BEKİR HAZAR

Corona sepette

ABD Başkanı Trump, protestolarda göstericilere karşı görev yapan Gizli Servis, Ulusal Muhafız ve Washington DC polisini övdü, "Harika iş çıkardılar.
Onlar için çocuk oyuncağıydı" deyince gülümsedim. "Sanki ülkesinde yaşanan olaylardan çok mutlu Trump" gibi bir hissiyata kapıldım. Kolay değildi.
Corona salgınından en büyük darbeyi 111 bin ölüyü aşan Amerika yemişti.
Milyonlar işsiz kalmıştı. Sağlık sistemi yetersiz kalmış, büyük çöküş yaşanmıştı.
Türkiye'nin göndereceği maskeye, önlüğe muhtaç hale gelmişlerdi. Petrol şirketleri batma noktasına gelmiş, iflas açıklayan şirketlerin sayısı çığ olmuştu.
Kısa süre önce bunlar konuşuluyordu Amerika'da. Trump'ın 3 Kasım seçimleri öncesi en büyük karın ağrısı Corona tahribatı ve bu konuda gelen yoğun eleştiri bombardımanıydı. Seçimde aleyhinde olabilirdi bu durum. Kandil'e heyet gönderen, anlaşan, Suriye'de birlikte eğitim alan PKK sevici Antifa ABD'yi yangın yerine çeviriyor, bir anda ülkede gündem değişiyordu. Corona'dan 111 bini aşan ölümler, virüse yakalanan milyonlar bir anda unutuluyordu. Corona sepete atılmıştı.
Rolex saat tutkunu, Mercedes kullanan, İtalyan Gucci takım elbise giyen kapitalizm düşmanı Joseph Lacoff'un liderliğini yaptığı radikal sol örgüt Antifa sokaklara emir yağdırıyordu. "Yakın, yıkın, yağmalayın" diye. Alcoff'a "Derdin ne? Ne istiyorsun" diye soruyorlardı.
Tamamı beyazlardan oluşan yönetimle idare edilen Örgütün internet sitelerinden bildiri yayınlıyordu. Beyaz Saray'dan taleplerde bulunuyordu Joseph. Diyordu ki; "21 kentte hükümet binalarında Amerikan bayrağı yerine sadece eyalet bayraklarının asılsın. Bazı suçlarda Birleşik Devletler Anayasası yerine kent yasalarının geçerli olsun. Çeşitli suçlardan tutuklanan 36 kişi Başkanlık hakkı ile serbest bırakılsın. Siyah mahkumların oy kullanmasının önünü açacak yeni bir yasa çıkarılsın. ABD'de siyahların temsil edileceği bir siyasi parti kurulsun. Siyah vekiller Amerikan Anayasası'nın istediği yemin metnini okumak istemiyor, kendi metinlerini okumalarına izin verilsin." Ancak son istek bize hiç yabancı değildi. Bakın PKK ile Suriye'de işbirliği yapan Antifa Örgütü'nün lideri yayınladığı bildiride finalde son olarak ne istiyordu; "Başta Minnesota eyaletinde 3 kent olmak üzere 21 eyalette siyahilerin karar vereceği ÖZERK YÖNETİMLER kurulsun." PKKvari bu istekleri yerine gelene kadar yakıp yıkacaklardı. Tehditler yağdırıyorlardı. FETÖ'cüler de bölücü Antifa'nın yanında, sokaklardaydı.
Trump karşıtı sloganlar atıyorlardı.
Bu da normaldi. Son seçimde de tüm güçleriyle küresel sermayenin ve lobilerin adayı Hillary Clinton'ın yanında yer almışlar, kampanyalarına milyar dolar bağış yapmışlardı. Bir kez daha ahmakça ortaya fırlayıp, kendilerini deşifre ediyorlar, "Acaba Trump'ı sokak darbesiyle devirebilir miyiz" diye ahmakça hayaller kuruyorlardı.
Trump bu çapulcuların önüne komandoları koyduğu takdirde Corona'yı unutan halkın "Asker sokaktaysa bu ulusal güvenliğimize tehdit var anlamına gelir" diyerek devletin yanında kenetleneceğini görüyor. Eline İncil alarak da yakılan kiliseyi ziyaret ediyor.
Bizde bazıları bu görüntülere bakıp "Trump Kilise'ye kadar düştü, gidiyor mu" diye tartışıyor. Halbuki ABD'de en büyük nüfusa sahip Latinolar fanatik Katoliktir. Kiliseyi yakanların değil, kiliseye İncil ile koşanların yanındadır.
Evanjelistler de Trump'ı destekliyor.
Seçimlerde en büyük güç Kiliseler.
Başkanı dindarların oyları belirliyor.
Demokratlar kürtaj serbest olsun istiyor. Kiliseler ve Trump'ı destekleyen Cumhuriyetçiler şiddetle karşı çıkıyor.
Görünen o ki, ABD'de yaşanan olaylar, ABD'yi fazla tanımayan, bilmeyenleri bir kez daha yanıltacak. Olaylar seçimlere kadar devam edecek. Küresel sermaye destek verirken, karşısındaki Derin Amerika olayları seçimde koza dönüştürecek manevralarını yapacak.
Trump'ı ben çok mutlu görüyorum.
Medyanın eleştirilerine aldırmadan olayların üzerine gidiyor. Siyahi Floyd'un öldürülmesinden sonra tam 11 bin kişi ABD'de Corona'dan hayatını kaybetti.
Bu rakamı bilen, dönüp bakan, konuşan var mı? Bence yok... Sizce?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.