Beşinci kol!..

Ana Muhalefet Partisi işin kolayını bulmuşa benziyor. Genel başkanları ve CHP adına konuşanlar, ülkemiz açısından sıkıntılı hususlar gündeme geldiğinde ya esasa değinmeden konunun etrafından dolaşıyor ya da çıngar çıkarıp ortalığı karıştırıyorlar.

Böylelikle aslında bir tür 'Beşinci Kol' faaliyeti yaptıklarını da kamufle etmiş oluyorlar, akılları sıra...

İdlip'le ilgili takındıkları tavır da, tam olarak böyle. Söyledikleri arasında sadra şifa tek bir cümle bile olmadığı gibi, kolayca anlaşılabilen Esed taraftarlığını kamufle edebilmek için de bolca yalan söz konusu.

Her şey bir yana, bırakın insanımızın tamamını, partilerinin yakında iktidara geleceği masalı ile oyalanan mensupları bile, ola ki iktidara gelirse CHP'nin Suriye konusunda neler yapacağını bilmiyorlar…

Bahar Kalkanı Harekatı'nın durdurulması, İdlip havalisinde bulunan ve zaten 1 milyonu sınırımıza dayanan toplamda 4 milyon insanın ülkemizin daha kapısını çalması demek.

CHP'lilerin mültecilere karşı oldukları biliniyor. Ancak, can güvenliklerinin sağlanmaması halinde İdlip ve havalisindeki insanların gözlerimizin önünde ölüme terk edilmelerine milletimizin kesinlikle razı olmayacağı, çok açık. Bu da, meseleye mutlaka bir çözüm bulunmasını gerektiriyor ve Türkiye de zaten bunun için çabalıyor…

Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatları sonrası olduğu gibi, İdlip bölgesindeki insanların burada kalmayı sürdürmeleri de, Bahar Kalkanı'nın başarısına bağlı.

Bahar Kalkanı Harekatı konusunda CHP adına yapılan açıklamalara bakılırsa, Türkiye'nin İdlip'ten çekilmesi gerektiğini düşünüyor gibiler. Ancak böyle bir şey olması halinde, çok sevdikleri Esed'in buradaki 4 milyon insanın kalanlarını da sınırımıza doğru sürmesi ihtimali gündemlerinde yok.

Yani, CHP'liler İdlip konusuna daha çok Esed ve Rejimi penceresinden bakıyor...

Aşırı muhabbet…

Başta genel başkanları olmak üzere CHP'yi yönetenler, Esed'i İdlip'i boşaltma kararından caydırabilecekleri hayalini görüyor olabilirler.

Ancak, vaktiyle Suriye'de yaşayan insanlardan 3 milyon 600 bininin Türkiye'de, 950 bininin Lübnan'da, 680 bininin Ürdün'de, 532 bininin Almanya'da, 255 bininin Irak'ta, 133 bininin Etiyopya'da, 110 bininin İsveç'te ve yüz binlercesinin diğer bazı ülkelerde sığınmacı durumunda olduğunun, herkes gibi onlar da farkında…

Bu rakamlara İdlip havalisinde bulunan 4 milyondan fazla insanı da ilave ettiğimizde, Suriye ile ilgili tablo netleşir: 2011'de 21 milyon civarında olan Suriye nüfusunun 1 milyonu katledildi ve yarısından fazlası da, ülkenin hakimi olduğunu iddia eden yönetim tarafından mülteci olmaya zorlandı.

Başta CHP yönetimi olmak üzere Türkiye'nin rejimle mutlaka görüşmesi gerektiğini savunanlar, bu vahşet tablosunu iyi bildikleri halde, Esed ve rejimine duydukları aşırı muhabbet sebebiyle birtakım hikayeler uydurarak acı gerçekleri gizlemeye çalışıyorlar.

Türkiye ve başka ülkelerdeki mültecileri geri istemediği açık olan Esed'in, Rusya ve İran desteği ile, kalanları gönderme niyetinden vazgeçmeyeceği de çok açık.

CHP yönetiminin, Esed'in Suriye'yi Nusayri olmayan nüfustan temizleme çabasına verdiği açık desteğin sorgulanma vakti gelmiş ve geçmektedir…

Esed'e övgüler yağdıranlar, Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere olup bitenleri kamufle için yalanlar uydurmakla yetinmeyip, çıngar çıkarmak için de Cumhurbaşkanımıza ve Türkiye'yi yönetenlere olmadık hakaretler yağdırıyorlar...

Gönüllü Suriye Rejimi destekçileri, Milletimizin ne yaptıklarının farkında olduğunu unutmasınlar...