Eksiğimiz…

Cumhurbaşkanımızın AK Parti kongresindeki konuşmasını izleyenlerden, 'AK Parti her ne yaptıysa iki mislini yapacağız' diyen bir muhalefet olsaydı ülkemizin durumu daha farklı olabilir miydi sorusunu soran olmuştur.

Gerçek bir muhalefetin olmayışının, ülkemizde eksikliği hissedilen şeylerin başında geldiğini söylemek, yanlış olmaz.

Muhalefete kulak verecek olursanız, gerçekle uzaktan yakından alakasız iddialar dinlemek zorunda kalırsınız. İlk söyleyecekleri de, ekonomimizin bitip tükendiğini yalanıdır.

Oysa satın alma gücü paritesine göre milli gelirde dünyada 17'nci sırada olan Türkiye, 19 senede 13'üncü sıraya yükselmiş durumda.

Cumhurbaşkanımızın sözleriyle, durum bir başka açıdan şöyle:

"2002'de vergi gelirlerinin yüzde 86'sını bulan faiz ödemelerini, geçtiğimiz yıl yüzde 16'ya gerilettik. Avrupa ülkelerinde yüzde 97'ler, gelişmiş ülkelerde yüzde 130'lar civarında olan borç stokunun milli gelire oranını yüzde 42,6 seviyesinde tutmayı başardık. İhracatımızı 36 milyar dolardan aldık 170 milyar dolar bandına kadar çıkardık."

Muhalefetin sevdiği hususlardan birisi de tarım ve hayvancılığın bittiği iddiasını tekrarlamak. Ancak 2002'de 37 milyar lira olan Tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın geçen yıl 333 milyar lirayı geçtiğini öğrenince, dut yemiş bülbüle dönerler.

19 yılda, tarla ve sebze üretiminin yüzde 20, meyve üretiminin yüzde 67, süt ve et üretiminin de 2 kat artış gösterdiği gerçeği, morallerini bozar.

Ülkemizin ihracat kaydıyla yaptığı buğday ithalatı rakamlarını zikretmeyi çok severler. Ama mesela buğday konusunda üretim ve ihracatla ilgili rakamlara bakmak akıllarından bile geçmez. Buğdaydan elde edilen un ve makarna ihracatında dünya birincisi ve ikincisi olmamız, umurlarında bile değildir sanki.

Hele bir 'saman' iddiaları var ki, evlere şenlik. Türkiye'nin yıllık 25 Milyon ton saman ürettiğini bilmezden gelip, lokal olarak ithal edilen 26 ton samanı anlatır dururlar.

Özetle: Birçok eksiğimiz var belki. Ama ön önemlilerinden birisi gerçek bir muhalefet…