İlaç da kar etmez...
Anlık olanlarla ilgili olarak bir ağrı kesici alınır ya da sinirleri ayağa kalkanlar mesela, müsekkin kullanırlar.
Ama sürekli rahatsızlıklara ağrı kesici, müsekkin hatta herhangi başka bir ilaç da kar etmeyebilir. Bunlar için uzun süreli kompleks tedaviler gerekir.
Rahatsızlıkları süreklilik arz edenlerin durumları vahimdir yani. Bedeni rahatsızlıkları olanların yanında memleketin geldiği ahval dolayısıyla hazımsızlık çekenlerin durumu da öyle.
Ne yapılırsa yapılsın hazımsızlıkla ilgili rahatsızlıkları geçmeyenler de, madem ki ben rahatsızım, o halde başkaları da rahatsız olsunlar diye olmadık işler yaparlar. Geçtiğimiz Cumartesi günü başkalarının rahatsızlık duyduğu haberi üzerinden, kendi rahatsızlığını ortaya koyan Hürriyet gazetesi gibi.
Genelkurmay Karargahı ile ilgili haber ilk bakışta ustaca kurgulanmış gibi gözükse de, seçilen başlıklar, söylenmek istenenin anlaşılmasına kafi idi. Zevahiri kurtarmak için yapılan açıklamalar da, maksadı gizlemeye yetmedi. Geçmişte yapılanlar halen yapılanların ve bundan sonra yapılacak olanların göstergesidir çünkü. ...
Gazete bünyesinde mecburen yaptıkları ya da yapacakları bazı müdahaleler, bir tür pansuman tedavisi aslında. Yapılanların ne kendi rahatsızlıklarını geçireceği, ne de başkalarınınkine ilaç olacağı, malum.
Görevden alınan -ya da alınacağı söylenen- Sedat Ergin, bu rahatsızlığın somutlaşmış hali belki. 28 Şubat'ın önemli isimlerinden E. Ora. Güven Erkaya'nın yapmaya meraklı olduğu içki temelli açıklamalardan bazılarının ardında bu kişi vardı, bildiğimiz kadarıyla.
1996 yılındaki İran, Pakistan, Singapur, Malezya, Endonezya gezisinde Erbakan Hoca'nın (a:)uçakta içki servisi yaptırmaması ve (b:)kalınan otellerin mini barlarındaki içkileri bile kaldırttığı iddiasını, 28 Şubat'ın en önemli sebeplerinden ikisi olarak vurgulamıştı Güven Erkaya.
28 Şubat'ın 4 sebebi!..
28 Şubat'ı neden yapmıştınız sorusuna, canlı yayında cevap verirken, bu iki sebebin yanında (c:)Sincan Belediyesi'nin içki satan yerlere ruhsat vermekte zorluk çıkardığı ve (d:)yılbaşlarında hindi satışlarını engellediği iddialarını da ekleyerek, '28 Şubat'ta bu sebeplerle ülke uçurumun kenarına geldiği için müdahale etmiştik' demeye getirmişti.
Sedat Ergin'in Erbakan Hoca'nın Libya seyahatinde, Merhum Kaddafi ile çıkan kriz sırasında sürdürülen diplomatik çabaların uzun sürmesinden şikayet eden gazetecilere söyledikleri de, rahatsızlığı ile yakından alakalı olmalı.
Libya Lideri'ni makul bir çizgiye çekmek için uğraşan Erbakan Hoca'yı kast ederek, beklemekten sıkılan gazetecilere söylediği: "O adam (yani Erbakan Hoca) içerde çile çekiyor ya, değil 6 saat, 16 saat sürse de gam yemem" şeklindeki sözler, iflah olmaz bir rahatsızlık gösterisi çünkü.
Hürriyet'in ortalığı karıştıran söz konusu haberinde gündeme getirilen 7 konudan 6'sı, birçok kişinin vurguladığı gibi, önemli tek bir konuyu, yani başörtüsü konusunu maskelemek amaçlıydı, açıkça. Milli Savunma Bakanlığı'nın askeriyede başörtüsü serbestisi getirmesi, Hürriyet bünyesinde rahatsızlık doğurmuştu anlaşılan.
Doğrudan rahatsızlıklarını dile getiremedikleri için, Genelkurmay'ın TSK'ya ve kendisine yönelik eleştirilerden rahatsızlık duyduğunu ifade eder gibi yapmayı çıkar yol gördüler belli ki.
Birilerinin ciddi rahatsızlıklar çektikleri ve hiçbir ilacın tedavi edemeyeceği bu hal sebebiyle başkalarını da rahatsız edebilmek için her yolu deneyecekleri anlaşılıyor.
Ama Türkiye o eski Türkiye değil artık... Geçmiş olsun...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Yokuş aşağı… (01.05.2024)
- Dünya gençliği vahşete karşı ayakta!.. (28.04.2024)
- Duvara toslayacaklar!.. (27.04.2024)
- Dışarıdan bakabilmek… (24.04.2024)
- Toparlanacağız… (21.04.2024)
- Mesaj hepimize… (20.04.2024)
- Köpük dağılınca… (17.04.2024)
- Durmak yok, yola devam!.. (14.04.2024)
- Yalanlar ve ihanet… (13.04.2024)
- Bayram sohbeti… (10.04.2024)