Son dakika: Rize Çayeli'de sel felaketi! İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan kritik açıklamalar

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Rize'nin Çayeli ilçesinde meydana gelen sele ilişkin Madenli beldesinde önemli açıklamalarda bulundu.

Süleyman Soylu, "An itibarıyla hastanede 2 kişi var. Onlar da taburcu edilecekler. Beklentimiz o yönde. Hakikaten bölgede son zamanlarda en yoğun yağış olarak değerlendirilebilir. Geçen hafta Trabzon'da olmuştu, 60-65 kilogram yağmıştı. " ifadelerini kullandı.



BAKAN SOYLU ŞÖYLE KONUŞTU;

"Hastanede iki kişinin tedavisi devam ediyor. Hakikaten bölgede son zamanlarda en yoğun yağış olarak değerlendirilebilir. Geçen hafta Trabzon'da olmuştu, 60-65 kilogram yağmıştı. Oysa bu hafta burada yağan yağmurun miktarı 262-263 kilogram.Hasar tespit çalışmalarını başlattık. Ulaşıma kapalı olan, can kaybı mal kaybı tespit etmediğimiz 6 köyümüz var. Onlara da ulaşma konusunda tüm ekiplerimizin çalışmaları devam ediyor. Tedbirler aynı ölçüde alındı. Sayın Cumhurbaşkanımızın net talimatı var. Yardımlar temin edilecek, elden gelen tüm gayret ortaya konulacak.İki ayrı vadide gerçekleşti. Bunların büyük bir bölümünde ıslah çalışmaları tamamlanmış. Bir bölümünde devam ediyor. Riskli bölgelerdeki uyarı ve tahliyeleri Valiliğimiz gerçekleştirdi.

RİZE'DEKİ SELDEN ETKİLENEN ÇİFT YAŞADIKLARINI ANLATTI

Rize'nin Çayeli ilçesi Madenli beldesinde Bostancı çifti, sel anında yaşadıklarını anlattı.

Hasara yol açan yağışın ardından bölgede günün ağarması ile hasarın boyutu da ortaya çıkmaya başladı.

Madenli beldesinde ikamet eden Mehmet ve Nezahat Bostancı çifti, sel sularına kapılmaktan son anda kurtuldukları anları anlattı.

Nezahat Bostancı, yağışla birlikte taşın toprağın aşağı doğru geldiğini, oğlunun da o sırada dışarıda olduğunu söyledi.

Kaçması için uyardığı oğlunun ev tarafına geçtiğini belirten Bostancı, "Korkulukların yukarısına çıktı. Ben de eve çıktım, mutfağın camını açtım. 'Onu üstünden alayım' dedim. 'Çıkamam' dedi, 'çıkarsın, ben seni alacağım' dedim. Öylece çıktı ve onu aldım." dedi.

Daha sonra kapıya çıktığını, eşinin evin önünde olduğunu dile getiren Bostancı, yaşadıklarını şu sözlerle aktardı:

"İstanbul'da arkadaşlarım ve yakınlarım burada benden video, haber bekliyorlar. Ben de video çekeyim dedim, gösteririm diye. Baktım, üstten aşağı her şey geliyor. Odun, ağaç geliyor. Eşim de burada. 'Mehmet kaç, Mehmet kaç' diye bağırdım. Mehmet'in o tarafa kaçtığını fark edemedim. Odunlar falan onun peşine geldi. Ben, 'Mehmet gitti, Mehmet gitti' diye bağıra bağıra ev tarafına koştum. Caminin o tarafa baktım, 'Sel onu o tarafa mı attı, yoksa ırmaktan aşağı mı gitti?' Baktım duruyor orada. Bir sevindim ama çok fenaydı. Anlatılmıyor."

Mehmet Bostancı ise sel sırasında çay bahçesinde olduklarını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Derenin, ırmağın yönü değişince biz eve doğru kaçtık. Hanım eve girdi. Ben kapıdaydım. Bekliyorum, ne yönde gidecek, büyüklüğü ne kadardır? Baktım yukarıdan heyelan olunca derenin yönü iyice kabardı. Alabora şeklinde aşağı doğru geliyor, ben kendimi en kısa yönden evin köşesinden mezarlık tarafına attım. Gelen hafriyat arkamdan geçti, ırmağa gitti. Kendimi öyle kurtarmış oldum."

Eşinin görüntüleri çektiğini belirten Bostancı, "Benim kaybolduğumu görüntüden görünce küçük oğlumuza sesleniyor, 'Oğlum, baban sele kapıldı. Baban gitti' diye feryat ediyor. Ben de mezarlık tarafına gitmişim, babama dua okuyorum ki 'Baba biz de geliyoruz, bizim de günümüz bitti galiba, bu kadardı.' Bu, beni görünce o zaman rahatladı. Kanım dondu. Allah'ın izniyle bu merdivenin sayesinde kurtulmuş oldum." diye konuştu.