Bilmecenin kandırmacası…

Nihayet CHP de adayını açıkladı da, bizler: 'Sarıdır, kafestedir, öter; bilin bakalım nedir?' formundaki bilmeceyi çözmek için daha fazla uğraşmak zorunda kalmadık.

Malum, Karadenizli yukardaki bilmeceyi sorar ve kimse cevaplayamayınca, cevabın 'hamsi' olduğunu söyleyip izah eder: Hamsiyi sarıya boyamış, kafese koymuştur. Hamsi ötmez diyenlere cevabı ise şudur: 'O da kandırmacası!..' Kandırmacası olmayan bilmece mi olur!..

Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterecekleri kişiyi tarifi de biraz bu bilmeceyi hatırlatıyordu: "Bir başarı öyküsü olan, ekonomiyi bilen, bilgi birikimi yüksek ve ülkeyi bu değerlerle yönetebilecek birisi olacak. Kavgacı olmayacak…"

Çıka çıka karşımıza Muharrem İnce çıktı… Şimdi başta CHP'liler olmak üzere herkes, 'başarı öyküsü', 'ekonomi bilgisi', 'yüksek bilgi birikimi' ve özellikle de 'kavgacı olmama' gibi özelliklerle Muharrem İnce arasında bir bağlantı bulmaya çalışıyor…

CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ile ilgili olarak Kılıçdaroğlu'nun verdiği tüyoların en azından bir kısmı doğru olsa, kandırmaca bölümüne itiraz edilmeyebilirdi. Ancak bilmecenin cevabı açıklanınca gördük ki, sadece bazı tanımları değil, tamamı kandırmaca imiş…

Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlık konusundaki müzmin rakibi Muharrem İnce'yi aday olarak açıklarken takındığı tavrın ne gibi ince manalar taşıdığı, ayrı bir mesele.

Kaybedeceği kesin olduğu için Cumhurbaşkanı adayı olmaya yanaşmayan Kılıçdaroğlu'nun, İnce'yi aday göstermesinin akıllıca bir iş olduğunu söylemek gerek. Nasıl olsa kazanamayacak olan Muharrem İnce'nin bir daha karşısına genel başkan adayı olarak çıkma şansı kalmayacak çünkü.

İnce'nin 2104 seçimlerinde CHP'nin başını çektiği 14 partinin çatı adayı Ekmelettin İhsanoğlu'nun aldığı oy oranına ulaşabilme şansı olmadığı kesin.

Geri dönüş yok!..

Seçimde alacağı oyların CHP'nin milletvekili seçimlerinde alacağı oylarla mukayese edilmesi gerekecek olan Muharrem İnce'nin bu açıdan da şansının zayıf olduğu söylenebilir. Çünkü adaylığı açıklandığı sırada CHP grubunda tespit edilen bazı yüz ifadeleri, memnuniyetsizliğin had safhada olduğunu düşündürür nitelikte..

Adaylığının açıklanması sonrası CHP rozetini genel başkanına emanet etmesi ve benzeri atraksiyonları, İnce'nin ne adayı olduğu konusunda yeteri kadar fikir sahibi olmadığının da göstergesi.

Ülke çapında partisinin düzenlediği mitinglerle kampanya yürütmek durumunda olan İnce, bağımsız değil, CHP'nin adayı olduğunu sık sık hatırlamak durumunda kalacak. CHP'nin adayı olduğu halde, nasıl olup ta tarafsız olabildiği konusunda ne kadar dil dökse de, buna inanabilecek kimseyi bulamayacaktır.

Her partinin kendi cumhurbaşkanı adayını gösterdiği bir vasatta, hele de Muharrem İnce'nin CHP'nin çelik çekirdek olarak tabir edebileceğimiz tabanı dışında oy alabilme şansı yok zaten.

Rozet çıkarmanın 'tarafsızlık' göstergesi olmadığı bir yana, İnce'nin ülkeyi yönetmek için değil, Parlamenter Yönetim Sistemi'ni geri getirmek, yani aslında yönetmemek için oy isteme tutarsızlığının üstesinden nasıl gelebileceğini izlemek keyifli olacak…

Yazıyı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın sözleriyle bitirelim:

"Ülkenin ve milletin geleceği için tek bir proje dahi ortaya koyamayanlar, bakıyorsunuz seçimlerde eski Türkiye'yi geri getirmekten, eski sisteme geri dönmekten bahsediyorlar… Türkiye artık geri döndürülemez bir yola girmiştir...

On yıllardır sorun, kriz ve kaos üreten mevcut yapının devam etmesi veya geri getirilmesi mümkün değildir."