1942’de Suriye’ye sığınan Yunanlar, şimdi mültecilere zulüm ediyor
Almanya’nın 2. Dünya Savaşı sürecinde Yunanistan’ı işgali ettiği dönemde, ülkeden kaçan Suriye’nin Halep kentine sığınmıştı. Burada oluşturulan mülteci kamplarında, Suriye’nin gerçek sahibi olanlar, Yunan mültecilere kıyafet ve giyecek yardımı yaptı. İşte o anları anlatan 1942 tarihli ‘Burası Kudüs’ adlı gazetenin birinci sayfası “insanlığın” gerçek yüzünü gözler önüne serdi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 09:29 | 03.03.2020
- Güncelleme Tarihi: 09:37 | 03.03.2020
İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman Nazilerin Yunanistan'ı işgali sürecinde Yunanlılar da Suriye'deki mülteci kamplarına sığınmıştı. 1942 tarihli 'Burası Kudüs' adlı gazetenin birinci sayfasında Halep'teki Yunan mülteciler için oluşturulan bir mülteci kampında Suriyelilerin Yunan mültecilere kıyafet ve giyecek yardımı yaptığı anlatılıyor.
TÜRKİYE YARDIM GÖNDERMİŞTİ
İkinci Dünya Savaşı sırasında 1942'de Almanya'daki Naziler ve İtalyanlar ittifak halinde Yunanistan'a yönelinde hem iç kesimlerden hem de adalardan yüzbinlerce Yunan kaçarak Suriye, Filistin ve Mısır gibi ülkelere sığınmıştı. Yunan mülteciler için Halep'teki Neyrap'ta bir mülteci kampı oluşturulmuş, gelen Yunanlar burada misafir edilerek her türlü ihtiyaçları karşılanmıştı. Bu süreçte Türkiye de kıtlık ve yokluk çeken Yunanistan'a TIR'lar dolu insani yardım malzemesi göndermişti.
33 KİŞİ CAN VERDİ
Hürriyet'in haberine göre; o dönemde Mısır bölgesinde 500 Yunan mülteciyi taşıyan İngiliz gemisi SS Empire Patrol'da yangın çıktı ve aralarında 14 çocuğun da olduğu 33 kişi hayatını kaybetti. Çoğunlukla Sakız Adası'ndan, Girit'ten, Midilli'den ve Yunanistan'ın diğer birçok bölgesinden kaçan mülteciler savaştan sonra geri döndüler.
SURİYE'DE KAMPA SIĞINDILAR
O dönemi hatırlayanlardan Marianthi Andreai verdiği bir röportajda yaşadıklarını 'Almanlar buradaydı. Ben üç yaşındaydım. Kaçak olarak Türkiye'ye geçtik ve oradan Halep'teki El Nayrab kampına giden trene bindik' diye anlattı.
'HİÇ UNUTAMAM'
Andreai devamında şunları anlatıyor: 'Yaşlı kadınlar sarmıştı etrafımı. Sonra Türk sınırındayken askerlerin 'Gel buraya' 'Gel buraya' diye bağırdığını hatırlıyorum. Koşarak kaçtık. Bonra ben yere düştüm. Sonunda bizi bıraktı. Ama bunu hiç unutamam"