Milli Güvenlik Problemi

Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan siyasi partilerden birisi ve hele de ana muhalefeti temsil etmekte olan CHP'nin bir milli güvenlik problemi haline geldiği şeklinde sözler edilmesi, sıradan bir iş değil...

Suriye konusunda başlayıp Doğu Akdeniz, Libya, Azerbaycan Ermenistan arasındaki meselelerle ilgili olarak CHP adına yapılan açıklamalar, işin bir yönü. CHP'lilerin gerek ABD ve gerekse Fransa ve Yunanistan'dan gelen açıklamalar paralelindeki sözleri, milli güvenlik kaygısını artıran nitelikler taşıyor.

Gerek siyasilerden ve gerekse medya birçok isim 'CHP'nin artık bir milli güvenlik problemi haline geldiğini' vurgulamasına rağmen, ilgili partiden tek bir itiraz bile yükselmiyor nerdeyse.

Oysa ana muhalefet partisince bu sözlere şiddetli bir şekilde itiraz edilmesi ve söylenenler teker teker ele alınarak, bunların doğruları ifade etmediğine yönelik bazı açıklamalar yapılması beklenirdi.

Ancak zihniyetlerinin bir milli güvenlik problemi haline geldiği ya da gelmekte olduğunun doğru olduğunu onlar da düşünüyor olmalı ki, CHP cenahından ciddi bir itiraz yükselmedi, yükselmiyor da.

Son olarak CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın 'TSK satıldı' şeklindeki sözlerinin parti içinde ciddi bir tepki bulmaması, 2010'da başlatılan CHP'yi yumuşatma operasyonunda verimli neticeler alındığının göstergesi belki de.

Malum, içeride ne söylerse söylesin özellikle de uluslararası meselelerde devletin yanında yer alan tavrıyla bilinen CHP'de, Baykal'ın bir kaset operasyonuyla işbaşından gönderilmesinden sonra çarpıcı değişiklikler yaşanmaya başlandı.

Arşivlere girer ve dış politikayı ilgilendiren konularda CHP adına yapılan açıklamaları gözden geçirirseniz, bu çarpıcı değişikliği gözlemleyebilirsiniz…

CHP MENSUPLARINA ANLATALIM…
TSK'nın satılması şeklinde dile getirilen konuyu Sakarya Tank Palet Fabrikası'nı bağlasalar da, satılmayan ve mülkiyet hakkı halen TSK'da bulunan fabrikanın sadece işletme hakkı devredildiğini artık bilmeyen yok. Bu hakkın devredildiği firma da bir Türk firması, üstelik.

Katar'la ilgili iddiaların, Türkiye'yi ekonomik açıdan köşeye sıkıştırmaya çalışan güçlerin ekmeğine yağ sürmeye yönelik olduğunu artık bilmeyen yok. CHP'liler hariç!..

Bu durumda, en azından CHP Mersin Milletvekilinin haddini aştığı ya da benzeri özür kokan açıklamalar yerine adeta tüy diken birtakım sözlerle karşılaşmak, CHP'nin milli güvenlik sorunu olduğu kanaatini iyice kuvvetlendirdi…

CHP'den ufak tefek bazı itirazlar dışında ses çıkamazken, Kılıçdaroğlu 'milletvekilinin söyleminin çarpıtılarak Akdeniz'de hukuksuz bir şekilde aranan yük gemimizle ilgili meselenin kapatılmasına çalışıldığını' iddia etti.

Ancak, aranan gemi olayıyla ilgili olarak da Türkiye'nin açıklamalarını değil Yunanistan, Almanya ve İtalya'nın iddialarını esas alıp onları haklı göstermeye çalıştı Kılıçdaroğlu… Sadece bu açıklaması bile CHP'nin hakikaten milli güvenlik meselesi haline geldiğini ispatlar nitelikteydi.

Bir yanda başta ülkemizi hedef alan saldırılar karşısındaki cansiperane tavırları ile Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere yöneticilerimiz...

Bir yanda da, bir türlü milli olamayan ve dolayısıyla Türkiye'yi merkez alan birtakım söylemler yerine hasımlarımızın görüşlerini tekrarlamayı muhalefet zanneden CHP…

Ülkemiz açısından bir milli güvenlik sorunu teşkil ettiklerine CHP'yi yönetenlerin ikna olmasını bekleyemeyiz. Ama bunu çevremizdeki CHP mensuplarına anlatmayı başarabilirsek, onlar yöneticilerine seslerini duyurabilir belki…