Unutulmuş Türk-İslam sanatı: Kündekari! Çivi ve tutkala gerek yok
Ustalarının yani Kündekarların çok az yetiştiği bir Türk-İslam sanatı Kündekari. Aslında dekoratif amaçlı doğramacılık tekniği. Büyük Selçuklularla birlikte ahşap oyma sanatı en iyi ileri seviyesini geometri bilgisi gerektiren Kündekari tekniğinde gösterdi.
İlk defa 12. yüzyılda Mısır, Suriye, Filistin ve Anadolu'da rastlanan Kündekari tekniği ile birçok eser günümüze ulaştı.
Selçuk döneminden kalma ahşap kapı minber ve mihrap gibi Kündekari örnekleri bugün çeşitli müzelerde sergileniyor. Kündekari sekizgen, beşgen ve yıldız gibi geometri şekilde kesilmiş küçük ahşap parçalarının çivi ve tutkal yardımı olmaksızın yalnızca birbirlerine geçirilmesiyle düz yüzeyler elde etmeyi amaçlıyor.
Tekniği temeli küçük ağaç parçalarının damarları dolayısıyla eğrilme yönleri birbirine zıt gelecek şekilde yivler ve girinti-çıkıntı birleştirilerek esasına dayanıyor.
Genellikle parçaları çerçeveye alan çıtalarla kenar tahtaları ve göbekler oyma kabartma arabesk motiflerle bazen de sedef kakmalarla süsleniyor. Bu sanatın ana maddesi ahşap nem ve ısıda deformasyona uğrayan bir malzeme.
Ancak ahşabın küçük parçalara ayrılarak tekrar birleştirilmesi nem ve ısı gibi dış etkenlere maruz kaldığında parçalara birlikte hareket etme olanağı sağlıyor. Bu sayede Kündekariler de çatlama ve ayrılma olmuyor.