Siyonistlerde Türk askeri korkusu! Gazze'de Türkiye'nin rolü ne olacak? A Haber'de çarpıcı yorum: Stratejik akıl Türkiye
Gazze'de ateşkes sürecinin başlamasının ardından İsrail medyasında ise Türkiye ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan paniği yaşanıyor. İsrail'in haber sitelerinden Ynet, Türkiye'nin Gazze üzerindeki artan rolünün stratejik bir tehdit oluşturduğu ve Gazze'ye Türk askerinin gönderilmesi durumuna İsrail'in karşı olduğu yer aldı. Yer alan analizde çarpıcı detaylar yer alırken A Haber'de Merve Tepe'nin sunduğu Satır Arası programına katılan Gazeteci Bercan Tutar söz konusu analizi değerlendirdi. Bercan Tutar Türkiye'nin Gazze'nin ateşkes sürecinde güçlü bir rolünün olduğuna dikkat çekerken Gazze'de askeri gücün oluşturulması için BM'den bir tasarı çıkacağını ve bu tasarıda da Türkiye'nin bulunacağını ifade ederken "Gazze planının arkasındaki stratejik akıl Türkiye'dir. Trump her ne kadar İsrail kamuoyuna bunu bu şekilde açıklamazsa da Türkiye'nin şimdi Ortadoğu'da yeni bir güç matriksi oluşuyor. Yani o Türkiye'nin taleplerine bakmak zorunda." dedi.
Mısır'ın Şarm El Şeyh kentinde Gazze'de ateşkesin kalıcı olarak sağlanmasına yönelik Türkiye, Katar, ABD ve Mısır'ın görev gücü olarak imzaladığı Niyet Beyanı'nın ardından gözler yeniden kurulacak Gazze Şeridi'nde... Terör devleti İsrail, Gazze ve Batı Şeria'da katliamlarını sürdürerek ateşkesi ihlal ederken, Siyonist medyasında ise Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın müzakere sürecinde üstlendiği çaba ve ele alındı. İsrail'in Ynet haber sitesinde yer alan haberde Türkiye'nin Gazze'de artan rolü analiz edilerek Başkan Erdoğan'ın müzakere sürecindeki gayretlerinin İsrail'de endişe oluşturduğu yer aldı. Haberde ayrıca Türkiye'nin Gazze'deki rolünün stratejik bir tehdit oluşturduğu ifade edilirken bu durumun İsrail'i zora soktuğu belirtildi.
İsrail merkezli Ynet haber sitesi, Türkiye'nin Gazze'deki sürecinde etkin rol aldığını ve İsrail' için bu durumun stratejik bir tehdit oluşturduğuna yer verdi. (Ekran Görüntüsü)
BAŞKAN ERDOĞAN'IN STRATEJİSİ İSRAİL'DE ENDİŞE YARATIYOR
Katil İsrail'in yıllardır Gazze'de sürdürdüğü katliamlarını uluslararası platformlarda her defasında dile getiren Başkan Recep Tayyip Erdoğan, mazlumun yanında olan duruşu ile İsrail'e korku salmaya devam ediyor. İsrail'in Ynet haber sitesinde "Erdoğan'ın Gazze hayali İsrail'in kabusu" başlıklı analizinde Başkan Erdoğan'ın Gazze'de ateşkes sağlanmasındaki üstün çabaları, yoğun diplomasi trafiğinin yanı sıra "Şarm El-Şeyh'teki Barış Zirvesi"ndeki anlaşmadaki garantör ülkeler arasında yer almasının Türkiye'nin Gazze üzerinde önemli bir konum elde ettiği vurgulandı. İsrail medyasında Türkiye'nin Gazze konusundaki başarısının İsrail'i endişeye sürüklediği açıkça belirtilirken diğer yandan Gazze'ye Türk askerinin gönderilmesi durumunun İsrail tarafında gerilime neden olacağı vurgulandı.
GAZZE'DE TÜRKİYE'NİN ROLÜ NE OLACAK?
İsrail medyasında Türkiye'nin Gazze'deki ateşkes sürecinde etkin rol almasına yönelik haberler A Haber'de Merve Tepe'nin moderatörlüğündeki Satır Arası programında ele alınırken gazeteci Bercan Tutar çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
A Haber - Ekran Görüntüsü
"GAZZE PLANININ ARKASINDA STRATEJİK AKIL TÜRKİYE"
Gazeteci Bercan Tutar, Türkiye'nin ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Gazze'deki ateşkes sürecinde büyük rolünün olduğuna dikkat çekerken Gazze'de askeri gücün oluşturulması için BM'den bir tasarı çıkacağını ve bu tasarıda da Türkiye'nin bulunacağını belirtti. Tutar; "Medyadan yapılan açıklamalar mesela bugün bir haber geldi. Uluslararası İstikrar Gücü'nde işte Mısır liderlik yapacak. Azerbaycan kabul etmiş bir 2 saat önce öyle bir İsrail medyasına haber düştü. Azerbaycan asker göndermeyi kabul etti. Türkiye'yi gazetedeki yorumcular tartışıyor. Türkiye'nin varlığı, mesela AFAD'dan bizim 81 kişilik ekibimizin kimilerine göre Gazze'de şimdiden kurtarma arama çalışmalarını, insani yardım faaliyetlerini başlattığı belirtiliyor. Ama şu var, yani bunu unutmayalım. Bu Gazze planının arkasındaki stratejik akıl Türkiye. Türkiye'den önceki Gazze planında şu vardı. İsrail'in Hamas'a yönelik iddiaları vardı: İsrail'i yok etmek, halkını sürmek, Gazze'yi işgal etmek. Şimdi Hamas'ı yok etmeyecekleri ortaya çıktı. Hamas silahlarını sivil yönetime yani Filistin'in bir yönetimine devredeceğini açıkladı, müzakerelere kapı araladı. Filistin halkının sürgün edilmeyeceği garantisi alındı. Bir de İsrail'den Gazze'nin ilhak ve işgal edilmeyeceği garantisi alındı. Şimdi bu Gazze planında hatta Tony Blair'in hazırladığı planda bile çok ilginç maddeler var. Mesela işte Filistinlilerin mülkiyet hakkının korunacağına dair bir madde var. Şimdiki mesele üzerinde tartışılan plan şu aşamada yani asker gücünün oluşturulması ve bunun mesela BM barış gücü şeklinde değil de ama BM Güvenlik Konseyi'nden çıkarılacak bir tasarıya dayandırılarak orada 20'den fazla veya 20'ye yakın ülkenin asker bulundurması. Orada şu veya bu şekilde Türkiye olacak. "
A Haber - Ekran Görüntüsü
"TRUMP TÜRKİYE'NİN GAZZE'DEKİ TALEPLERİNE BAKMAK ZORUNDA"
Tutar, Türkiye'nin Gazze'deki ateşkes sürecinde jeopolitik bir bakış açısına sahip olduğunu belirterek, "İsrail medyasında da Türkiye'nin asker göndermeye hazır olduğu şeklinde haberler var, Milli Savunma Bakanlığımıza dayandırılan haberler. Yani nereden bakarsak bakalım tabii projenin temel bir üst hedefi ne? Türkiye'nin bu projeye yedirdiği düşüncelerden bir tanesi. Yani Trump her ne kadar İsrail kamuoyuna bunu bu şekilde açıklamazsa da Türkiye'nin şimdi Ortadoğu'da yeni bir güç matriksi oluşuyor. Yani o Türkiye'nin taleplerine bakmak zorunda. Yani burada mesela stratejiden bahsediliyor ama Türkiye'nin Gazze planına bakışında yani ideoloji ve stratejiyi de aşan bir jeopolitik bakış var. O jeopolitik bakış, Amerika'nın bölgeyle ilgili planlarını da çok derinden etkileyecek bir şey. Orada ister istemez yani bu işin uluslararası bir mahiyetinin olması, anlaşmalara dayanması, teyit ve taahhüt altına alınması, garantörlerinin olması, yani böyle işte İsrail'le karşısına aldığı Filistin Kurtuluş Örgütü, Yaser Arafat gibi biriyle yaptığı bir anlaşmaya benzemiyor veya İsrail'le Mısır arasındaki ikili bir anlaşmaya benzemiyor. Yani bunun çok farklı ve çok ağır sonuçları olacak. Yani mesela Suriye'deki yeni oluşuma nasıl Rusya dahil edildiyse buradaki oluşuma hatta Rusya'nın bile destek verebileceği, yani BM üzerinden de olsa katkı sunabileceği yeni girişimler var. Blair'in oluşturduğu uluslararası geçici geçiş hükümeti var. O hükümette mesela Ramallah Filistin yönetimi ancak danışman görevinde, koordinasyonda mesela görev alabiliyor. Yani etkin bir şekilde Abbas yönetimine yer verilmiyor. Bunda da mesela ben Türkiye'nin etkili olduğu kanaatindeyim. "
A Haber - Ekran Görüntüsü
"TÜRKİYE'NİN ÖNDERLİK ETTİĞİ ASKERİ BİR OLUŞUM VEYA İTTİFAK SÜRECİNE GİDİLİYOR"
Bercan Tutar açıklamalarının devamında Tony Blair'ın geçici hükümetin başında olma planında Trump'ın süreç içerisinde Suudi Arabistan Prensi Muhammed bin Selman'ı da dahil etmek istediğini fakat Selman'ın İsrail'in Doha saldırısı nedeniyle Gazze'nin yeniden inşaa sürecinde uzak durduğunu ifade ederek; "En büyük sorun, en sıkıntılı sorun, biraz Trump'ı korkutan sorun, Trump, Muhammed bin Selman'a Johnny diyor. Böyle özel şeylerinde. Blair'e mesela 'Johnny'yi de bu planın içine dahil et' şeklinde bir ısrarı var ama dahil edememişler. Çünkü Doha saldırısından sonra Suudi Arabistan'ın hem Amerika'ya zaten İsrail'e güveni yoktu. Yani bu Gazze projesine veya Gazze inşa projesine ancak Filistin devleti tanınacaksa ve o süreç başlatılacaksa destek vereceğini söylemişti Suudi Arabistan. Tam o garantiyi almadığı için hala biraz uzak duruyor, mesafeli duruyor ama önümüzdeki ay Muhammed bin Selman'ın bir Washington ziyareti var. Yani Trump o konuda bölgeyi, bölge dinamiklerini tutmak istiyor. Orada büyük bir kırılma oldu. Doha'nın etkisini kolay kolay atlatamayacak Amerika. Yani Doha'dan sonra mesela çok aşikar bir şekilde gösterilmiyor, yapılmıyor ama uluslararası ilişkilerde yani bir İslam NATO'su veya Türkiye'nin önderlik ettiği bir askeri oluşum veya Türkiye'nin yanında durarak yeni bir ittifak olma sürecine giriliyor. Orada yani Katar'dan mesela Katar'la Amerika savunma paktı anlaşması imzaladılar. Yani NATO'daki 5. maddeyi aratmayacak bir şekilde sana yapılan saldırı bana yapılmış saldırıdır şeklinde. Hatta Netanyahu'ya buluşmasında telefonla arattırdı mesela, özür dilettirdi ama bunlar bile yeterli olmadı. Yani çok daha fazla güvence istiyor Suudi Arabistan veya Birleşik Arap Emirlikleri çünkü F-35'leri istemişti. İsrail'in vetosundan dolayı alamamıştı."
A Haber - Ekran Görüntüsü
"ABD VE AVRUPA TÜRKİYE'YE DESTEK VERİYOR"
Gazze'nin yeniden inşaası sürecinde Suudi Arabistan'ın ve BAE'nin güvence istediğini ve Türkiye'nin Gazze sürecinde uygulayacağı adımların Trump ve Avrupa tarafından desteklendiğini belirterek; "O açıdan baktığımızda hemen hepsinin gözü Türkiye'de. Türkiye'nin bu anlaşmaya uluslararası bir niteliğe büründürülmesi, değişim ve dönüşüme yol açabilecek bir denkleme veya bir realpolitik gelişmeye yol açacak şekilde uygulanmasını istiyor. Amerika da buna olumlu bakıyor. Yani bunu ancak Türkiye sayesinde yapabileceği düşüncesinde. Bu konuda mesela Avrupa'nın da Türkiye'ye desteği var. O anlamda bu anlaşmanın üç temel dinamiği var: Bir: Erdoğan faktörü, İki:Trump'ın bu faktöre verdiği destek, üçüncüsü de yani İslam dünyasını temsil ediyor Erdoğan, Trump Amerika'yı, üçüncüsü de dünyada yükselen antisemitizm. Yani antisiyonizm ile değil. Yani antisiyonizmi bile aşan bir anti-semitik dalga var. Onu durduramayacaklarını gördükleri için bu planla şimdi onu biraz yatıştırmaya çalışıyorlar." dedi.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN