BEKİR HAZAR

Gücümüzü görürsek!

YUNANİSTAN Dışişleri Bakanı Nikos Dendias beni şu günlerde hep güldürüyor.
"Türkiye Akdeniz'de çok güçlü." diyerek başlıyor konuşmalarına. "Askeri anlamdaki bu gücü, Akdeniz'in geleceğini de şekillendiriyor.
Türkiye'nin taarruz harekatlarında kullanabileceği sistemlere sahip donanımı olması Fransa, Almanya ve İtalya tarafından da imrenerek takip ediliyor" diye devam ediyor.
Nikos çok haklı. Zaten ona hemen hergün bir askeri uzman, siyasi veya diplomat ekranlarda eşlik ediyor. Avrupa Birliği'nin desteğine rağmen Akdeniz'de bize kafa tutmalarının duvara tosladığını itiraf ediyorlar sürekli.
Atina kulislerinde Nikos'un Başbakan Miçotakis'e, "Türkiye ile bir zemin yakaladık.
Bunu geliştirmeliyiz. Çünkü Akdeniz'de AB desteği olsa da istediğimiz sonucu alamıyoruz" hatırlatmasını bilmeyen ve konuşmayan yok.
Tıpkı Yunanistan gibi, onu savaş gemileri ile desteklemeye kalkan Fransa'da da şu günlerde farklı bir durum yok.
Onlar da Türkiye ile yatıp Türkiye ile kalkıyorlar.
Fransız medyası da Türkiye'nin Akdeniz'deki etkinliğinin, AB sopası ile azalmayacağına işaret etti.
Le Parisien gazetesi birkaç hafta önce bir analiz yayınlamıştı. Analizde, "Macron, Türkiye ile baş edemeyeceğini anladı.
Şimdi ılımlı strateji zamanı" demişti. Hemen arkasından da Macron'dan "Türkiye ile çalışmak zorundayız" açıklaması gelmiş, Fransa'ya Türklerin seyahati ile ilgili kısıtlamalar da paldır küldür kaldırılmıştı. Aynı Fransız gazetesi şimdi de "Akdeniz'de çıkarlarını düşünen tüm ülkeler Türkiye ile anlaşmak zorunda. Çünkü deniz gücü SİHA ve KARGU sürüleri ile anlaşılamaz boyutlara çıkan bir Türkiye var. Akdeniz'de bu riski alacak ülke var mı?
Almanya Savunma Bakanı Karrenbauer'in NATO Zirvesi sonrasında hemen Türkiye'ye gitmesi tesadüf değil" yorumunu yaptı. Evet hiçbir şey tesadüf değil. Bizim herşeyi Batı'dan bekleyen ittihatçı kafa muhalefetimizin, Türkiye'nin son yıllarda artan nüfuz ve gücünü yalan-dolaniftira kampanyası ile Batı aşkına gölgeleme çabaları da nafile. "Battık-bittik" edebiyatı ile halkı kandırmak, algı operasyonlarına maşa olma iştahları yerli ittihatçılarımızı şekeri bitmiş sakıza çeviriyor.
Millet bu numaraları artık yemiyor. Bizim muhalefet tükenmişlik sendromu yaşarken, hemen hergün çok sevdikleri Batı başkentlerinde "Türkler geliyor" çığlıkları manşetlerden çağlayarak akıyor. Son olarak Fransa'nın en çok okunan iki ekonomi haber sitesinden biri olan ve Cumhurbaşkanı Macron'un yakın takip ettiği Journal du Net, ilginç bir çalışmaya imza attı. 1999 yılından beri öngörülerinin gerçek çıkmasıyla bilinen ve ciddiye alınan haber sitesi, Türkiye'nin artan askeri gücüyle gelecekte çok güçlü bir ülke olacağını yazdı.
Türk vatandaşlarının 2050 yılında ortalama yıllık gelirlerinin yüzde 334 artacağına dikkat çekti. Bugün 9 bin dolar civarında olan kişi başı yıllık milli gelirimizin 38 bin doları aşacağını öngören Fransız kaynaklar, Türkiye'nin o tarihte dünyada çok ama çok önemli bir güç olacağına işaret etti.
Türkiye'nin büyüme hızının Coronavirüs etkisiyle azaldığını ama dünya ölçeğinde diğer ülkelere oranla yine en iyi konumda olduğuna işaret etti.
JP Morgan gibi Türkiye düşmanı bir kredi derecelendirme kurumu bile Türkiye'nin büyüme rakamlarını güncellemek ve yukarı çekmek zorunda kaldı.
Amerika'daki en ciddi düşünce kuruluşlarının, Pentagon'dan CIA'ya en önemli merkezlere raporlar hazırlayan istihbaratçı kurumların bizi öven sunumlarına, Amerikan medyasında yer alan "Türkler fena geliyor" çığlıklarına da burada hemen hergün yer veriyorum.
Türkiye'yi yerden yere vuran, darbeleri, Gezi olaylarını bile destekleyen İngiliz medyasının da son dönemde nasıl törnistan yaparak "Türkiye'nin büyüyen gücü ve nüfuzu" başlıklarıyla taştığını hep beraber ilgiyle takip ediyoruz.
Gavurun bel bağladığı şu yerli devlet düşmanlarımıza, Batı hayranı ittihatçılarımızın tüm yalancı karamsarlıklarına rağmen 21.asır Türk asrı olacak.
Ne yaparlarsa yapsınlar bizi durduramayacaklar.
Pandemiye, daralan dünya ekonomisine, krizlerle boğuşan ülkelere rağmen bizim için herşey daha daha iyi olacak inşallah. Yeter ki biz oyunlara, çekilen operasyonlara ve bunlara alet olanlara aldanmayalım.
Yeter ki dışarının fark ettiği GÜCÜMÜZÜ görelim!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.