Geç de olsa adalet!..
Sivas'ta (Madımak Olayı'nda) amaç buydu ve beklenilen olmadı.
Çünkü oradaki amaç Alevileri ve Sünnileri birbirine düşürmek, kaos yaratmaktı... Sivas bölgede stratejik bir konum taşıyor...
Beklenilen olmadı orda, Aleviler ve Sünniler bir arada yaptılar yapacaklarını..." Bu sözler 2 Temmuz 1993'te olay çıkarmak üzere Sivas'a gönderilen ve Madımak Olayı'nı başlatan Özel Harpçi ekipte olduğunu söyleyen birisinin 2011'de yaptığı açıklamalardan alınma.
Ne kadar doğru olduğunu bilmesek de, doğru olsa da kaale alınmayacağını biliyoruz... Çünkü Sivas Madımak ile ilgili adli süreç, olayların açığa çıkarılması üzerine değil gizlenmesi üzerine yürütüldü...
2 Temmuz 1993 Sivas Madımak, 5 Temmuz 1993 Erzincan Başbağlar katliamı... Üzerinden 24 sene geçen bu iki olayın ortak çok yönleri var. En önemlisi de, her ikisinde de adaletin tecelli etmemiş olması.
Türkiye'nin en karışık yıllarından birisi olarak bilinen 1993'te Sivas ve ardından Erzincan Başbağlar'da yaşananlar, bu olayların mezhep kavgası çıkarmak niyetiyle tezgahlandıklarının göstergesi.
Birilerinin hesapladığı gibi olmaması elbette teselli sebebi. Ancak Sivas'ta ve Başbağlar'da hayatlarını kaybedenlerin hesaplarının sorulması gerektiğini de unutmamak gerek.
Sivas Madımak'la ilgili olarak şu ana kadar öğrendiklerimiz, hassas bir yer olan Sivas'ta ortalığın karışması için Sivaslı olmayan birilerinin epey gayret gösterdikleri, istedikleri gibi karışıklık çıkmayınca da Madımak'ı yaktıkları şeklinde. Bu arada ilin valisinin, emniyet müdürünün ve oradaki tugay komutanının da, mani olmak yerine izlemekle yetindikleri anlaşılıyor.
Başbağlar'a baskın yapan ve masum köylülerden 28'ini mermiyle, 5'ini de yakarak katleden alçakların da, Sünnilerin yaşadığı bir köy olan Başbağlar'a çevredeki Alevi köylerden birileriyle geldikleri biliniyor... Başbağlar Köyü'nü koruyamayanların, olay sonrası acılı insanlara silah vermeyi teklif etmeleri, hesabın devamı. Sağ kalanların, intikam arzusuyla bu silahlarla civar köylere saldırmalarını ve böylelikle de bir tür mezhep çatışması çıkmasını istiyorlar belli ki...
Devleti temsilen o illerde görev yapan mülki amirlerin de işin içinde olmalarından daha da vahim olan ise, olup bitenlerin gerçeğinin meydana çıkmaması için yargı aşamasında yaşanan gariplikler. Sivas ya da Erzincan'da ya da buralara yakın yerlerde görülmesi yerine uzak yerlere taşınan mahkemeler, değiştirilen hakimler, kaale alınmayan ara kararlar, yukarıdan tahammülü güç baskılar her iki davada çok yaşanan olaylar. Ve netice: Sivas Madımak ve Başbağlar olayları ilgili adaletsiz bir netice...
Bu günden geriye doğu baktığımızda, sadece Sivas Madımak'ta yaşananların değil, Erzincan Başbağlar'da olup bitenlerin de açığa çıkmaması için gereken her şeyin fazlasıyla yapıldığını anlıyoruz. Ülkeyi o günlerde yöneten zihniyet, Sivas Madımak'ı engellemek yerine adeta teşvik ederken, Erzincan Başbağlar katliamını da görmezden gelmiş.
Sivas'ta olayları teşvik eden ve sonrasında Madımak'ı yakarak 33 kişiyi vahşice katleden gerçek suçlular yerine, sokaklardan topladığı insanları idama mahkum eden bir zihniyet işbaşındaydı 1993'te. Aynı zihniyet, Başbağlar'da 28 insanı kurşunla, 5'ini de yakarak katledenlerden yakalayabildiklerini de serbest bırakma yolunu tercih etti...
24 Sene sonra bugün, Sivas Madımak'ta katledilenlerin yakınları kısmen müsterih olsalar da, Başbağlar'da katledilenlerin yakınları hala adalet bekliyor ve istiyor. Aynı şekilde alakasız oldukları halde Madımak'la irtibatlandırılıp suçları olmadığı halde mahkum edilenler de, gerçek suçluların bulunması ve adaletin tecelli etmişini istiyorlar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Adaletin bu mu dünya?.. (04.05.2024)
- Yokuş aşağı… (01.05.2024)
- Dünya gençliği vahşete karşı ayakta!.. (28.04.2024)
- Duvara toslayacaklar!.. (27.04.2024)
- Dışarıdan bakabilmek… (24.04.2024)
- Toparlanacağız… (21.04.2024)
- Mesaj hepimize… (20.04.2024)
- Köpük dağılınca… (17.04.2024)
- Durmak yok, yola devam!.. (14.04.2024)
- Yalanlar ve ihanet… (13.04.2024)