BEKİR HAZAR

Kullanıcı adı

Güçlü Türkiye mi, zayıf ve dışarıdan kolaylıkla yönetilebilen bir ülke mi?
Ankara'nın verdiği savaş bu. Hem dışarıdan geliyorlar hem de içerideki yerli kirli ittifaklarla yürüyorlar. Öyle hamleler yapıyorlar ki, neyin nereden geldiğini anlamadan bizi yan yana gelmemiz mümkün olmayanlarla bir anda aynı çemberde toplayıp, istedikleri yerlere çekebiliyorlar.
Haftaya 12 Mart Muhtırası'nın yıldönümü... O muhtıradan 6 ay önce Nihat Erim'in Başbakan olacağına birileri karar vermişti.
Ancak bundan CHP milletvekili Nihat Erim'in haberi yoktu.
Amerikan elçiliğinde verilen resepsiyonda bir Amerikalı sarhoş olunca ağzından kaçırıyordu.
"6 ay sonra Nihat Erim Başbakan olacak" diye. O olayın görgü tanıklarından biri de NATO Asamblesi Türkiye Parlamento Heyeti Başkanı Fethi Akkoç'tu. Nihat Erim'i arıyor, "6 ay sonra Başbakan mı oluyorsun" diye soruyordu. Nihat Erim gülüyor, "Nereden çıktı bu" diyordu. Ama 6 ay sonra her şey harfi harfine çıkıyordu.
Fethi Akkoç ile muhabbet ettik dün. 12 Mart öncesi Amerika'nın Türkiye'ye dayatmalarını anlattı. Sağ iktidara "Haşhaş ekimini durdurun" diyordu Washington. Türkiye o dönemde yüzde 4.5 enflasyon ve yüzde 9 büyüme ile hızlı gidiyordu. Hızı kesilmese bugünün İtalya'sı olacaktık belki de. Ve dahası Türkiye'nin her yerinde Ruslar leblebi gibi fabrikalar kuruyordu. Ruslarla yoğun işbirliği ve yatırım ortaklığı Washington'da mide kramplarına yol açıyordu. Bunu durdurmak lazımdı. O dönemde komünizm furyası tüm dünyaya yayılmaya başlamıştı.
Ama iki komünizm vardı ortada. Biri Marksist-Leninist komünizmdi. Diğeri de Çin'de hakim olan Maocu komünizm...
Leninciler ile Maocular birbirine düşmandı.
Oyunu kuran GÜÇLER o dönem için bunu istiyorlardı. Moskova ile Pekin birbirinden nefret ediyordu. İşte o 12 Mart muhtırası öncesi Amerika Başkanı Nixon "Milliyetçi Çin Tayvan'ı tanımayı bırakın, Maocu Çin'i tanıyın" diye bastırıyordu. Türkiye Maocu Çin'i tanırsa, her yerde fabrikalar ve üretim tesisleri kurdurduğumuz Ruslarla aramızın bozulması anlamına geliyordu bu.
Ancak Türkiye Maocu Çin'i tanımamak için direniyordu. Washington için, sağcı-solcu, dindar, ateist olman hiç önemli değildi. Hatta "Kahrolsun Amerika" bile diyebilirdin.
Yeter ki Amerika çıkarlarına hizmet et, gelip seni bulurlardı. Nitekim öyle yaptılar, CIA devreye girdi, gitti o dönemde Türk solunun liderlerine ulaştı. Türk solu sokaklara döküldü, "Kahrolsun Amerika" diyerek hem de... Sol basın da inanılmaz iddiaları manşetlere taşıyarak yangını körükledi. Ve gelinen noktada "Gerilim var" bahanesi ile asker devreye sokuldu. Sağcı hükümet gitti.
"Kahrolsun Amerika" diyen Türk Sol'u sayesinde, Meclis'te "Dünya barışının hamisi Amerika ve İngiltere'dir, bu millet onlara minnettardır" diyen solcu Nihat Erim Başbakanlığa geldi. Solcu Nihat Erim'in ilk icraatı da Amerika'nın dayattığı "Maocu Çin'i tanıyın" çağrısına uymak ve bunu imzalamak oldu. ABD, bu ülkeye "Kahrolsun Amerika" diyerek sokağa çıkan Sol sayesinde girdi. Ama sokaktakilerin bundan haberi yoktu ve dahası ülkeyi kurtardıklarını zannediyorlardı.
Bugün ABD'nin FETÖ'yü Pensilvanya'da ağırlamasından tutun, PKK ve YPG'yi desteklemesine, silah yağdırmasına kadar hepsinde çıkarlarının dayanılmaz ağırlığı vardır. Bugün Yaz-Boz'da Amerikalı dünyaca ünlü stratejistlerden William Engdal'ın röportajını yayınlayacağız. ABD'nin derin adamı, "Rusya ile Türkiye'nin sahaya sürdüğü Mavi Akım projesi, gerilimlerden beslenen Amerika'nın küresel yapıları için en büyük tehdittir" diyor. GÜÇLÜ Türkiye'yi asla istemeyen, bölgesinde pısırık ve borç batağında yaşayan, darbe anayasaları ile yönetilmesini dayatan, başka merkezlere bağlı bir ANKARA peşinde koşanların saldırısı altındayız. Onlar asla durmayacaklar. Kimlerin kimlerle yan yana geldiğine bakın, oyunları görün ve ülkenize sahip çıkın. Almanya'da da sistem küresel güçlerin New York'a bağladığı bir yönetim şeklidir. 2. Dünya Savaşı'nın mağlubu Almanya o güçlerin Ankara'ya karşı kullandığı bir maşadır. Savaşı kaybeden, PARANIN GÜCÜ'ne bağlanır. Bu hep böyle olmuştur.
Ve "ALMANYA RAHATSIZ"... Berlin'de nükseden Türkiye düşmanlığının ve terörist hamiliğinin ardındaki neden budur. Ve alakasız bir konuya gireyim... Nedendir bilemiyorum, darbelere çanak tutmasıyla ünlü Doğan Grubu'nu da pek severler.
Neden acaba? Çok merak ediyorum. Aydın Bey ile birgün kahve içsek de anlatıverse...
Aydınlanmak iyidir...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.