BEKİR HAZAR

Azgınların dostları

BUGÜN sizlerle eski dost ve memleketlimden gelen bir mektubu paylaşacağım. "Yüce Rabbim bütün İslam Alemi'ne, gönül coğrafyamıza sıhhatli, afiyetli, hayırlı ve bereketli seneler ihsan buyursun." diye başlıyor o mektup.
Ve devam ediyor; "Sevgili ağabeyiniz Şekip Hazar'ın 'İZNİK GÖLÜ'NDE GÜNEŞ İFTARINA KAVUŞURKEN' fotoğrafı bana muhteşem medeniyetimizi, gönül coğrafyamızı, bu huzur ve barış veren medeniyetimizi asırlarca insanlığa 'Mücessem rahmetullah' olarak sunabilmiş 'OSMANLI'YI' hatırlattı. Yarım asrı aşan arkadaşlığımız olan bir gönül dostum anlattı: 'Geçenlerde torunumu severken ona takıldım: Kızım senin büyük deden Çerkes... Büyük nenen Arnavut. Ben Türkmen'im ve eşim anneannen de Laz.
Söyle bakayım şimdi sen kimsin? Torunum hiç düşünmeden 'BEN OSMANLIYIM!' dedi. Doğrusu bu cevap çok hoşuma gitti.
Zira tam hakikati ifade ediyor, kimliğimizi ve gönül coğrafyamızı muhteşem medeniyetimizle taçlandıran 'OSMANLI'YI' veciz bir şekilde anlatıyordu. Gerçekten muhteşem bir ifadeydi. Genç kardeşime gıbta ettim. Umutlarım yeşerdi. Bu anekdot beni 70'li yıllara götürdü. O yıllarda Beşiktaş ve Fenerbahçe'yi çalıştırmış Sırp teknik direktör Stankoviç'i (Toprağı bol olsun!) hatırlattı. Müteveffa Stankoviç'e bir mülakatında gazeteci şöyle soruyor:
'Yabancı bir ülkede hem de Beşiktaş ve Fenerbahçe gibi büyük kulüplerde çalışmak zor olmuyor mu? Başarınızın sırrı nedir?' Stankoviç cevap veriyor: 'NİYE ZOR OLSUN? BEN OSMANLIYIM! KENDİ
ÜLKEMDE GİBİ ÇALIŞIYORUM!'
İşte bizim kadim medeniyetimiz! İşte bizim gönül coğrafyamız! İşte huzurun ve barışın anahtarı Osmanlı kimliği! Ne mutlu bunu hissedebilenlere..." Cihan İmparatorluğu kurmuş Osmanlı'yı yıkmak için zorlanmadılar. Çünkü içeride eğitim alsın diye Avrupa'ya gönderilen ancak dönüşte devşirilmiş, mason localarına üye yapılmış "Batı hayranı" dediğimiz İttihatçı kafalarla Devlet-i Aliye'ye sövüp, imparatorluğu parçalarına ayırdılar.
Ardından neredeyse 100 yıl ecdadına, dünyayı titreten Osmanlı'ya saldıran bir eğitim sistemi kurdular bu işbirlikçilerle.
Yine bir başka dostum gönderdiği mesajında bakın ne diyor; "Bugün Türkiye'de iki büyük zihniyet var. Birisi her zaman ittihatçı kafa diye anlattığımız, medeniyetimize, bizi biz yapan değerlerimize ve Osmanlı'ya düşman kompleksli anlayış. Kendi milletini ve insanını aşağılayan ama Batı'ya tapan, yabancıya uşaklık etmeyi maksat, hedef edinmiş NATO mermer NATO kafa yerlilerimiz bunlar! Diğeri de kadim medeniyetimize ve değerlerimize bağlı, mavi vatana sevdalı, gönül coğrafyamızı kucaklayan ve hep ötelerin ötesi diyen OSMANLI'NIN İZİNDE MAVERAYA
KOŞAN bir ruhla mücehhez vatan millet sevdalıları. Ama uşaklar kendilerini kullandıran zavallılar asla başaramayacaklar.
Er veya geç hem de bizzat kullanıcılarınca çöpe atılacaklar. Yarınlar, ebet, inşallah 'BU VATAN BİZİM. BEN OSMANLI'NIN
TORUNUYUM' diyenlerin olacak!" Bu ülkede köprü, yol, tünel, demiryolu ağları örülüyor diye Batı ağzıyla devletine küfredenler var. Dünyanın hiçbir ülkesinde yol, baraj, tünel, demiryolu yapılıyor diye devletine söven yok. Sadece ve sadece bizde var. Dünyada teknolojiyi yakalayıp, insansız hava araçları ile parmak ısırtan, savaşların seyrini değiştiren ülkede, kendi devletine "Neden SİHA üretiyorsun, uçak gemisini ne yapacaksın? Operasyon mu çekeceksin" diye sorgulayan bir milletvekili çıkmaz. Sadece ve sadece bizde çıkar.
Dolar yükselir devletine saldırır bu ittihatçı kafalar. "İnsanlar zor yaşıyor" diye. Dolar düşürülür yine saldırır bu kafalar, "Birçok insanın dolarda yatırımı vardı, onlar ne olacak" diye. Dolar düşüyor diye ağlarlar, kahırlarından ölürler. Suratlarının şekli, rengi değişir, dizlerinin bağı çözülür. O yüzden "İttihatçı kafa"nın ne olduğunu çocuklarımıza çok iyi anlatmak zorundayız.
Bugün her ortamda, her durumda devletine saldırmayı adet edinenler, Osmanlı'yı yıkan içimizdeki ezik Batı hayranlarının torunlarıdır. "Biz yapamayız" cümlesi bunların ruhlarına işlenmiştir. Hücrelerinin atomlarına kadar ittihatçı şırıngası nüfuz etmiştir. O yüzden Batı ne istiyorsa papağan gibi onu haykırırlar. Bu memleketin lehine tek bir söylem, tek bir proje, tek bir çivileri bile yoktur. O yüzden bu millet onları iktidara taşımaz. Çünkü bu Milletin sevdiklerine düşman, Batı'nın soyguncu azgınlarına dost olanların kazanma şansı yoktur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.