Algılarla mücadele…

Yapıları gereği yalan söyleyemedikleri için; sadece yapacaklarını söyleyen ve söylediklerini de yapanların, yalan söyleyenlere yenilecekleri şeklinde bir algı var…

Bu algı, söylediklerini fazlasıyla yapan ve nerdeyse bunların tanıtımını yapmaktan bile imtina edenlerin, rahatlıkla yalan söyleyebilenler karşısında zayıf kaldıklarını düşünmekle alakalı…

Cumhurbaşkanımızın yönetimindeki AK Parti'nin, iktidarda bulunduğu 19 yılda bütün olumsuzluklara rağmen ülkeyi aldığı noktadan ilerilere taşıdığı, malum. Bundan sonrasında çok daha ilerilere taşıyacağı da...

AK Parti ve MHP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı'nın, CHP'nin başını çektiği ittifaka yenilebileceğini düşünmek, abes. Mevcut durumu bile yeterince değerlendiremeyen CHP, İP ve diğerlerinin, geleceğe yönelik tek bir projeye bile sahip olmadıklarını çocuklar bile biliyor.

Sebebi her ne olursa olsun, algıların olgulara galip gelebileceğini düşünmek, herhalde bir zaaf olsa gerek. Herhangi bir hikayesi olmayan aktörlerin algı sayesinde belirli yerlere gelebildikleri, yakın zamanda da örnekleri görülen bir vakıa. Ama geldikleri yerlerin hakkını vermeyenlerin konumlarını koruyamadıkları gibi daha ilerilere de gidemedikleri, tarihi bir gerçek.

Algıların olgular karşısındaki üstünlüğü, yeni bir durum. Bunun herhangi bir makama seçilmekte işe yaradığını görüp, hizmet konusunda işi ağırdan alan hatta düpedüz ihmal edenlerin hayal kırıklıklarını yakın gelecekte göreceğiz herhalde.

İnsanların karar vermeleri açısından gerçek olanın mı yoksa sanal olanın mı üstün olduğunu anlamak açısından, özellikle İstanbul ve Ankara birer turnusol kağıdı görevi görecek.

Algı sayesinde işbaşına gelenlerin takkelerinin düştüğü günlerdeyiz. Kaybedebilecek zaman olmadığını söyleyen İBB Başkanı'nın iki sene geçtikten sonra bile dikkat çeken tek bir icraatının olmayışı, bunun örneklerinden. Aynı şey Ankara için de geçerli.

İBB Başkanı, bulunduğu yeri tatil yapma makamı zannederken, Ankara BB Başkanı da sosyal medyadaki 'çok başarılı' imajının hizmet bekleyen Ankaralılar açısından manasız olduğunun farkında değil.

Sadece bu şehirler de değil. CHP'li belediyelerin bulunduğu yerlerin çoğunda nasıl olsa kendilerine oy verileceği inancıyla en basit hizmetleri bile aksatıldığı bir vakıa.

Sahip olunan her şeyi 'elde bir' kabul edip hep daha fazlasını beklemek, insanî bir durum. Ancak, 19 yıldır standartları hep yükselenlere bunların kaybedilmesi riski de hatırlatılmalı.

Maddi ve manevi kazanımlarımızı yok etmekten başka amaçları olmayanların bizi bunlardan mahrum etmeye çalıştıklarının farkında olabilmek, önemli…

Armudun sapı, üzümün çöpü gibi konulara değil, sahip olduklarımızı muhafazaya odaklanmalıyız.

Tek yapmamız gereken algılarla mücadele… Olgular da bizden yana!..