Bunu siz istediniz!..
Kılıçdaroğlu'nın 'Yeni sistemde cumhurbaşkanı ayrı, başbakan ayrı partiden olduğunda aralarında yaşanacak uyumsuzluklara' dikkat çektiği konuşma için kendi ayaklarına sıktı ya da kendi kalesine gol attı denilebilir. Ancak böylelikle yapılmaya çalışılan şeyin ne kadar doğru ve gerekli olduğunun altı, 'hayır' cephesinin lideri tarafından da kalın çizgilerle çizilmiş oldu.
Yeni sistemi gerekli kılan en önemli sebebi, belli ki yüzde yüz benimseyerek gündeme getiren CHP Genel Başkanı'nın, 'iyi de peki siz neden hayır diyeceksiniz?' sorusuna verebileceği cevap da kalmamış durumda aslında. Ancak ne yaparsınız ki, yürüttükleri siyaset mantığı gereği yüzde yüz doğru olduğunu bilse de 'evet' deme şansı yok Kılıçdaroğlu'nun.
Eli mecbur, yapacağının yüzde yüz yanlış olduğunu bilerek 'hayır' diyecek.
Referanduma doğru gün sayılırken evet ve hayır yanlılarının çeşitli çalışmaları devam ediyor ve insanımız geleceğini yakından ilgilendiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hakkında bilgileniyor.
Konunun gündeme geldiği zamandan beri hayır cephesinin söyleyip durduğu yalanların gerçek yüzü de böylelikle meydana çıkıyor.
Aslında başlangıçtan beri problemli olan ancak ülkeyi karşı karşıya bıraktığı sıkıntılar çeşitli şekillerde gözlerden gizlenmeye çalışılan bir yapı Parlamenter Sistem. Öncesini bir kenara bıraksak bile 1950'den ve hele 1970'ten sonra yaşananlar, bundan sonra iyice köhnemiş bu sistemde yola devam etmeye çalışmanın bizi en azından patinaj yapmaya mecbur edeceğini ortaya koyuyor.
'Hayır'dan 'Evet'e!..
İlgi çekici olan 'hayır' nutukları atanlar farkında olmasa da, sistem değişikliğini bizzat onların gerekli hale getirmiş olmaları.
Emekliye ayrılmış genelkurmay başkanlarının cumhurbaşkanı olacakları düşüncesiyle ve aslında vesayeti kuvvetlendirmek için yapılan düzenlemeler, 16 Nisan'da oylanacak anayasa değişikliğinin en önemli sebeplerinden birisi çünkü.
Anayasa içerisindeki vesayet mekanizmalarına ilaveten yine bir vesayet mekanizması olarak cumhurbaşkanlığının güçlü hale getirilmesinin tam aksine sonuç vermesi durumu ile karşı karşıyayız şimdi.
Cumhurbaşkanı illa ki bizden olacak anlayışı sebebiyle yapılan anayasa ve akıl dışı zorlamalar, Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesini ve o da tabii olarak Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni getirmiş oldu.
Ne kadar şikayet ediyor olsalar da, bunu onlar istedi aslında...
Mevcut halde, doğrudan halk tarafından seçilen cumhurbaşkanı ve yine halk tarafından seçilen başbakan arasında uyumsuzluk olması, kaçınılmaz. Böyle bir durumda neler olacağını, en açık bir şekilde yeni sistem karşıtı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan dinledikten sonra, ısrarla 'hayır' diyenler arasında çözülme olur mu bilinmez.
Ama en azından esasında neye hayır diyecekleri konusunda onlar da biraz aydınlanmış oldular böylelikle.
Kılıçdaroğlu'nun söz konusu değişikliğin diğer maddelerini de okuması ve bunlarla ilgili olarak gerçekten neler düşündüğünü kamuoyuyla bundan sonra da paylaşması gerek. Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne evet diyeceklerin sayısında ciddi bir artış yaşanması bir yana, ülkemiz geleceği daha güvenli bir şekilde yürüyebilir böylelikle...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Adaletin bu mu dünya?.. (04.05.2024)
- Yokuş aşağı… (01.05.2024)
- Dünya gençliği vahşete karşı ayakta!.. (28.04.2024)
- Duvara toslayacaklar!.. (27.04.2024)
- Dışarıdan bakabilmek… (24.04.2024)
- Toparlanacağız… (21.04.2024)
- Mesaj hepimize… (20.04.2024)
- Köpük dağılınca… (17.04.2024)
- Durmak yok, yola devam!.. (14.04.2024)
- Yalanlar ve ihanet… (13.04.2024)