Yangın soruşturmasında belge tartışması! Otel yangınında ihmal zincirinin sorumluları kim?

Bolu'daki yangın felaketine ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan kişi sayısı 11'e yükseldi. Son olarak, Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener ve İtfaiye Müdür Vekili Kenan Çoşkun gözaltına alındı. Belediye Başkanı Tanju Özcan ise belgelerle ilgili tartışmalı sözlere imza attı. Belediye neden savcılığa neden bildirmedi? Gelişmeleri A Haber canlı yayınında hukukçu Zeki Arıtürk değerlendirdi.
Bolu'daki Kartalkaya Kayak Merkezi'nde bulunan Grand Kartal Otel'de yaşanan yangın felaketine ilişkin soruşturma sürüyor. Yangın felaketine ilişkin gözaltına alınanların sayısı 11'e çıktı. Yürütülen soruşturma kapsamında son olarak Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener ile İtfaiye Müdür Vekili Kenan Çoşkun gözaltına alındı.
Sedat Gülener'in 19 gün önce otelin restoranı için verilen uygunluk belgesinde imzası bulunuyor. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, bu belgenin otele değil otele ekli bir kafeye verildiğini suçlamaları kabul etmediğini iddialarla yüzleşip gerekirse istifaya hazır olduğunu söyledi otelleri denetleme yetkilerinin bulunmadığını savundu. Gelişmeleri A Haber spikeri Cansın Helvacı'nın sunduğu Ajans Bugün'ne konuk olan hukukçu Zeki Arıtürk değerlendirdi.
YANGINDAN KALİFORNİYA EKİPLERİ SORUMLU
Hukukçu Zeki Arıtürk: Burada karışıklığın asıl sebebi şu; yangın bildiğiniz gibi dünyayı sarsan Los Angeles yangını içerisindeki bir bölge bu yüzden Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan sorumlu değil burada sorumlu olan Kaliforniya'ya bağlı ekiplerdir. Bunları mantıksızlığı anlatmak adına söylüyorum.
Ekran görüntüsü / A Haber
KAFA KARIŞIKLIĞI YARATMAK İSTİYOR
Bolu Belediye buranın kendi alanında olmadığını söylüyor. Kültür Bakanlığı da kendi yetkisinde olmadığını söylüyor. Bolu Belediyesi hızını alamıyor İl Özel İdaresi'nin alanları içerisinde olduğunu söylüyor. Herkesin kafası karışmış durumda zaten yapmak istediği şeyde bu. Kafaları karıştırıp sorumluluk almak istemiyor.
Ekran görüntüsü / A Haber
BELGE TARİHLERİNE DİKKAT
İnceleme ve denetleme kontrol forumundaki belgede tarihe bakılırsa 16.12.2024. İlgili yazı ise 24. 12. 2024 tarihinde verilmiş. Yani kontrol formunda 8 gün sonra verilmiş. Otel restoran açabilmek için genel bir kontrol yazısı veriyor. Sonra gelinip kontrol yapılıyor eksiklikler tespit ediliyor ve buraya kadar hukuki olarak bir sıkıntı yok. Yetki alanım değil demiyor, sorumlu ben değilim demiyor kontrollerini yapıyor.
Firma eksikliklerden sonra belgeyi ortadan kaldırmaya çalışıyor. Sonra taleplerini geri çekiyorlar. Burada sanki yanlış talep yapılmış gibi hareket ediliyor. Burada görevi kötüye kullanma durumu da söz konusu.
Ekran görüntüsü / A Haber
SUÇU İHBAR ETMEMİŞ
Geri çekme dilekçesi de 24 aralıkta veriliyor. Bundan 8 gün sonra bir müracaat daha yapılıyor. Evrak üzerindeki sayıta bakıldığı zaman 01 yazıyor. Bu belediyeye giren ilk evrak anlamında gelir. Bu evrakta binaların yangından korunması hakkındaki yönetmeliğe uygundur yazısı var. Burada kanunu dolanma durumu var. Belediye Başkanı Tanju Özcan sorumlu olmadığını söylüyor. Hadi öyle kabul edelim. Bakın ilk evrakta suçu görmüş. Burada suçu gördüğü anda ilgili makamlara ihbar etmesi gerekir. Burası Bolu burası Tanju Özcan'ın yetki alanıdır.
Ekran görüntüsü / A Haber
YANGIN MERDİVENİ ŞARTLARI
Bakın şimdi bir işletme açılacağı zaman Turizm Bakanlığı sadece turizm tahsis belgesi verir. Otel ya da restoran işletebilirsin ancak. Bizim kanunlarımız ve yönetmeliklerimizde eksiklik yok. Uygulamada hatalar var. Yangın merdiveni içeride olabilir. Eğer bina 30 metreyi geçmişse bunu statik olarak dışarı tutamazsınız. Burada 9 metre ile sonrası için bile farklı şartlar vardı. Pozitif basınçlı yangın merdiveni dışardakinden daha güvenlidir. Burada duman kesici holler daha güvenlidir. Ancak bu otelde yangın merdiveni yok.
Ekran görüntüsü / A Haber
EVRAKTA EL YAZISI OLAYI
İç işleri Bakanı Ali Yerlikaya, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ı görevden almalı ve suçlular ortaya çıkarılmalıdır. Evrakta el yazının olması daha iyi bir durumu ortaya koyuyor. Burada görevli kişi otele gitmiş incelemesini yapmış eksikleri tespit etmiş ve bunları el yazısı ile kaleme alıp raporu ortaya koymuş.
Ekran görüntüsü / A Haber
SORUMLU KİM?
Avukat Fatih Akçay: Tabii burada sorumlu olan kişilerin kim olduğu ile alakalı çok uzun süre konuşuyoruz. Yani diyoruz ki bunlar sorumlu kim? Denetleyen mi, belediye mi? Ama aslında buradan para kazanan insan var. Ona çok fazla atladığımızı görüyorum. Yani buradan para kazanan insan en fazla yani en çok şey lehe olan durumu alan, para kazanan kişi en çok sorumlu olmalı.
Şimdi olay tipik biz zaten taksirle ölüme sebebiyet verme ve aynı zamanda birden fazla kişiye ölüme sebebiyet verme ve birden fazla kişinin yaralanması demek. Şimdi biz hukukta şunu karıştırabiliyoruz. Kasten öldürme, taksiren öldürme. Taksiren öldürme dediğimiz zaman kişinin sonucu istememesine rağmen dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak kendi üzerine düşen sorumluluğu yapmaması nedeniyle birinin ölmesi veya birinin yaralanması. Şimdi bir suç bu. Kanunda istisnadır. Hani özel düzenlemesi gerekir taksirli suçun. Çünkü suç kural olarak kasten işlenir. Şimdi bizim Ceza Kanunumuzda taksirle öldürme özel olarak düzenlenmiş. 85. maddede öldürme suçu olarak. Şimdi burada taksirle öldürme suçunda bir veya birden fazla kişiyi taksirle öldürme suçunun cezası açıkça yazmış orada. İki yıldan 15 yıla kadar. Bu takdir yetkisi vermiş mahkemeye çünkü olayın mağdur sayısı, olayın oluş şekli var.
Ekran görüntüsü / A Haber
TEK BİR CEZA MI ALACAK?
Şimdi taksirle, şimdi alt sınır ve üst sınır konusunda bir ceza şahsileştirmesi var burada. Yani, 78 kere taksirle ölüme sebebiyet verme suçu tek bir fiilden dolayı olmaz. Yani farklı fiiller de olsaydı mesela bir yangın olur, bir de başka bir gün başka bir yangın olur. Bu iki farklı taksirle yaralama suçuna veyahut öldürme suçuna sebebiyet verebilirdi. Ama kanunda özel bir düzenleme olduğu için birden fazla kişinin öldürülmesi ve yanında taksirle yaralanması nedeniyle kişi iki yıldan 15 yıla. Şimdi bu iki yıldan 15 yıl hususu şu: kaç kişi öldürüldüyse üst sınıra o kadar yaklaşıyoruz biz hukuki açıdan. Aynı zamanda toplumsal yaraların da bunda bir etkisi var. Ve burada şeyi de tartışmamız lazım. Taksirin bilinçli ve bilinçsiz hali var.
