BEKİR HAZAR

Blip ve bip

RUS Interfax haber ajansı, silah satışı yapan Rosoboronexport adlı Rus firmasının yetkililerine dayandırdığı haberinde, Rusya ve Türkiye'nin yeni bir S-400 hava savunma sistemi anlaşması imzalamaya yakın olduğunu iddia etti.
Şirket Başkanı Alexander Mikheyev, Türkiye ile Rusya'nın da yeni bir S-400 anlaşması daha imzalamaya yakın olduklarını söyledi.
Bu, Türkiye'nin Rusya'dan ikinci S-400 sistemi siparişi anlamına geliyor. Türkiye'nin Rusya'dan yeni bir S-400 sistemi daha satın almasının ABD'nin Türkiye'ye yönelik yeni yaptırım kararları almasına neden olabileceği ifade ediliyor.
Okuduğunuz bu gözyaşı damlaları akıtılmış satırların tamamını Beyazsaray'ın resmi yayın organında dün okudum. Adamlar ilk S-400 alımını yaptığımızdan beri bunu nasıl çözeriz diye plan üzerine plan yaparken, şimdi ikinci bir S-400 anlaşması ihtimaliyle şaşkına dönmüş durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarını da dinledim dün. "Herkesle savaşa savaşa milli iradenin üstünlüğünü kabul ettirdik" diyordu. Bugün Türkiye'nin egemenlik haklarını gerçek anlamda kullanabilen az sayıda ülkelerden biri olduğunu söylüyordu. Aynı zaman diliminde Beyazsaray'dan gelen feryatla, Ankara'dan gelen açıklamalar tesadüf değildi. Son yıllarda "Maalesef Türkiye büyüyor ama dramatik bir şekilde" diye demeçler veren ABD Dışişleri Bakanlarına tanık olduk. Yani "Türkiye artık söz dinlemiyor" diye yakınıyorlardı. Aynı görüşün defalarca Batı başkentlerinde de tekrarlandığını da gördük.
Geçmişte sadece ve sadece "söz dinleyen" liderlerle, "Aman Amerika'yı ürkütüp başıma bela etmeyin" diyen Başbakanlarla yönetildik. En yakınlarının yıllar sonra bu teslimiyetçi ruhla ilgili itiraflarına şahit olduk. Marshall yardımı adı altında dünyanın en komik ekonomik reçetelerini bize dayatıp uygulatmışlardı.
"Sadece domates ve patates yetiştirin. Sanayi ürünlerini de silahı da bizden alacaksınız" demişlerdi. Bizimkiler de "Başüstüne" çekmişti. O yardım anlaşmasında bu ülkeye tren yolları yapmayacağımıza, taşımacılığı dahi Batı'dan satın alacağımız kamyonlarla yürüteceğimize dair sözler vermiştik. Batı'nın satacağı traktörlerler ile domates ve patates yetiştirecektik. Öyle araba, uçak, tank, tüfek, top, denizaltı, İHA-SİHA, füze, elektro manyetik silahlar, lazerle bir dolara uçak düşürme gibi haddimizi aşan ürünler imal etmeyi düşünmemiz bile yasaktı.
Düşünmeye başladığın anda birileri geliyor, "Hoop birader napıyorsun? Sen kimsin" diyordu. Enseye tokadı yiyen oturuyordu.
Bunlar gibi binlerce örnek sayabilirdik. Bir şeyler yapmaya çalışan mühendislerimiz intihar süsü verilerek birer birer öldürülüyordu. "Gık" diyenin siyasi hayatı bitiyordu.
O yüzden Başkan Erdoğan'ın "Herkesle savaşa savaşa milli iradenin üstünlüğünü kabul ettirdik" şeklindeki açıklaması çok önlemliydi. Artık İngiliz gazetelerinin yalan gazete haberlerine bile balıklama atlayıp rezil rüsva olan ancak bundan hiç utanmayan muhalefetimize rağmen dünyada egemenlik haklarını kullanabilen ender ülkelerden biriydik. Bunun en güzel işaretlerini de Fransız ünlü ekonomi gazetesi Les Echos veriyordu. Türkiye'nin savunma sanayii başarısının gelecekte ekonomisinin çok güçlü olacağını işaret ettiğini yazıyordu. Gazete, yakın tarihte Çin'in ABD'yi tahtından indireceğini, Türkiye'nin de dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacağını bağırıyordu.
İşte bizim muhalefetin asla görmeyeceği o Les Echos'un ilginç analizi; "Yeni dünyada kalabalık nüfus ve genç nüfus çok daha önemli.
Türkiye'nin genç nüfusu birçok araştırmada öne çıkıyor. Avrupa Birliği'nin birçok çalışmasında Türk nüfusunun Birlik için de önemli olduğu anlaşıldı. Türkiye, büyük hedefine yürümek istiyor. Ancak ortadaki pasta büyük değil. İşte bu nedenle ABD'nin merkezde olduğu yeni dünya anlaşmazlığı ortaya çıkıyor. Türkiye, Akdeniz ve Karadeniz'in stratejik gücünü amaçlarına entegre edebilirse, çok önemli bir ekonomik zenginliğe ulaşacak."
Les Echos'un bir anlamı da askeridir ve "Gönderilen bir palsın, taranılan sahadaki cisimlere çarparak geri dönmesi ile oluşan ve radar cihazları üzerinde görülen işaret. Yani. 'Blip' ve Bip" demektir. BBC yaptığı haber için "Hata yaptık" diyerek özür dilerken, o haberin üzerinde hala tepinen bizim muhalefet "Blip" ve "Bip"tir. ABD Başkanı Biden o yüzden bu Blip ve Bip'lere destek olacağını boşuna açıklamamıştır. Bunun başka izahı yoktur!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.