Haritalar neler söylüyor neler!..
Hatay'ın hemen yanında Afrin, az ötede Azez, Mare, El-Bab. Biraz daha doğuda Münbiç, Cerablus, Kobani.
Afrin'den aşağıya İdlip, Halep, Rakka...
Siyasi haritalar genellikle tek renk olurken Suriye haritaları değişik renklerden oluşuyor artık. Tercihe göre değişen renkler bunlar. Suriye rejiminin hakim olduğu yerleri çoğu Kırmızı renkle gösteriyor mesela. Özgür Suriye Ordusunun kontrolündeki yerler Yeşil, PYD/YPG'nin işgalindekiler Turuncu...
Bazı haritalarda Kasım 2017 ortalarında nihayet bittiği ilan edilen DEAŞ'la ilgili ufak tefek lekeler bulunurken, ABD'lilerin ve Rusların olduğu yerleri gösteren işaretler de mevcut...
Özellikle Suriye'nin kuzeyi ile ilgili haritaların en dikkat çekici yanı ise, PYD/YPG'nin yani PKK'nın işgalindeki bölgeleri temsil eden rengin hakimiyeti. Türkiye sınırının büyük bir bölümünde PYD/YPG hakimiyeti var demek ki...
DEAŞ'ın ortaya çıkıp bazı yerleri işgal etmesi sonrası, bazen ABD ve Suriye Rejim güçlerinin desteği ve bazen de DEAŞ'ın terk etmesi ile buraların PYD/YPG'nin eline geçtiğini, biliyoruz...
Rejimin ayrılıkçı olduğunu bildiği bu örgütle münasebetlerini 'denize düşenin yılana sarılması' mantığı ile izah edebilmek mümkün belki. Ancak, ABD'nin ne yapmaya çalıştığı, soru işareti.
Haritaya bakıldığında, PYD/YPG'nin elinde bulundurduğu alanların, Suriye'nin kuzeyinde oluşturulması hesaplanan koridora elverişli olduğu anlaşılıyor. Bu, ABD'nin ne yapmaya çalıştığını, Rusya ve İran'ın neden mütereddit olduklarını gösteriyor...
Haritalarda, Fırat Kalkanı Harekatı ile açılan gediğin, Zeytin Dalı harekatı ile genişlemeye başladığı görülüyor. Afrin sonrası, Münbiç'e sıra gelirse, bu gedik daha da büyüyecek elbette.
Sonrasında sıra belki daha doğuya doğru da gelecek... Olması gerektiği gibi...
BÜYÜK YANLIŞLIK...
Haritaların da bir dili vardır. Suriye haritasının birtakım şeyleri anlamamız için renklendirilmiş hali de birçok şey anlatıyor.
Sahadaki durumu izah sadedinde hazırlanan haritalar, ABD başta olmak üzere batılı devletlerin ve bu arada içimizde yuvalanmış gafil ya da düpedüz hainlerin anlamaya yanaşmadıkları bir gerçeği haykırıyor bize temel olarak: Bu işte büyük yanlışlıklar var...
Suriye'nin kuzeyinde rejim desteğiyle başlatılıp sonrasında ABD desteği ile sürdürülen bir koridor oluşturma niyetinin Suriye'nin bu bölgelerinin halkı ile hiç bir alakasının olmaması, en büyük yanlışlık...
ABD'liler ve içimizdeki destekçiler demokrasi, insan hakları ve benzeri şarkılar eşliğinde bizi kandırmaya çalışsalar da, PYD/YPG hakimiyeti altındaki bölgelerde demokrasi, insan hakları gibi kavramların yeri yok. Dahası olabilme ihtimali de yok...
PYD/YPG'nin kendisine alan açabilmek için buralarda yaşayan ve kendisi gibi düşünmeyen Kürt, Arap, Türkmen ve başka unsurları bölgeyi terke zorladığını, biliyoruz.
Türkiye'de bulunan 3.5 milyon civarındaki Suriyeli mültecinin büyük bir çoğunluğu ülkenin kuzey bölgelerinden geldi. Suriye'nin kuzeyinde PYD/ YPG'nin elindeki yerlerde demokratik bir yapı oluşturuldu ise, başta Kürtler olmak üzere buraların halkının neden dönmek için en ufak bir gayrette bile bulunmadıkları, en önemli soru...
Fırat Kalkanı harekatı sonrası Türkiye'nin güvenli bölge haline getirdiği yerlerin halkı döndüğü halde, insanlar PYD/YPG hakimiyetindeki bölgelere neden dönmüyorlar sorusu bile, akılları başlara getirmeye yeter aslında...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Adaletin bu mu dünya?.. (04.05.2024)
- Yokuş aşağı… (01.05.2024)
- Dünya gençliği vahşete karşı ayakta!.. (28.04.2024)
- Duvara toslayacaklar!.. (27.04.2024)
- Dışarıdan bakabilmek… (24.04.2024)
- Toparlanacağız… (21.04.2024)
- Mesaj hepimize… (20.04.2024)
- Köpük dağılınca… (17.04.2024)
- Durmak yok, yola devam!.. (14.04.2024)
- Yalanlar ve ihanet… (13.04.2024)