İran; nereden nereye!..
Tek bir örnek, İran'ın nerden nereye geldiğini anlayabilmek için yeterli:
1979'dan sonra İran'ın büyükelçilik ve konsolosluklarının önlerine destek ziyaretleri için gidenlerin çocukları bugün aynı yerlere İran'ı protesto etmek için gidiyorlar...
1981 Şubatı'nda İran İslam Devrimi'nin yıldönümü kutlamaları için İran İstanbul Başkonsolosluğu'na gelen 209 'İslamcı' genç, burada 'Zincirler Kırılsın Ayasofya Açılsın' ve benzeri sloganlar attıkları için, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefetten gözaltına alınmışlardı.
Sonrasında 58 gün Hasdal Kışlası'nda ikamete mecbur bırakılan 209 kişiden herhangi birisine; gün gelip çocuklarının aynı yere, ama bu defa protesto için gidecekleri söylense, büyük ihtimalle inanamazlardı...
Ancak, bu oldu ve vaktiyle İran'a destek için başkonsolosluğa gidenler gibi düşünenler, geçtiğimiz günlerde İran'ı protesto etmek için başkonsolosluk binası önünde toplandılar.
Sadece İstanbul'daki konsolosluk değil, Ankara'daki Büyükelçilik binasının önünde de benzer tablolar yaşandı. Müslüman gençler, Suriye'de yaşanan gelişmelerde İslam kardeşliğini değil, Şiiliği önemsediğini gösteren İran'ı protesto ettiler.
Halep'te dar bir alana sıkışan sivillerin içinde bulundukları ölüm çemberinden çıkabilmeleri için Türkiye ve Rusya'nın önderliğinde sağlanan ateşkese rağmen, rejim güçleri ve İran destekli Şii milislerin sivilleri taşıyan konvoya saldırıda bulunması, zaten kırılgan olan İran'ın itibarini yerle bir etmeye yetti.
Ümmet maslahatı değil...
İran 'da Şubat 1979'da yaşananın bir İslam Devrimi mi olduğu, yoksa bu ülkenin mezhebi yapısı dolayısıyla aslında bir Şii devrimi ile mi karşı karşıya olunduğu, yıllardır tartışılan bir husus. O tarihlerde Türkiye başta olmak üzere birçok bölge ülkesinde taraftar bulmuştu İran İslam Devrimi.
Ancak zaman geçtikçe, İslam'dan çok İslam'ın Şiii yorumunu önceleyen İran gerçeği ortaya çıktı ve bu da ciddi kırılmalara sebebiyet verdi.
İran'la ilgili ilk büyük şok, 1982 Şubat Ayı'ndaki Hama Katliamı sonrasında yaşanmıştı. Hama'da 40.000 civarında insanı acımasızca katleden Suriye rejimi ve dönemin Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'a arka çıkan İran, büyük itibar kaybı yaşamıştı.
Sonradan İran'ın gerçek yüzünün sorgulanmasını gerektiren birçok gelişme ortaya çıktı. Bunlardan bazılarına iyi niyetli yorumlar getirebilmek mümkün olsa da, Suriye'deki gelişmeler, İran'ın meselelere İslam değil Şiilik noktai nazarından baktığını açıkça ortaya koydu.
Halep'te daracık bir alana sıkıştırılan on binlerce sivile yönelik katliamlara imza atan Şii Milisler, Ümmetin maslahatı yerine kendi çıkarlarını esas alan ve bütün adımlarını buna göre atan İran gerçeğinin en acımasız taraflarından birisi...
Belki de bardağı taşıran damla vazifesi gören bu olay sonrasında, vaktiyle İran İslam İnkılabı'na destek niyetiyle elçilik ve konsoloslukların önüne gidenlerin evlatları, bu defa İran'ı protesto için oralardaydılar...
Evet ne diyorduk: İran; nerdeeen nereye!..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Dünya gençliği vahşete karşı ayakta!.. (28.04.2024)
- Duvara toslayacaklar!.. (27.04.2024)
- Dışarıdan bakabilmek… (24.04.2024)
- Toparlanacağız… (21.04.2024)
- Mesaj hepimize… (20.04.2024)
- Köpük dağılınca… (17.04.2024)
- Durmak yok, yola devam!.. (14.04.2024)
- Yalanlar ve ihanet… (13.04.2024)
- Bayram sohbeti… (10.04.2024)
- Bitiş değil, dönüm noktası!.. (07.04.2024)