Lösemi hastası Gülbahar yeniden hayata tutundu
Gülbahar Baykal 2020’de Marmara Üniversitesi Coğrafya Bölümü son sınıf öğrencisiyken lösemi teşhisi kondu. 3.5 ay boyunca tedavi olan Baykal, geçen sene bitiremediği okulunu da bu sene uzaktan eğitimle bitirdi. Genç kız, şu anda hayalini kurduğu mesleğine bir devlet okulunda ücretli öğretmenlik yapmaya başladı.
Marmara Üniversitesi Coğrafya Bölümü son sınıf öğrencisi Gülbahar Baykal'ın en büyük hayali mezun olup öğretmen olmak ve öğrencilerine sarılmaktı. Mide ağrısı ve halsizlik rahatsızlığıyla hastaneye giden Gülbahar, kan testleri sonucunda % 99 lösemi olduğunu öğrendi.
"O ZAMAN LÖSEMİYLE İLGİLİ HİÇBİR ŞEY BİLMİYORDUM"
O ana kadar löseminin nasıl bir hastalık olduğunu bile bilmediğini dile getiren Gülbahar, "Sonucu aldığımda doktor sanki grip olmuşsun der gibi 'yüzde 99 lösemilisin' dedi. O zaman lösemiyle ilgili hiçbir şey bilmiyordum." şeklinde konuştu.
"SAÇLARIMI KESTİRMEK HASTALIĞA KARŞI KENDİMDEN VERDİĞİM İLK TAVİZDİ"
Yanında babasıyla doktorun yanına girdiklerini ve hastalığını öğrendiğinde gözlerinden istemsizce yaşlar aktığını ifade eden Gülbahar şöyle devam etti:
"Ama bizim kültürümüzde baba yanında çok ağlayamazsın. Babam da löseminin kanser olduğunu bilmiyordu ama öğrendiğinde babamı ilk defa ağlarken gördüm. Doktorlar bize tedavi için Şişli Memorial Hastanesi'ni önerdi. Şebnem İzmir Güner hocaya yönlendirildik ve hastaneye yattım. Nakille beraber toplum 3,5 tedavi gördüm. Hastaneye ilk yattığımda hala hastalığın ciddiyetinin farkında değildim. İlk kemoterapiden sonra Şebnem Hoca aileme, 'Saçlarını kestirsin. Dökülürse daha çok üzülür' demiş. Saçlarımı kestirmek hastalığa karşı kendimden verdiğim ilk tavizdi. Şebnem hoca moralimi yüksek tutmak için hep bana destek oldu."
"UMUT ETMEKTEN ASLA VAZGEÇMEYİN"
Kendisinden iki yaş küçük kardeşi Emine'nin işini bırakıp ilk günden itibaren yanında kaldığını belirten Gülbahar, "Tek bir odada bir gün 'of' bile demeden yanımdaydı. Ona canımı borçluyum, çünkü bana donör oldu ve bana ilik bağışladı. Tedavim boyunca hiçbir zaman olumsuz şeyler düşünmedim. İnsanı ayakta tutan şey umuttur, umut etmekten asla vazgeçmeyin. Kanser değil siz güçlüsünüz." ifadelerini kullandı.
Hastalığı yendikten sonra sosyal medyada açtığı kanalında insanlara umut verecek videolar paylaşmaya başlayan Gülbahar, "Kanalım sayesinde o kadar çok insanla tanıştım ki hepsinden olumlu dönüşler aldım. Ben de onlarla aynı hastalık sürecini yaşadım ve benim anlatmam çok daha etkili oluyor ve bana güveniyorlar. İnsanlara destek olabildiğim için çok mutlu oluyorum" şeklinde konuştu.
"BU DÜŞÜNCE BENİ HAYATTA TUTTU"
Hastalığa yakalandığı süreçte okula ara vermek zorunda kaldığını ama pandemi sürecinde uzaktan eğitim sayesinde hasta yatağında sınavlarını vererek mezun olduğunu ifade eden Gülbahar şöyle devam etti: "Öğretmenliğe başladım, bu çok güzel bir his. Beni hayatta tutan şey pozitif yanım oldu. Ben kanser olduğumu öğrendiğimde bile 'Çok şükür, ya tedavisi olmayan bir hastalığa yakalansaydım' dedim. Çok gencim ve yaşayacak çok şeyim var. Öğretmenlik heyecanı da bambaşka, bölümümü her zaman isteyerek ve severek okudum. Hastayken bir gün bile öğretmen olamayacağımı düşünmedim ve bu düşünce beni hayatta tuttu.
Kemik iliği bağışıyla ilgili hiçbir şey bilmiyordum. Bir kan vermek kadar kolaymış. Bunun reklamının daha çok yapılması ve doğru anlatılması lazım. İnşallah daha fazla insan doğrusunu öğrenir ve ilik bekleyenlere can olur."