İstanbul’da “Soykırımı durdurun” çağrısı! TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci A Haber’de

İstanbul’dan dünyaya İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırımı durdurması için çağrı yapıldı. Şehir ayağa kalktı ve Galata Köprüsü’nde bir araya geldi. Yürüyüşün mimarlarında olan TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci A Haber’e özel açıklamalarda bulundu.
Milli İrade Platformu çatısı altında bir araya gelen 400'e yakın sivil toplum kuruluşunun (STK) katılımıyla Galata Köprüsü'nde eylem düzenlendi. Vatandaşlar, Filistin'de devam eden zulme karşı dünyaya mesaj vermek için çağrıda bulundu.
Yürüyüşün mimarlarında olan TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci A Haber'e özel açıklamalarda bulundu. TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci, "Galata Köprüsü'ne gelmeden önce insanlar sabah namazında camilerde bir araya geldi ve tüm şehitlerimize rahmet okudu. Biz Filistin'de yapılan soykırımla doğuda PKK tarafından yapılan eylemlerin aynı odak tarafından yürütüldüğünü iyi biliyoruz." dedi.
ŞEHİTLER ANILDI
TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci: Öncelikle bu etkinlikte buranın dolu halini görüyoruz. Ayasofya'da, Yeni Cami'de, Fatih Cami, Süleymaniye Cami, bütün Selahaddin Camileri dolmuş vaziyette. Orada şehitlerimize rahmet okundu. Çünkü biz Filistin'de yapılan bu soykırımı, bizim doğuda PKK terör örgütünün aynı odak tarafından yürütüldüğünü iyi biliyoruz. Dolayısıyla aziz şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Bu etkinliğin en temeli, siz de fark etmişsinizdir. Özellikle "Türkiyem" marşlarıyla eşlik edildi. Çünkü aziz vatanımızı şehit kahramanlarımız korudular. Onların emaneti olarak bizler bugün buralardayız. Dolayısıyla onları rahmetle andık.
Soykırım destekleyenler ile PKK'yı destekleyenler aynı odak! (Ekran görüntüsü / A Haber)
YENİ YILDA DÜNYAYA İNSANLIK DERSİ
Filistin'e en güçlü desteği biz verdik. Bu noktada bunu da ayrıca söylemek, bildirmek gerekiyor. Dünya özellikle sabah kalktığı zaman yeni yılda yapılan kutlamaların fotoğraflarını sağ işaret parmaklarıyla kaydırıyorlar. Onlardan bir tanesi Türkiye'den buradaki fotoğraf geçecek. Türkiye yeni yıla kutlamalardan ziyade mazlumun, mağdurun sesi olan bir memleket, bir vatan yurdu olarak çıkacak. Buradaki resim onlara, tüm dünyaya insanlığın resmi olacak. Hakkaniyetin resmi olacak. Hürriyetin resmi olacak. Bunun sahibinin Türkiye olduğunun resmi olacak.
Tabii buradaki atmosfer çok başka. Galata'nın atmosferi çok başka. Yüz küsur yıl önce burada İngilizlere, Fransızlara karşı bir başkaldırının mekanıydı burası. Buradaki bu atmosferin etkisi, özellikle katil İsrail'e karşı duyulan öfkenin, kinin fazlalığı, insanların motivasyonunu çok arttırmış vaziyette. Diyorum ya, bizi unutturmaya çalışıyorlar ama bu Türk halkına yapışmıyor. Türk halkı bunu unutmuyor. Oradaki acıları unutmuyor.
Dünyaya Galata'dan insanlık mesajı! (Ekran görüntüsü / A Haber)
BUNLAR BUGÜN BİZE MİRASTIR
Aslında bu coğrafyadan katılan kanın tamamı aynı odak tarafından gerçekleştiriliyor. 2003'te Irak'ta yapılanlardan başlayayım Arap Baharı sürecine kadar hepsi aynı odak tarafından yapılıyor. Bizim Doğu Bölgesi'nde insanlar olarak herhangi bir problemimiz yok ama PKK terör örgütü de tamamen aynı odaklar tarafından kurgulanmış vaziyette. Dolayısıyla odak aynı olunca şehidimiz en temelde, en başta gelir. Eren Bülbül, Ömer Halis Demir, bunlar bugün bize mirastır. Bunlara sahip çıkmamız gerekiyor. O ruhu diri tutmamız gerekiyor. Bu vatan topraklarını her zaman vatandaşlarımıza anlatmamız, bayrağımızı anlatmamız gerekiyor. Ezanların dinmeyeceğini, bayrağımızın sürekli yukarıda olacağını, yukarıda olması gerektiğini hatırlatmamız gerekiyor. Bunun için şehitlerimizi es geçemeyiz. Onlar bu toprağın tek ve bütün olması için kanlarını verdiler. Onlar bizim canımız, kanımız, her şeyimiz.
Şehitlerimiz bugünü miras bıraktı! (Ekran görüntüsü / A Haber)
SOYKIRIM 2025'TE SONA ERECEK Mİ?
Tabii ki gelecek. Bu eylemler sayesinde Netanyahu yargılandı. Artık ülkesinde tutuklu kaldı. Mahkum etmek istediği Filistin bayrağı şu anda dünyanın en ücra köşesinde dalgalandı ama kendisi ülkesinden iki adım dışarı çıkamaz. O vaziyete düştü. Bu eylemler vesilesiyle yine bu eylemin hazırlık sürecinde yurt dışından, Avrupa'dan inanılmaz şekilde teveccüh gördük. Bizde ülkemizde yapabilir miyiz dendi? Belki de önümüzdeki yıl Allah göstermesin bu soykırım son bulsun. Katil İsrail sonuna kadar yargılansın. Ama belki de yeni yılın ilk bu güçlü mesajıyla beraber dünya tekrardan ayağa kalkacak. Tekrardan dirilecek. Tekrardan İsrail'in kanıksatma istediği sürece en büyük karşılığı verecek.
Burası başkaldırım merkezi. Nasıl ki Şam'da Emevi Cami'inde Yese'ye kapı kapılmadan mücadele eden Suriye halkı o hürriyet sevincini tüm dünyaya gösterdi. Bizde kadim Filistin sokaklarının özgürleşmesiyle, Mescid-i Aksa'nın özgürleşmesiyle, Kubbetüs Sahra'nın saflarının özgürleşmesiyle, oradaki çoluk çocuğun özgürleşmesi, annenin özgürleşmesiyle tabii ki de tüm dünyaya o hürriyet sevincini yaşatacağız.
ONLAR İÇİN BİR DAMLA PETROL BİR DAMLA KANDAN DEĞERLİ
Burada bizim süreci iyi okumamız gerekiyor. Sadece vatandaş, sadece insan sıfatıyla değerlendirmemiz gerekiyor. Çok büyük tarih bilgisine sahip olmaya gerek yok. Batı'nın bu coğrafyaya sadece petrol gözüyle baktığını anlamak gerekiyor. Buradaki bir damla petrol onlar için bir damla kandan çok daha değerli. Onların Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya atmış oldukları kavramlara bir bakalım.
Batı'nın kukla liderleri tutuklanmış gibi! (Ekran görüntüsü / A Haber)
İSRAİL'İN KARA PROPAGANDASINA KANMAMAMIZ GEREKİYOR
İnsan Hakları Bildirgesi'nden başlayarak çocuk hakları, kadın hakları, mülteci hakları, basın özgürlüğü hepsi şu anda İsrail'de yerle yeksan olmuş vaziyette. 300 küsur gazeteci ölmüş vaziyette. Doktorlar öldürülmüş vaziyette. Suriye'deki Sednaya Hapishanesini konuşuyoruz. Oradaki hapishanelerde neler yapıldığını Birleşmiş Milletler acaba şu anda denetleyebiliyor mu? Sednaya'da bir tane teyzemiz dedi ya: "İş işten geçti. Şimdi niye geldiniz ki?" Bunu iyi anlamamız gerekiyor. Vatandaşlar olarak bu süreci iyi okumamız gerekiyor. Dolayısıyla bu vatan topraklarına hepimizin sahip çıkması gerekiyor. Bunun için çok çalışmamız gerekiyor. İrade koymamız gerekiyor. Muhakeme yapıp olayları iyi algılamamız gerekiyor. İsrail'in kara propagandasına kanmamamız gerekiyor.
Onlar sindirmeye, kanıksatmaya çalışıyor. Sindirmemek, kanıksatmamak, kanıksamamak gerekiyor. Filistin'i unutmamak gerekiyor. Çünkü bugün Filistin yarın başka bir memleket, Orta Doğu'yu şu anda ateş çemberine çevirmiş bir İsrail'den bahsediyoruz. Bu zihniyetten bahsediyoruz. Dolayısıyla bunu iyi algılayıp ona göre tavırda bulunmak gerekiyor. Ona göre adım atmak gerekiyor. Ülkemizde de özellikle bu konu inanılmaz şekilde siyasi polemik konusuna çevrilmeye çalışılıyor. Yok onunla ticaret yok, o onunla başka bir şey yok. Konuyu bilmeyen, içeriği bilmeyen herkes konuşuyor. Niye? Çünkü özellikle Katil İsrail'in süreci yaymasıyla beraber söylem üstünlüğünü ele geçirme çabası diyoruz hep, kara propaganda, dezenformasyon, manipülasyon, bunların hepsini sürece sokmuş vaziyette. Ve burada da tabii ki siyasi polemik konusu haline dönüştürmeye çalışıyorlar ama Filistin din, ırk konusu değildir. Sadece insan, mesele insan, insanlık konusudur.
BATI'NIN KUKLA LİDERLERİ TUTUKLAMIŞ GİBİ
İslami bir mücadele değildir. İnsani bir mücadeledir ve bunu tüm dünyada gösterdi aslında. Halklar gösterdi ama Batı'nın kukla liderleri, Batı'nın kukla liderleri sanki tutuklanmış gibiler. Bilmiyorum farkında mısınız? Tek bir kelime edemiyorlar. Tek ettikleri bir cümle var; İsrail'in kendini savunma hakkına biz saygıyla karşılıyoruz. Ya siz şaka mısınız? Siz dünyayı böyle kandırabileceğimizi mi düşünüyorsunuz? 400.000'e yakın bina kullanılamaz hale geldi. 7.000 küsur aile kütükten silindi. 110.000 sakat insanımız oldu. Ankara'da hastanelere baksınlar. Çocuğun kolu kopmuş, bacağı kopmuş. Annemin gözü kalmamış. Ya hiç mi insaniyet zemininde konuşamayacağız.
