Ahırdakiler

Son 1.5 yıl içinde 34 terörist saldırıyla karşılaştık. Yılbaşı gecesi İstanbul Boğazı'nı seçen terör, daha çok yabancılarla, laiklerin ve Beyaz Türkler'in gittiği Reina'yı seçmişti. Yeni yılın ilk haftası dolmadan laik vatandaşlarımızın yoğunlukta olduğu İzmir'in seçilmesi de boşuna değildi. Tüm terör saldırıları muhafazakar ve milliyetçi kesimleri Devlet etrafında daha da kenetlerken, CHP dahil laik vatandaşlarımızın bir bölümü ve aynı görüşteki medyamızda Devleti suçlayan bir tavır bazılarınca tırmandırılıyordu.
Terörü kullananlar Devleti zayıf göstererek ayrışma istiyordu. Maalesef bazıları da buna alet oluyordu. Olayı son günlerde "Yaşam Tarzına müdahale" tartışmasına bile getirenler çıkıyordu. Birileri dışarıdan sürekli kamplaşma pompalıyor, birileri de içeriden emme-basma tulumba oluyordu. 15 Temmuz öncesi Amerika'da Haçlı-Siyonist ittifakının tetikçilerinden Michael Rubin "Obama yönetimi Türkiye'ye müdahale etmeli" diyerek bir ay boyunca darbe çağrısı yaptı.
Aynı Michael Rubin son yazısında ağlayarak "Türkiye'de laiklik elden gidiyor" diye feryat ediyor, yine müdahale istiyordu.
Beşiktaş ve Kayseri saldırılarını PKK yapıyor, Karlov suikastını FETÖ'CÜ gerçekleştiriyor, Reina saldırganı DEAŞ üyesi çıkıyordu.
İzmir'de öldürülen teröristler için ilk açıklama "PKK yaptı" şeklindeydi ama kim olduğu da önemli değildi. Ortada aynı ahıra kapatılan, sistemli vardiya usulü sahaya sürülen terör piyonları vardı. Birileri onların üzerine semer vuratak Üsküdar'ı geçmek, Ankara'yı almak istiyordu. Amerikan elçisinin "PKK'ya PYD'ye yardım etmiyoruz" diye yeminler ettiği gün, PKK elebaşısı "Amerika ile sıkı işbirliği içindeyiz" diye Kandil'den İngiliz gazetesine bağırıyordu. PKK'nın komutanı, Amerika'nın askeri savunma merkezi Pentagon'du. FETÖ'yü zaten Pensilvanya'da CIA koruyordu. DHKP-C Alman malıydı, geçmişte Amerikan elçiliklerine saldırıyordu.
Ancak Kobani'de PKK kamplarında ortak eğitime alındıklarında onlar da Amerikalı komutanlarla tanışıyordu. DEAŞ'a gelince...
Tam üç yılı aşkın süredir sevgili Ergün Diler ile "Kurucusu ve patronu CIA, İngilizler de istifade ediyor" bağırdık.
Bize gülenler, "Komplocu senaristler" diyenler ortalığa saçıldı. CIA ajanı Robert David Stele ile röportaj yaptık. David "Türkiye'deki terör saldırılarının ve suikastlerin ardında CIA ve NATO var" iddiaları için bakın ne diyor; "Bu kesinlikle mümkündür. CIA'nın bu tür işler yaptığını biliyorum." Ve ekliyor; "Obama bir kukla... Wall Street'in uşağı... Yeni başkanımız Donald Trump suikaste uğrayabileceğini çok iyi biliyor." Ve bombayı patlatıyor; "DEAŞ'ı Amerika kurdu şu an iki ülkeyle birlikte kontrol ediyorlar." CIA ajanı David'in bahsettiği o iki ülkeyi ve inanılmaz açıklamalarını cumartesi akşamı ahaber'de Yazboz'da izleyeceksiniz. Dönelim Başkan Trump'a...
Seçimden iki ay önce "DEAŞ'ı Obama ve Hillary kurdu" dedi. Obama yönetimi Suriye'de PPK'nın elindeki bölgelerde 4 askeri üs kurdu. İçinde Amerikan uçakları ve askerleri var. Dışında ise yüzlerce PKK'lı terörist dolaşıyor, "KORUMA" yapıyor.
O üslere inen kargo uçaklarından PKK'ya silah yağıyor. Ve Amerika'dan aldıkları silahlarla Amerika'nın kurduğu DEAŞ'a saldırıyorlar. Öldürülüyorlar ve ellerindeki emanet Amerikan silahlarını DEAŞ'a bırakıyorlar. Suriye daha da karıştırılıyor.
Unutmayın ABD Başkan yardımcısı Joe Biden 1 ay önce "Ben siyonistim" dedi.
Tam da giderken iyi mi? Onun için arada bir de Michael Rubin gibi Siyonist-Haçlı ittifakı Neoconların istekleri için Kobani'den Türkiye'ye terörist gönderiyorlar. Onların işi bitince ahırdaki diğer terör grupları sahaya sürülüyor. Rusya ile yakınlaşan ve Suriye'de ilk kez barış umudu doğuran bir Ankara, Moskova'ya yakın Trump dönemi başlamadan önce bazılarını delirtiyor. Amerikan elçisi John Bass "PKK'ya PYD'ye ne de başka bir örgüte silah dağıtmıyoruz.
NOKTA" diyordu. Şimdi bana yine küsecek bu yazdıklarımdan dolayı. Sevgili John, sen önce git yeni Başkanın TRUMP'ı ikna et. Cumartesi akşamı Yazboz'da CIA ajanı David Stele'nın yapacağı şok açıklamaları izle. Özellikle "ABD hükümeti ve ABD büyükelçiliği DÜZENLİ BİR ŞEKİLDE YALAN SÖYLER" cümlesini kaçırma. Ve git David'i de ikna et. Sonra gel çay içelim, bizim aracılığımızla bu MİLLET'e anlat! Son söz;
Ayrıştırma oyunlarına gelmeyin... Kenetlenin, provokasyonlara gelmeyin. Bunu istiyorlar.
Devletinize güvenin. Ahır başlarına yıkılacak.