Söylediklerini yapmak!..

Başbakan Binali Yıldırım'ın geçtiğimiz günlerde açıkladığı ekonomik paket, birilerinin kimyasını bozmuşa benziyor. Daha çok emeklilere dini bayramlarda verilecek ikramiye konusuna dikkat çekiliyor olsa da, paketin asıl önemli tarafı, gelirlerle ilgili oysa...

Altı çizilmesi gereken hususlardan birisi, bunun uzun süredir üzerinde çalışılan bir ekonomik paket olduğu. Yani 24 Haziran seçimlerine yönelik bir rüşvet olduğu iddiasında bulunmak anlamsız.

Kaldı ki, seçim kazanılırsa verilecek birtakım şeylerden çok, hemen uygulamaya geçecek uygulamalar söz konusu.

Artık kangren haline gelmiş imar konusunda ilan edilen barış, paketin en olumlu yönlerinden birisi. Konuya muttali olanların bilebileceği gibi, çeşitli sebeplerle milyonlarca bina aslında varken yok hükmünde işlem görüyordu şimdiye kadar.

Yani eğer tapu ile ilgili detayları bilmeden ev almışsanız, sonrasında aslında bir arsanın ortağı olduğunuzu fark edebiliyorsunuz şimdilerde.

Çok hızlı çalışan(!) bürokrasinin ruhsat, iskan gibi konuları geçmişte alabildiğine zorlaştırdığı, malum. Takip konusunda eksiklik de devreye girince, memleketimizdeki binaların belki de yarısından fazlası ruhsatsız ve iskansız durumda...

İmar Barışı ya da adına her ne diyeceksek, şimdi bütün bu bina stoku yasal hale getirilecek ve vatandaşların bunlarla ilgili olarak karşılaştıkları problemler de nihayet son bulacak.

Emeklilere bayramlarda verilecek ikramiye, belli ki uzun süredir düşünülen ve başta imar barışı olmak üzere paketteki gelirler vesilesiyle kaynak sorunu olmayan bir konu.

İktidara geldiği 2002'den beri, bol keseden vaatler vermek yerine, sadece yapabileceklerini söylüyor ve bunları da yapıyor AK Parti. Bu süreçte yaşanan seçim ekonomisi uygulamayıp, gerçeklerden hareket etmesi, istikrarın en önemli sebeplerinden.

Güzel olan 'söylediklerini yapma' alışkanlığının dış meselelerde de geçerli olması...

Yarım asırlık problem.

Asgari ücret ve emekli maaşları gibi hususlarda muhalefet ile yarışa girmese de, sonrasında onların vaatlerinin de ötesini gerçekleştirmesi, iktidar partisinin dikkat çekici özelliklerinden.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçiş öncesi Başbakan Binali Yıldırım'ın açıkladığı ekonomik paketin ilgi çekici özelliklerinden birisi de, yeni sisteme geçildiğinde işlerin çok değişeceğinin işaretini vermesi.

Pakette yer alan birçok konu, eski Türkiye'de Parlamenter Sistem'in çarkları arasında kalmaya mahkumdu. İmar barışı denilen adımın, elli yılı geçen bir süredir biriktirilen problemlerin halli için atıldığını unutmamak gerek.

Parlamenter Sistem'in son zamanlarında atılan bu adımlar, yeni sisteme geçildiğinde yapılması gerekenlerin hızlı bir şekilde yapılacağının da göstergesi.

Yeni sistemde bakanlar, TBMM dışından ve konularını en iyi bilen uzman kişiler arasından seçilecek. Bakanlar da, önlerindeki beş yılı en iyi şekilde değerlendirebilmek için, yine işlerini iyi bilen kadrolarla çalışacaklar. Böylelikle ciddi manada hızlı bir sistemine kavuşacağız inşaallah.

Hangi sahada olursa olsun başarıyı esas alacak olan bakanlar ve ekipleri, yapmaları gerekeni yapmadıkları zaman kenara çekilmek zorunda kalacaklarını bilecekler, öncelikle.

Nasıl olsa bana kimse dokunamaz anlayışı da artık tarihe karışmış olacak. Şimdiki gibi, görevden alınanların idare mahkemesi ya da Danıştay gibi bazı mahkemeler kanalıyla geri dönme ümitleri de olmayacak...

Birileri hala anlamamış olsa da, Yasama, Yürütme ve Yargı kesin çizgilerle ayrılacağı için, İdare kiminle çalışacağına kendisi karar verecek...