldığını akla getiriyor.

Parlamenter sistemin, ülkenin yerinde sayması hatta geriye gitmesi açısından kullanışlı olduğunu düşünen dış mihrakların bu işteki rolü ayrı bir mesele. İçerdeki taraftarlarından bazıları da karanlık mahfillerde hükümetler kurup hükümetler yıktıkları 'o tatlı günleri' özlüyor herhalde.

Milletvekilleri transfer edilebildiği günlerde, memleket lehine atılan adımların kolaylıkla engellendiğini unutmak mümkün değil. Ülkenin '70 sente muhtaç edildiği' günleri, parlamenter sistemin kara sayfaları olarak kabul edebiliriz.

Muhalifi ve muvafığı ile herkes, partilerin tek başına iktidar olduklarında işlerin iyiye doğru gitme eğilimi gösterdiği, parçalı koalisyon dönemlerinde ülkenin irtifa kaybı yaşadığında hemfikirdir.

Osmanlı ve Tek Parti dönemini saymasak da Parlamenter Sistem'in 1950'den itibaren uygulanışı ile ilgili hatıraların pek hoş olmadığı herkesçe bilinir. Koalisyon dönemlerinde tam bir istikrarsızlık kaynağı olan bu sistemi isteyenlerin istikrarsızlık mı istedikleri, sorulması gereken temel sorulardan.

İrili ufaklı partilerin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yerine Parlamenter Sistem getirecekleri vaadi ile siyaset yapmaları, komik. İnsanımızı, bugünkü iktidardan çok daha iyi şartlar sunacakları konusunda ikna etmeye çalışmak yerine sistem değişikliği vaadinde bulunmak, topu taca atmaktan başka bir şey değil.

Yönetim sistemi ancak anayasa değişikliği ile mümkün ve bunu isteyenlerin TBMM'de ezici bir çoğunluğa sahip olmaları gerekiyor, malum. Sistem değişikliği isteyen irili ufaklı partilerin tamamı bir araya gelse bile böyle bir şeyin olmayacağı da açık.

Kendisini yönetecek kadroyu doğrudan seçebilme imkanına kavuşan milletimizin tekrar eski istikrarsız günleri isteyeceğini düşünmek, işin bir başka tuhaf tarafı. İstikrarsızlığı kim ister ki!..

Siyasi dengelerin yanı sıra, şehir ve bölge dengeleri sebebiyle dar bir kadro içinden bakanlar atanması yerine konunun tartışılmaz uzmanı olan kişilerin bakan olmalarının faydasının yaşanarak denendiğini de unutmamak gerek.

Parlamenter Sistem diye yanıp tutuşanlar, memnun etmek istedikleri mahfilleri es geçip milletimizi memnun edebilecek politikalara yoğunlaşsalar, daha çok mesafe alırlar.

Kovid-19 salgını ile ilgili tedbirler ve yangın, sel ve deprem gibi afetlere müdahaledeki hız ve başarının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ne kadar faydalı olduğunu gösterdiğini unutmamaları da önemli.