‘Sırada Türkiye de var!..’

Dünyaya tozpembe gözlüklerle baktıkları ve uluslararası ilişkilerin hakikaten kitaplarda yazıldığı gibi cereyan ettiğine inanacak kadar saf oldukları için ABD ile aramızda olup bitenleri gerçek manada anlamakta güçlük çekenler vardır muhakkak.

Bu grupta olanların F-35, S-400, Suriye'nin kuzeyinde oluşturulmaya çalışılan terör koridoru ve benzeri meselelere bakışlarını dinlemek keyifli olabilirdi belki. Ama netice olarak zaman kaybından başka bir şey değil.

Netice olarak önemli bir yekun teşkil etmeyecekleri için uluslararası ilişkilere naif bakan ve Türkiye-ABD ilişkilerinde aksaklığın mutlaka bizden kaynaklanmış olabileceğini düşünenleri bir kenara bırakabiliriz.

Neler olup bittiğini, yani ABD'nin aslında bizden ne istediğini çok iyi bildikleri halde bilmezden gelen ve dahası bin-bir dereden su getirip mevcut iktidarı ve dolayısıyla Cumhurbaşkanımızı kabahatli göstermeye gayret eden birileri var ki, esas mesele bunlar.

ABD tarafından mecbur bırakıldığımız için S 400 almak zorunda kaldığımızı, ortağı olduğumuz F-35 projesinden dışlanmamıza yönelik çabaların hukuksuz olduğunu, beraber NATO'da bulunduğumuz ABD'nin terör örgütüne silah yağdırarak güney sınırlarımızda bir koridor oluşturmaya çalışmasının yanlışlığını bunlar da biliyor aslında.

Ancak değişik şekillerde güç birliği yaptıkları bazı mihrakların dolduruşuna geldikleri için olsa gerek, şayet kendileri işbaşına gelebilirlerse ABD'nin bu dayatmalarda bulunmayabileceği gibi bir ümit besliyorlar sanki.

Ancak bütün meseleleri bildikleri gibi, sömürücü zihniyetin her ne olursa olsun çıkarlarından asla tavız vermeyeceğini ve eğer fırsat bulursa daha fazlasını koparmakta bir mahzur görmeyeceğini de bal gibi biliyor bu zevat.

Kitabın ortasından…

Zaten içten içe bildikleri işin gerçeğine tekrar bir göz atmak isterlerse şayet, bu kesimin Genelkurmay eski İkinci Başkanı E. Orgeneral Ergin Saygun'un Washington'da Türk Mirası Vakfı'nın (Turkish Heritage Organization) düzenlediği panelde yaptığı konuşmayı bulup okumalarında fayda var.

Saygun, kitabın ortasından konuşan birisi belli ki. Lafı hiç evirip çevirmeye gerek duymadan ABD ile Türkiye arasındaki esas konuyu aktarmakta herhangi bir beis görmemiş:

"Sorun, S-400 değil... ABD, Türkiye'nin bağımsız dış politikasından rahatsız. Bölgesel bir güç olmamızı istemiyorlar."

Elbette okumuşsunuzdur ya da bulup okursunuz. Ama Ergin Saygun'un sözlerinin altı çizilecek yerlerini aktaralım:

"Türkiye'yle ABD arasındaki sorunlar, S-400 probleminden çok daha fazlası. Eğer S-400 konusunda uzlaşsak bile yeni talepler olacaktır. 'İran'la anlaşma yapma', buna 'Evet' dersek, sonra 'Suriye'nin kuzeyinde bir Kürt devleti kuracağız, buna muhalif olma'. Buna 'Hayır' derseniz, size 'Kıbrıs'ta gaz ya da petrol arama hakkınız yok' diyeceklerdir…

Yani problem S-400 ya da F-35'ler değil. Amerika, Türkiye'nin bağımsız dış politikasından memnun değil ve Türkiye'nin bölgesel bir güç olmasını istemiyor…"

Konu ABD ile sınırlı da değil Saygun'a göre. Çünkü sözlerine şunları da ekliyor: "Batı için iki önemli konu var. Biri İsrail, diğeri enerji... İsrail'e düşman ülkeler bertaraf ediliyor. Listenin sonunda Türkiye var."

E. Orgeneral Saygun, sözlerini: 'Üzgünüm' diye bitirmiş. Akıştan neye üzgün olduğunu tam olarak anlamak mümkün değil.

Vaktiyle genelkurmay ikinci başkanlığını yapmış bir isim olan E. Orgeneral Ergin Saygun'un üzgün olmasının en önemli sebebi, içimizden bazılarının bu gerçekleri hala anlamazdan gelmesidir, büyük ihtimalle…