Bahçeli'nin "İmralı" çıkışına Bakan Tunç'tan açıklama: Takdir yetkisi komisyona aittir
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, MHP lideri Bahçeli'nin İmralı çıkışına ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Tunç, "Bu yöndeki takdir yetkisi tamamen komisyona aittir, hep beraber komisyonun bu yönde vereceği kararı bekleyeceğiz." ifadelerini kullandı.
MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada tarihi bir çıkışa imza attı.
(Foto: AA)
Bahçeli, İmralı ziyareti tartışmalarına nokta konulması gerektiğini söylerken "Kimse gitmezse üç arkadaşımı alır ben İmralı'ya giderim" dedi. MHP liderinin çıkışı ayakta alkışlanırken Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise Ankara'da "Yargısal Süreçlerde Çocuklar için Koruyucu ve Onarıcı Yaklaşımlar Projesi" töreninin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"TAKDİR YETKİSİ KOMİSYONA AİTTİR"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin grup toplantısındaki İmralı ziyaretine ilişkin ifadeleri sorulan Tunç, "Terörsüz Türkiye'yi çok önemsiyoruz, ülkemizin çocuklarımız geleceği için. Acıların bir daha yaşanmaması konusunda hepimiz hem fikiriz ve büyük bir beklenti içerisindeyiz. Devlet Bahçeli'nin geçen sene 22 Ekim'de yaptığı tarihi çağrı çok önemliydi ve büyük bir kapı araladı. Bu tarihi çağrı sonrasında terör örgütünün feshine yönelik İmralı'dan yapılan açıklamalar ve fesih kararı, silahları yakması, bırakmasıyla birlikte önemli bir sürece geldi ülkemiz. Tabi bu sürecin TBMM tarafından desteklenmesi ve sürecin sahiplenmesi noktasında Meclis'imizde kurulan komisyon çok önemli bir aşamayı kaydetti. Bahçeli'nin bugün ifade ettiği İmralı'ya ziyaret konusu TBMM'deki komisyonun vereceği karar doğrultusunda gerçekleşecektir. Bu yöndeki takdir yetkisi komisyona aittir. Hep beraber komisyonu bekleyeceğiz" ifadelerinde bulundu.
Çocukların, bir toplumun en masum varlığı ve en kıymetli emaneti olduğunu vurgulayan Tunç, bir toplumun vicdanının, çocuklarına gösterdiği şefkat ve adaletle ölçüldüğünü söyledi.
(Foto: AA)
Tunç, çocukların, çevresindeki tehlikelere karşı en savunmasız toplum kesimi olduğunu belirterek, çocukların korunmasının devletin anayasal görevi olduğunu dile getirdi.
Projenin, çocuğu koruyan, onaran, güçlendiren bir adalet sistemi inşa etme iradelerinin önemli yansıması olduğunu anlatan Tunç, şöyle devam etti:
"Projeyle çok sektörlü işbirliğini güçlendiren bir politika çerçevesi oluşturmayı, toplum temelli onarıcı uygulamaları yaygınlaştırmayı ve çocuklara özgü alternatif tedbirlerin niteliğini artırmayı, uluslararası iyi uygulamalardan yararlanmayı, onarıcı adaletin ruhuna uygun biçimde çocukları korumayı ve yeniden topluma kazandırmayı öncelemeyi, suçun neden olduğu tahribatı gidermeyi ve çocuğun sorumluluk alarak değişimini teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Proje kapsamında hedefimiz suça sürüklenen çocukları yeniden topluma kazandıracak umudu onaran, hatayı düzelten, insan onurunu merkeze alan bir yaklaşımı hakim kılmaktır. Bu bağlamda proje, ilgili mevzuat düzenlemeleri ve politika değişimlerini teşvik edecektir."
"HER DAİM MAZLUMLARIN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Tunç, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına değinerek, "Çocuklar için daha adil bir gelecek inşa etmeye çalıştığımız bu dönemde, maalesef dünyanın farklı bölgelerinde, özellikle Filistin'de, Gazze'de çocuk haklarının nasıl ihlal edildiği, çocukların, insanların yaşam hakkının yok sayıldığı ve pervasızca hiçbir sınır tanımadan kadınların katledildiği, çocukların soykırıma tabi tutulduğu bir zaman dilimini hep beraber yaşıyoruz." diye konuştu.
Gazze'de 7 Ekim 2023'ten bu yana 20 binden fazla çocuğun katledildiğine dikkati çeken Tunç, İsrail'in dünyanın gözü önünde insan hakları ihlali gerçekleştirdiğini ifade etti.
Bakan Tunç, İsrail'in ne mahkeme kararlarına, ne uluslararası hukuka, ne de uluslararası hukukun insancıl ilkelerine uyan bir tutum sergilemediğini vurgulayarak, "Bunu maalesef bir asırdan beri görüyoruz. İnşallah son alır ve BM Güvenlik Konseyinin Barış Planı icra edilir ve bu anlamda da oradaki katliam sona erer. Türkiye olarak her daim mazlumların yanında olmaya, Gazze'ye insani yardımlarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın kararlı liderliğinde daima hakkın, hakkaniyetin, adaletin yanında olmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Adaletin gerçek gücünün insanı ve toplumu yeniden kazanmak olduğuna işaret eden Tunç, bu anlayışla ceza muhakemesinde çağdaş ve insani bir yaklaşımı temsil eden diversiyon sistemini önemsediklerini anlattı.
Bakan Tunç, hayatın başındaki çocuklara ikinci şans sunan bu sistemin, umutla örülmüş, adaletle yoğrulmuş fırsatlar kapısı olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'nin bu kapsamda önemli yenilikler hayata geçirdiğini bildirdi.
Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair mahkeme kararlarının icrasının, çocuk görüşme merkezlerinde uzmanlar tarafından yerine getirilmesini sağladıklarını belirten Tunç, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Çocuk görüşme merkezlerinde şu ana kadar 4 bin 788 çocuk teslimi ve 48 bin 904 kişisel ilişki dosyası olmak üzere toplamda 53 bin 692 dosyada 663 bin 50 işlem gerçekleştirildi. Bu gerçekten bizim yüreğimizi yaralayan bir durumdu. Polis zoruyla çocukların, icra marifetiyle bir meta gibi alınıp verilmesi gerçekten rahatsız edici bir durumdu. Bu uygulamayı ortadan kaldırdık."
Çocukları suçtan uzak tutabilmek, adli süreçlerde ikincil örselenmelerini engellemenin öncelikleri arasında yer aldığını dile getiren Tunç, "Bu kapsamda suç mağduru çocukların, faillerle bir araya gelmeden, uzmanların desteğiyle özel ortamlarda ifadelerini verebilmelerine imkan sağlayan adli görüşme odalarını oluşturduk. Bugün itibarıyla 81 ilimizde 175 adli görüşme odasında 155 bin 764 adli görüşme gerçekleştirildi. Uzmanların, pedagogların, psikologların ve yargı çalışanlarının çocuklarla sağlıklı iletişim kurabilmesi için dikkat edilmesi gereken hususları, hazırladığımız kılavuzlarla net bir şekilde ortaya koyduk." ifadelerine yer verdi.
"MÜCADELEMİZ ÇOCUĞUN GÖZÜNDEN YAŞ DEĞİL, UMUT IŞIĞININ SÜZÜLMESİ İÇİN"
Bakan Tunç, şu değerlendirmelerde bulundu: "Çocuklar, yüreğimizin en hassas yeri, geleceğimizin en parlak ışığı, gözümüzün bebeğidir. Bu konudaki temel amacımız tek bir evladımızın dahi suça sürüklenmediği, maruz kaldığı her tehdide karşı şefkatle ve etkin biçimde korunduğu ve her çocuğun hayata eşit, güvenli, umut dolu bir pencereden bakabildiği bir sistemi inşa etmektir. Bizim mücadelemiz çocuğun gözünden yaş değil, umut ışığının süzülmesi içindir. Bizim gayretimiz onların tebessümünün gökyüzü gibi daim olması, yüreklerinin korkudan değil, hayalden çarpması içindir. Çünkü biz geleceğin, bugünün çocuklarının tebessümünde gizli olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda önümüzdeki dönemde onarıcı adalet ve diversiyona uygun şekilde çalışmamalarımızı kararlıkla sürdüreceğiz."
Kamuoyunda "suça sürüklenen çocuklar" konusunda tartışmaların olduğuna anımsatan Tunç, "Çocukları suça sürükleyen nedenlerin ortadan kaldırılması başta olmak üzere, onların yargısal süreçlerde maddi gerçeğin ortaya çıkması ve hakkaniyetin ve adaletin ortaya çıkması anlamında ne yapılması gerekiyorsa yapmanın gayreti içerisinde olacağız." dedi.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN
