BEKİR HAZAR

Kurum değil devletiz

Balkan Harbi, 2 partinin siyasetinin düşmanca oluşundan kaynaklanmıştı.
Bir parti açıkça "Edirne'yi Enver Paşa alacağına Bulgaristan alsın" diyordu. Bugün de Erdoğan düşmanlığı aynı o zamanki gibi, devlete ihanet derecesindedir.
Son günlerde PKK'lılar Londra'da gösteri yaptılar ve onlarca masumu öldüren caniyi kahraman ilan ettiler.
İngiliz polisi sadece seyretti. Yıllar önce Londra'da PKK'nın televizyon ve radyosu vardı. Şimdi AB'nin başkenti Brüksel'de televizyon ve radyosu var.
Kirli ittifaklar, terör dahil her türlü argümanla darbe girişiminde bulunanlar bize yıllarca demokrasi dersleri vermeye kalkanlardan geldi. Malum yapının gazetesine kayyum atanmasına bile ABD Büyükelçisi defalarca karşı açıklama yaptı. Oysa biz onların içişlerine hiç karışmıyoruz. ABD elçisi bunlarla uğraşacağına kendinden önceki elçinin "Bir imparatorluğun çöküşünü göreceksiniz" şeklindeki açıklamasını izah etmeliydi. Türkiye'deki basın özgürlüğünü diline dolayacağına, gidip Suudi Arabistan'da yürekleri varsa oy vermeyen kadınları ve medyanın halini konuşmalıydı. Basın özgürlüğü, demokrasinin temeli diye ders vereceğine, bu ülkede demokrasiye kaç defa kastettiklerini, Washington patentli darbelerle demokrasiye nasıl tecavüz ettiklerini açıklamalıydı. Eski CHP MYK üyesi olan Savcı Sayan üst düzey 2 CHP'linin sözlerine dayanarak "17 ve 25 Aralık darbe teşebbüsünün planı Paralel Yapı, Kılıçdaroğlu ve CHP heyetinin ABD ziyaretinde planlandı. Bu plana göre Kılıçdaroğulu'na başbakanlık vadedildi" diyor. Ergenekon duruşmalarında bazı kıymetli komutanlara, sahte belgelerle, ABD'nin isteği üzerine paralel savcılar dava açtılar. Malum yapı polisleri onlarca defa ABD ve İsrail Büyükelçiliği ve İstanbul Başkonsolosluğu'na giderek brifing verdiler ve emir aldılar. Şimdi de İsrail Genelkurmay Başkan yardımcısı Yair Golan çıkmış "Erdoğan başta kaldığı sürece Türkiye sorunlu bir kurum olacaktır" diyor.
Evet Türkiye'yi bir kurum olarak görüyorlar.
Yıllarca yönetenleriyle, işadamları, bürokrasi ve medyası ile İsrail'e çalışan bir KURUM olduğumuz için adam böyle diyor. Ancak şu an çok sorunlu bir kurummuşuz! Erdoğan başta olduğu için. Evet onlar dahil, Ankara'yı başka başkentlerden yönetenler hep SORUNSUZ bir KURUM ile karşılaştılar.
İçeride, yani kurum olarak gördükleri bu ülkede binlerce Türk görünümlü işbirlikçileri vardı. Şimdi o işbirlikçiler, uzaktan kumandalı terörist eylemlerine tıpkı Balkan harbinde olduğu gibi seviniyorlar. Ne hazin değil mi? Ama başaramayacaklar. Çünkü artık karşılarında "Emredersiniz" diyen liderler yok. Onun için Erdoğan olduğu sürece sorun çıkacağından yakınıyorlar. Adamlar kendi çıkarları açısından haklılar. Yeni Türkiye güçlendikçe, sahada tüketilen maşalar, kullanım tarihi geçtiği için "yok olacak."
Kullananlar da, bölgesinde ve dünyada artık söz sahibi Türkiye'nin yanında yer almak için yarışacaklar! Geçen yılki Kasım seçiminden sonra şöyle yazmıştık: Gaybıgeleceği elbette yüce Allah bilir. Biz sadece analiz eder, tahminlerde bulunuruz. Yanılsak da, tuttursak da, her zaman Allah'ın dediği olur! Ama hikmet-i ilahi, her saldırıları bizi daha da kenetliyor, Yeni Türkiye'nin önünü açmayı sürdürüyor. Sıralayalım: Gezi olayları, Dolmabahçe baskını ve sivil darbe teşebbüsleri. 17 Aralık kalkışması. MİT Tırları'na hainane baskın ve ülke güvenliğine içten gelen tehditler... PKK terörünün, hem de öncelikle Kürt kardeşlerimizin hayatını allak bullak edercesine, acımasızca yükselişi ve bu yükselişe sırtını dayayan siyasiler, partiler...
Terör kaosundan medet uman ana muhalefet, içimizdeki İngilizler, fesatçılar... Yeni Türkiye'yi durdurmak için var güçleri ile içte ve dışta jurnalcılığa soyunanalar... Ülkesini-seçilmiş idarecilerini karalamak için raporlarpropaganda- algı malzemeleri hazırlayıp 'uluslararası servis' yapanlar... Sanatçı, aydın, entelektüel, gazeteci, işadamı, siyasetçi, aktivist, ekonomist..SİAD (Söv-İftira at-Algı oluştur-Dayan ittifakı) ve maskeli işbirlikçiler, jurnalciler ve kirli operasyonları... Dinlemelere takılmış, biraraya gelmesi imkansız görünen GÜRUH'un ALGI saldırıları, kimlere ve nelere sözcü olanlar... Kobani çarpıtmaları, Abdullah Cevdet Medyası provokasyonları..
Hepsi ve tamamı, Yüce Milletimiz'in tüm gerçekleri net görmesine ve ihanet odaklarının deşifre olmasına yol açtı. Ve dahası artık Türkiye bir KURUM değil, bir DEVLET...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.