Ceren Benderlioğlu: Düğünde keşfedildim!

Bir düğünde keşfedildiğini söyleyen güzel oyuncu, ''Oyunculuk şöhret değildir'' diyerek, bu meslekte sağlam adımlar atmak için kişinin devamlı kendini geliştirmesi gerektiğini belirtti.

Sosyal medyadaki linç kültürü hakkında da konuşan Benderlioğlu, insanların tercihlerine saygı duyulmadığını belirterek, ''İnsanları çok kolay yargılıyoruz, bu dedikodunun da ötesinde bir şey'' diyerek sitem etti.

Ömür ve Ceren arasındaki benzerliği ise ''Ceren'in damarına basılırsa içinden Ömür çıkabiliyor'' sözleriyle anlattı.

İşte keyifli sohbetten öne çıkanlar:

Oyunculuğa adım attığınız yıllardan söz eder misiniz?

Ben 5 yaşından beri oyuncu olmak isterdim. Hep tiyatro ve sinema ilgi alanımdı. Oyunlarım bile oyunculuk üzerine dayalıydı. Aslında çok istediğim bir şeydi ama sporcuydum ben 16-17 yaşlarındayken. Bir sakatlık süreciyle beraber, tesadüfler sonucu oyunculuğa yöneldim. Bir düğünde keşfedildim. TRT ile başladım. Türkiye'nin Güney Doğusunda çekilen belgesellerde hem oynadım hem asistanlık yaptım. Sonrasında da üniversiteyi kazandım.

Oyunculuğun en zor yanı nedir?

Ben işimi çok severek, büyük bir tutkuyla yapıyorum. O zorluk da her ne ise, ''Ya bu işin de zorluğu bu'' diye söylendiğim bir şey değil. İşimin elbette zor yanları vardır ama işimi yaparken bunlar bana kolay geliyor.

Meslek hayatınızda yaşadığınız en unutulmaz şey neydi?

Düğünde keşfedilmiş olmam diyebilirim. Çünkü çocukluğumdan beri hayalini kurduğum bir şey! Annemin en yakın arkadaşının kızının düğününde, organize etmek için oturtulduğum masadaki konukların, TRT'nin yetkili kişileri çıkıp 'Ertesi gün kesinlikle kuruma geliyorsun ve çalışıyorsun demeleri olabilir herhalde unutulmaz anım.

Kötü yorumlar karşısında nasıl tepki veriyorsunuz?

Aslında çok fazla kötü yoruma denk gelmiyorum ama daha önce ufak ufak direkt mesajdan mesaj atan birkaç kişiye had bildirmişliğim var. İnsanlar bazen neyin ne olduğunu bilmeden yargılamaya çok müsaitler ve kendilerinde o hakkı görüyorlar.

Ben kimsenin giyimine, yaşam biçimine karışamam çünkü o onun özel standartlarıdır. İnsanlar birbirinin ayakkabısıyla yürümeden birbirini kolay kolay yargılayabilir hale geldi. Bu dedikodunun da ötesinde bir şey.

Ömür Façalı ve Ceren Benderlioğlu arasında benzer yanlar veya derin uçurumlar var mı?

Öyle bir dünyaya doğmuş bir kız, kim olursa olsun kendi kararlarını verebilmek için Ömürleşmek zorunda.
Ceren, eğer Ömür standartlarında doğsaydı, evet Ömür gibi olurdu. Sonuçta bir yaşam mücadelesi veriyor ve ne istediğini bilen bir kadın.
Arada sırada Ceren'in damarlarına basarlarsa içinden Ömür çıkabiliyor…

Diziye başlarken Ömür Façalı karakterinin bu denli tutacağını tahmin ediyor muydunuz?

Asla tahmin etmiyordum. Rol geldiğinde çok heyecanlandım ama ne kadar süreceğini, ne olacağını, ne biteceğini bilmiyordum. İlk bölümün yayınlandığı gece yaklaşık 75 bin kişi geldi Instagram'dan ve ''Oldu, yaptım, insanları etkiledim'' dedim ama tabii senaryonun çok iyi yazılmış olmasının ve Ömür'ün sacayağının sağlam oluşunun, o karakteri çıkartmamda çok büyük etkisi var.

En tahammül edemediğiniz insan tipi?

Konuşurken sürekli kendinden bahseden ve hemen samimiyet kuran insanlardan uzak dururum.

Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?

Aslında güzel bir çocukluk geçirdim ama ben seksenler çocuğuyum. Boşanmanın moda olduğu bir dönem seksenler. Yaralı bir çocuğum ama oradan aldığım yaralar beni oyunculukla besliyor…

''Dönüm noktam'' dediğiniz bir olay var mı?

Nur doğduktan 10 gün sonra annem, Emir ve ben dışarı çıktık bebek için. Annem bir dükkana girdi, Emir bir dükkana girdi ve ben Nur'la birlikte kaldım. Bir yere oturdum, etraftan geçen herkes çocuğumu kaçıracakmış ve benden alacakmış gibi hissettim.

Sonra aklıma şöyle bir şey geldi, dünyada sadece ikimiz kalsaydık ve etrafımızda sevdiğimiz insanlar olmasaydı ne olurdu? ''Ceren, haydi ayaklarının üstünde duruyorsun ve bu kız için çok daha güçlü olman gerekiyor'' dedim.

Buradan sizi sevenlere neler söylemek istersiniz?

Doğayı koruyun, dışarı çöp atmayın ve sokaktaki hayvanlara bir kap su koymayı unutmayın.